YURTTA OLUP BİTENLER kalkınma bu iki şartı da yerine ge tirmemiştir: 1959 vmmîq Türk zira atinin verimi, 19 vvelki ve- rimlerden yükse : Erhami i (4 müzakerelerde ad n Baade Raporu. bu acı hakikati bütün feci neticeleriyle ortaya koymakta- di maye teşek- yavaştır: Net yatı- lirin yüzde 8 - 9'unu rıntlar milli ge &şnmıamaktadır. Nüfusun yılda vüzde 3 arttığı bir lemlekette bu: yatırım nisbeti ad. düşen sermaye &tokunun a_rtma sINA İmkân vermiye- tek kadar cvıxzdır ve seçmenin hoşu- isine kulak asmı- da sermaye teşek- kuıunu mılano—r cak hiçbir tedbn dahi, serm ye te%kkü]v_ nü arttıwıxqî—c bir vamta bılmemış en- tır! memiş. mahdut )atırım imkânları en az verimli sahalara — yöneltilmiştir. Baade Raporu tehlike çanlarını çalar- ken, hâlâ imara yüz milyonlar har- canmaktadır Görülmemiş kalkınma bir masal- dir ve bunu en iyi bilmesi gereken kimseler bu masalı anlatarak İxkti- darda kalmaya çalışmaktadırlar... Zabıta Ölçü elden kaçınca.., ( eçen haftanın sonunda Cumartesi &ünü, Konak meydanına baka İzmir Valiliğinin mermer m Zetecflerin suallerine tek kelime ol- #ın bir cevap vermeyi reddederek olomob!Merine binip uzaklaştılar. Dört Amenkan subayı, Avru dukl Hava Ku Tuğgeneral Edward Emrea!p ile iki saat konuşan bu dört Amerikan suhayı Almanyadan husu- sİ sürette İzmire gelmişlerdi ve vazi- feleri halen mevkuf bulunan döviz dikleri yolundaki iddialarını ve ka- çakçılık hâdisesini tahkikti. Vali Kemal Hadımlı, Amerikan “Tahkik Heyeti” ile dayak meselesi- ni? görüştüğünü saklamıyor, — yalnız heyetin sadece dayak hâdisesini de- h saHtlık gorüv me hakkında “Adliyeye intika! etmiş hâdiseler hakkında ge- nis izahat verdim. Kendilerine neti- veyi emniyetle — bekliyebileceklerini söyledim” diyordu. Görüşmelerde hazır bulunan İz- mirdeki Amerikan Başkonsolosu Do- naki Edüy ise gazetecilere, huntn ta- inamile bir “nezaket ziyareti” oldu- 10 Or ve “Peki tam iki saat onuşuldu” — sualini de urmaya — çalışı- 'I'ecıîıbılı ve ılıt yatlı Başkon- )3, Türk Adliyesine intikal etmiş kaçakçılık hâd ıinin -ve bir de ö .wqeloxxmn Amerıkalılar ta- ıisi tahıkik heyetleri yol- rak bir diplomatik mesele halinc smanın Türk halk efkârında nasıl akisler uyandıracağını kestirebiliyor- du. Esasen, Dona!d Eüdyv, ayni basi- reti, dayak iWidiaları UPİ Ajansının bir haberiyle dünyaya duyurulduğu zaman da gösterngş ve meselenin bu safhalara dökülmemesi için elinden gelen bütün gayreti sarfetmişti. NA- TO Kurmay Başkanı General Holilis- ter'in Pentago'na gönderdiği bir va- Y“eashington'a gidip gelme yolculuk yapma zorunda kalıyor ve en mühi- mi Türkiyeye bir “Amerikan tahkık heyeti” gönderiliyordu... ah var İzmir Val.si bu heyetı kabul edi- yor .ıyduııat yor ve “teminat” veri- yo Hele Amerikanın yüksek tirajlı smeşhur 'Time'1 da bu hâdiseye Lam 1 8. yer ayırınca hâdise, mâna kazanıyordu. Hakikaten Ame- rikalı çavuşlara fena muamele edil- ış ve da atılmış mıvdi? Bu, şimldilik belli değildi, adlt tahkikat sonunda ortaya çıkacaktı. Varsa me- suülleri ceza görecekti. Ama hususi &ürette gönderilen tahkik heyetleri- nin hâtırası, Türk halk efkârından kısa zamanda stlinebilecek miydi ? Kaçakçı Amterikalılar mahkemede Şersatın kestiği parmak acımaz” poru geri alması için tam 1 saat sil- ten ikna gayreti netice vermeyince. Donald Kidy, Türk gazetecilere bir bayanatta bulunarak Amerikalı dok- torların kaçakcılıktan sanık cavuş MeCuistion ile King'i muayene ettik- lerini ve MeCuistisn'un omuzunda bir sıyrık bulunduğunu ve bunun da tev- kifi sırasında mukavemete teşebbüs etmes.nın bir neticesi olabileceğini bildird akat basiretli Ba.skonsolosun gayretleri boşa gitti. Amerikalı dost- larımız, kaçakçılık sa.mıı'u çavuşları- Amerikan subayları hâdiseyi basına intikal ettirirlerken, bir taraftan da Washington'a rapor- lar yağdırıyorlar, Amerikanın Anka- radaki Büyük Elcisi Filetecher Warren bu hâdiseyle ilgili olarak uçakla bir Döviz kaçakçılığı ve day ı l aber gazetelerde neşredıld ği za- man kimsenin fazla aıakasım çek- sayfalarında âdeta — demirbaş haline geldiği günlerde, İzmirde vu- çeviremezdi. mensubu Amerikalılar olsa bile... Zira Türkiyedeki vazifeli Ameri- kalıların suç işlemeleri vukuatı adi- yeden sayılmağa başlanmıştı. Büyük dost ve müttefikimizin Türkiyedeki personelinden bâzılarının sevimli âi- maları, otomobıil kazası, kız kaçırma, bayrak yırtma, yaralama gibi vaka- lar yüzlinden sık sık gazete sayfala- rmda arzı endam etmekteydiler, ATO Temsi? Bürosundan çavuş ğ tc(*uiqtion m elebaşılık ettiği bir ka- çakçılık şebekesini Türk polisi mey- AKİS,25 AĞUSTOS 1959