——— Xa YURTTA OLUP BİTENLER Gernel Kur'.;l üÜyeleri, Özelir fera- gatından çme hevesini kay- betmiş gıbı)dl er; esasen birçok de- lege, salonu terketmiş, 200 MmevVcut- tan Sü kışi kalmıştı. Bütün bunların yanınmda lki de en TMmülhim — sebe hulis faaliyetleri arasında, m.ıylıı..h Hi şkoyacağından bahsedilen D. P. h Ankara Belediye Meclisi üÜyexi, İs- met Barutçunun aday seçilivermesi ihtimalivdi. Genel Kurul şimdilik, Ge- nel Sekreter adaylığı seçimini 1960 Nisanına bırakıyordu. O vakte ka- dar Genel Sekreter, ldare Heyeti ta- rafından seçilecekti. Rüzgüar eken.. B ü bile, ihtimal nır zafer sayılacak- bunun ı kâslâr noksan Ve pahalı bir zafer oldu;,,a aşikârdı. Hattâ halk :ledktidar arasındaki bü- tin mutavassıt teşekküllerin idaresi- Ni ele geçirmeye çalışan # Çicin b.r-hezimetten dahi bahsı-tmvk müm- kündü. Zira büyük mllhendis coğun- luğu, davranışlarıyla “nimet”lerden çok daha kıymetli şeylerin mevcudi- yetine-inandıklarını ispat etmişlerdi. Tıpkı talebe teşekküllerinde olduğu gibi; tıpkı tarafsız Sıddık Sami O- narı seçerek Üniversitenin karşısına “arsa” ile çıkan İktidara cevap ve- ren profesörler gibi.. Bu istikbale b.r Ümit ışığı ara- mak maksadıyla bakanlar için cesa- ret verici bir manzaraydı x A . Gazeteciler — * Bir ipte... (’ eçen haftanın ortasında Carşam- ba günü İstanbul oplu Basın Mahkemesinde müdahil av ukat -genç, uzüun boylu, gözlüklü bir zatıı— ayağa halkarak talebini söyl e Dâvalı neşreıuğı mecm'uanın birinci sayısından beri İnönüye haka- retlerde bulunmaktadır. —Mahkümi- Yetler Üstüste gelmekte, ceza tehdidi devam etmekte gene de hakaretlerin tekim kendisinin yakın dostu Peyami Safa, Fahrettin Gökayın tedavisi al- tında bulunduğunu yazmıştı. Bunun için dâvalının müşahade altına alın- mMasıng istiyorum”. Doğrusu kimse dâvanın gidişin- den böyle bir talebi ummuyordu. Çünkü sanık mevkiinde bulunan kim- se bu talebin verdiği asabiyetle yü- Zürdeki tikleri bir kat daha fazlala- şan Necip Fazıldan başkası (değildi. Türkiyenin en başarılı mizah mecmu- dâvaya girmisti. Kendi bmanından anlaşıldığı — üÜzere hakkında 88 yılı aşan hapis cezası isteği vardı, fakat böyle bir taleple karşılaşmamıştı! Son haftalar zarfında ilmum! ef- kârın dikkatini çeken bütün dâvalar Necip Fazıla aitti. Lüks Nearminin dedikodulu dâvası bile Necip Fazılın- i6 A ŞK TU CUT D — A0 İti Dağa küsen tavşan?! g ef.ı Kılıçlıağlunün Yeni Sa- ğ a Da Zisamlan yuku lanıdıiğı “inühalefet krizle l"ııln Bi şldı.h-ınlı—rindı-n birini geçiri- yor... Hem bu defa hastanın şi- çok şüipheli. Zi- n”, tam “cephe”den... | Yeni Nabhuh, bir boykot kararımı dikkat ve titizlikle tatbik edi- yor: Bir haftadan beri Adnıan Menderesin ne inmi, » Te mi Yeni —'ııhdhtu n r almadı. Adnan Me ece j Pat e nüdı “Başvekil” diye Iı.ılıı—wllüı Oor. Radyo gaüzetesinin tâbiriyle *'lıılluııııı.uıın nlıııı-tlc rinden en fazla faydalanan" bi gazete ile »ahllılııln Iktldııru klı—ııııı- sehe- * hiç şüphesiz, ve “faydalan- m'ı meselesi kiler yanında daha sönük kalıyordu. Bu meyzuda pek tecrübeli olâğn Büylk Doğu sahibi talebin çıkış noktasına Mesnet olan Peyami Safaya ne ka- dar kızsa )erlydi Nitekim bu duruş- madan ye sün evvel — neşredilen mcı.mua—ufda Peyamiye “hak ettiği cevabı” ,vermişti. Elbet — verecekti; kendi ıâ.hırx)le 'Bahiâlı'nin bu en efe anı'nın kimseden pervası yoktu. Hele Peyamiden hiç yoktu. Sırtında yüz seneye yaklaşan — mahkümiye” talebi YÜkÜ, gözlerinin bebeğinde v mumi af ümidi, alabild.ğine yazı_vor- , ha sekiz sene- mn Üzerine ilâve edilecek senelerin ne değeri xardı Cevahı pek sert oldu ve Peyami "Safu - Aziz Nesin çatış- mmm—lan beri bu ceşıt neşriyatı sa- dakatle takip eden' Aksam gazetesi fıkrayı derhal iktibas etti. Hâdise — zincirinin İlk halkasını Peyami Safanın artan tazyiklere da- yanamıyarak Tereümanda — yazdığı bir yazı teşkil ediyordu. Üstad bu fıkrasında pek güvendığı mantıgını harekete geçirerek — Neci Fazılın Mecmuasına intisabının mazeretıni ııkwuculanna açıklıyordu: Evet ger- S BE yan devrim şarlatanlarına karşı Kı- saküreki yalnız bırakmak" istemediği için yazmıştı. Fakat n sonra Üs- tad keskin sezişiyle * B(lvük Doğunun mânevi cephe müdafaasını, siyas! plânda çirkin ifratlara vardırdığı”nı farketmiş yazılarını *esmişti. Bundan sonraki fıkralar haberi olmadan Ne- cip Fazıl tarafından eski — koleksi- Yonlardan — kesilerek neşredilmişti. Bu taşkmlık mazur görülmeliydi. Bir ere “Necip Fazıl Fahrettin Kerimin tavsiyelerine muhtaç”tı. Sonra “Ne- cip Fazılın bir çoklarına nefret ve- Zür ve me Âi " a ancak ren taşkı n.ık'a: ” Peyamiyi “keder a 1 sene ev- , ünkü -vel ondaki büvılk şiir Cevherini” Us- tadın kendisi- tıpkı Sait Faik, Cahit Bitki, * Fazıl H tanıtmıştı. BlDi o da baştan çıkmış söz dinlemez olmuştu. Ustwm elinden ne gelirdi ki... P eyami Safa doğrusu haklı sayı- labilirdi. Ancak Üstadın keskin, mült- mişti. Meselâ Fahrettın Kerimin tav- sıvelcrme muhtaç gördüğü bir Necip zılin şahsında yüksek mânevi kav- ramlaıa nasıl hücum edileceği ceva- bi hayli zor bulunacak bir meseleydi. Büyük Doğu sahibi cevap vermek- te gecıkmcdi i i ettiği dostuna karşı hu hiyaneti” yapmıştı. Hakettiği mukabeleyi gürecekti. Pe- yami Safarın “bu hnanou iki ge- bopıen ileri geliyordu ktidarın aıtık Necip PFa- zılı terkıtufzı kanaa alk P'ıvtısme Ve artık o ta- rafa kfıvan KeEZetesine yaranmak ih- tiyacı.. .Xecp Fazıl arıklıyordu: Peyami Safa haberi olmadan nesredildiğini Mıa ettiği eski vazıları bizzat ken- Si seçmiş, el vazısıyla tashih edle- rok Büvüik Değuya vermtsti. Ne ÇçI- kardı ki... Nasıl olsa okıı)ı'ı*u bu farkına varamazdı. Eski ya u den yazılmıs gibi takdim el Verim di. İki kafadar bu hususta mvt.ahık- tılar. Zaten Pevami Tercilimanda hu- vkiini bulamamaktan Tra- hatsızdı. Yazı işleri müdüründen bil- Necip-FPazıl Kısakürek' Doksandekuzluk!.. 4Kİ3,25 AĞUSTOS 1959 ğ