yapılabilmesi hiç de tatın. nkâr bir netice Geğildir. Bunun içindir. ki Hu- tütün, Alvon, na tanınan primleri büyük — ölçüde arttırmıştır. İşin aslı buydu, fakat sâbık ikti- ı politikacı Erk- çıklamamak için büyük gayret gÖös- terdi. Sadece İstatistik Umum Mü- dürlüğü rakamlarını 20 milyon dolar mübalâğa ederek, k geçen son 7 aylık ihracat miktarını bildirdi. Bu- na önümüzdeki 5 ay için tozpembe bir tahmın ekliyerek, 19599 ihracatı- nın 440 milyon doları bulacağını söy- tedi. Metod, doğrusu çok caziptir. Fi- ilen yapılan bir yıllık ihracat rakamı saklanmakta, —istikbale ait ihracat tahmini övüne övüne açıklanmakta- dır. Sâbık iktısat asistanı, ayni meto- Üç ko- tayla 550 milyon dolarlık ı!halat im- kânı elde edildiğini söylediyse de, bir yıllık fiill ithalât rakamını vermeye görmedi. Lüzum görmedi, Zi- ra istikrar politikasının başından be- ri yapılan bir yıllık ithalât, D. P. pro- &gandasımn mal bolluğu iddiaları- na rağm n derece düşüktür. Bır yıllık devı-en!n nlll ithalâtı ancak 321 milyon dolardır. Halbuki yokların kendini en fazla hissettirdiği gecen yıl dahi, ayni devre zarfında 391 mil- yon dolar tutarında ithalât yapılmış- ©! şŞbakanın husus! uçağıyla Pa- risten yurda dönüşünden sonra. ilk defa 1953'de bakanlık koltuğuna otu- ran Hayrettin Erkmenin politik ha- kikatleri düpedüz hakikatlere tercih edeceğini 6 yıl evvel kimse aklına getiremezdi. İlimden politikava "alen 43 yasında olan Erkmen, ba kanlık koltuğuna ılim sayealmle dir. Trabzon lisesini tamamlad ra, Mülkiyeyi bitirmiş ve 1938 yılın- da İsviçreye gitmiştir. Erkm İsviçrede 10 yıl kaldı. Cenevre İktısat Fakllltoslnden me- zun oldu ve “İşçilerin teşebbüslerin idaresine iştiraki” mevzuunda doktoa- rasını yaptı. Daha sonra Lozana ge- çerek hukuk diploması aldı. Avrupadan 1948'de üç diploma i- le dönen Erkmen. bir mildidet Mali- ve B&kanlığı Tetkik Heyetinde rapor- r olarak vazife gördü. Daha sonra lscanbuı Umversıte—ıı İktisat Fakül- tesine asistan oldu. Asistanlığı sıra- sında Yeni İstanbul gnzetesınde ikti- sadi saha muhabirliği yaptı. Yenç asistan 1950'de D. P. nin Giresun adayı idi. Seçimleri kazamp. Ankaraya gelen 34 yasındaki genç a- sistan icin akadem:k kariyer son bu- luvor politik kariyer başlıyordu. Ma- ih Erkmenin okuma ve inceleme askı milletvekili .seçilmekle tükenme- di. B. M. M. Kütüphanesine en çok uğrayan milletvekillerinden biriydi. ARİS, 25 AĞUSTOS 1959 Meclis müzakerelerine daima içi ki- taplar ve notlarle dolu çantası eliz- de gelird!. Kürstüye ç'l't'gı zaman yanında ekseMiya bir silrü kitap -Ka- sım Gülek de ayni şekilde hareket e- der- bulunurdu. Erkmen, bu yüzden B M M de kı8a bir zamanda “çalış- kan, ilim adainı ve kıtap dostu” ola- rak şgöhret yaptı. Buna efemlice dav- ranışları da eklenince. genç. *Erkmen çabucak Meclisin sevilen v hürmet edilen simalarından biri haline geldi. rkmenin ciddiyeti, ilmi bilgisi ve efendiliği ile yarattığı sempatinin neticesidir ku Başbakan — Menderes, 1953 Nisanında onu Çalışma Bakan- lıiğına getirdi. Erkmenden teknik bil- gisiyle, gittikçe ehemmiyet kazanan çalışma meselelerini haletmesi bekle- niyordu. Genç Çalışma Bakanı da ha- kikaten bir teknik adam olarak şevk- le çalışmaya başladı. İş mevzuatını yeni baştan gözden geçirdi, mukavee tasarısını hazırlattı, grev vzuunu inceledi, işçi — meskenleri mev?uuna eğildi. Gerçi bu çalışma- lardan aradan 6 yıl geçmesine rağ- men hiçbir netice çıkmamıştır: ne kolektif mukRavele tasarısı kanunlaş- mış, ne grev mevzuunda bir arpa bo- yu yol alınmıştır. “Her işçiye bir ev” parolasıyla, ortaya atılan işçi mes- kenleri nolitikası da 5 bin evden Öte- ye gidememiştir. İşçilerden kesilen paralarla mali kuvvet kazanan İşçi Sigortaları Kurumu, İstanbuldaki “güzelleştirme” hareketi için yüz milyonları seferber ederken, işçilere mesken sahibi olabilmeleri ıçin kendi paralarından ancak 100 milyon lira borç vermiştir. Ama her şeye rağ- en, genç Calışma Bakanının 1953 - 1955 yıllarında bir şeyler yapmak i- çin çırpındığı şiiphesizdir. Erkmen ilk iki yıllık bakanlık devresinde bir teknik a kakdlı. Bu devrede yakmlan onun sık sık istifaya niyetlendiğini anlatırlar Fakat Erkmen istifa etm Grupunun 1955 sonlaıındaki "Sız ar— kadaşlar, isterseniz Hilâfeti bile ge- Fi &etirebilirsiniz” sözleriyle hatırla- nan müthiş şahlanmasından — sonra kabine dışı kaldı. Mamafih Menderes, ciddi Çalışma Bakanını büsbütün bı- rakmadı. Onu D. P. Grup Başkanlı- &ına getirmek için gayret gösterdi. Zira Erkmen hem Grupun, hem Men- deresin itimadına sahipti. D. P. Mec- hs Grupu Başkanı Erkmen, Mende- resin itimadını boşa çıkarmadı. Onun başkanlığı sırasında Grupta bir cid- 4i ayaklanma vuku —bulmadı. Bu devre, “teknisyen” Erkmen için ka- riyerinde politik staj günleri oldu. Fakat bu kariyer, 1957 secimlerinde az 'kalsın son buluyordu. Giresunda Erkmenin başta bulunduğu D. P. lia- tesinin seçimi kaybetmesine ramak kalmıştı. Seçim, ancak son dakika- larda kıl vayı kadar bir farkla ka- zanıldı. Erkmenin politik kariyeri bu sayede kurtuklu. Mamafih Ticaret Bakanı bu tarz silrprizlerin bir daha vuku —bulmıyacağı — kanaatındadır. Kasım Gülekin Karadeniz gezisinden YURTTA OLUP BİTENLER hemen sonra fındık ihracatında do- lar başına yapılan gön 340 Kuruşluk zam, bu kanaatı teyid eder mahiyet- tedir... Bakani! ga dönüş ö rkmen, Menderes V kabinez:ne ı tekrar Çalışma — Bakı olarak rdi. Istikrar polit:kasının tatbikili- den sonra da Ticaret Bakanlığına geldi. Fakat Menderes V nın bakanı Erkmen, kabinesindeki Erkmen değikdi. tikada tecrübe sahıb. olmuştu tecrübe, onu D. P İktidarmın klâsik bakanlarından biri haline — getirdi. Artık Erkmen de parti kongrelerine katılmakta, “kanun dışı çalışan Mu- halefet”e insafın ve mantığın kabul etmiyeceği hÜcumları rahat rahat ya- pabilmektedir. — İsviçrede öğremliği iktisat ilmini unutarak — enflâsyonu da, istikrarı da ayvni hararetle savu- nabilmektedir. İstatistiklere — söyle- mediklerini söyletebilmektedir. B. e de eski mütevazi Ça- lışma Bakanmın yerini, çabuk kızan guürurlüu bir adam almıstır. Meselâ Meclisin en son celselerinden birinde, ce bakaya takibine benzemez” ecek kadar ileri gitmiştir. 1957 yılı,sonun- da Emin Soysalı kürsikdlen “Sen ağ- zını kapa” tarzında azarlamıştır. Sözlü soru sahiplerini “söylediklerin hilâfı hakikattır, demagojidlr" dıye baldızı ile evlenen Erkmen ayni za- manda iyi bir aile babasıdır. İki ço- cuğa sahiv olan Erkmenler, bugün- lerde üçüncü yavrularını beklemek- tedirler. Hayrettin Erkmen çocukla- rını çok sever, Akşam karanlığında bâzan Atatürk Bulvarında — çocuğu kucağında dolaşma.sı bu sevginin en göze çarpan delili Hususi ve reqml hayattaki iki Erkmen arasında bir münasebet kur- mak hakikaten zordur. Evinde ve dostları arasında eski tevazuunu ve acık görüşlülüğünü muhafaza ayak uydurmuştur. kıtaplanm yanırtlan ayırmayan tek- k adamı, bugün alışılmış mânasıy- la bir politikacıdır. Bunun içindir ki Erkmen İsviçrede okuduğu iktisadı aya olduğunu görecektir. Zira o kitaplar-' da, ister enflâsyona gidilsin, ister fi- yat istikrarına dikkat edilsin -bu pek mllhım değil- bir kâlkınma hareketi- şekkillünün — hızlandırılması ve ser- mayenin en müessir şekilde kullanıl- ması olduğu yazılıdır. Görülmemiş