len temsili, bardaklardan boşanırca- sıra yağan yağnıurun altında cere- yan etti. Felsenreitschule, festival bi- nabinir. dçıklava tiyatrosudur. Foğ- tival pinası daha örce bir alırmış ve açıkhava tiyatrosu da )az maneji ye- ri olarak kullanılırmış. “Orfeo” tem- silt açıkhavada verildiği halde, tek bir smokinin, tek bir tuvaletin Üstü- ne, tek bir damla bile yağmur dam- lartadı. Çünkü, Salzburg'un hem fes- tival şehri, hem de yaâağmur şehri ol- duğunu akıldan çıkarmıyan fest:val idaresi, tiyatronun üstüne tente ger- re, yağmumn de- an'ın Viyana Filarmonisinden — çıkardığı yumuşak ek'un dramatik güçten m sikisiyle birleşince, “Orfeo'nün bir ölü opera olduğu kangatleri doğrula- Nıyor, Giultetta Simionato — -Orfeo- ile Sena Jurinac -Furydice-'ın sevi- yeli tegannılerı cansızlığı gideremi- 4 beklenen ertistik ehemmiyetin sağlanmasını ön'lüyordu. Bir Ük temsil : ' Yi bir orkestranın bir şeften Öbü- rüne nasıl karakter değiştirdiğinin bir örneği, iki glüin sonra yeni bir uvperanın, genç nesil Alman eci- lterinden Heimo Erbse'nin “Julietta”- smın PFestspielhaus'da verilen, dün- yadaki ilk temsilinde görüldü. Or- Kestra gene, Kalrajan'ın Viyana Fi- lârmonisiydi. Fakat Karajan'ın sö- nfik, durgun, ölgün idaresinin yerini bu Xxere parlaklık, canlılık ve dirilik almıştı. Şef bu kere, iki yıl önce An- kara ve İstanbulda dinlediğimiz Min- neapolis Orkestrasının şefi Antal Do- rati'vdi. Dorati'nin idaresinde Viyana Pılirmomı.ı ettiği herhangi bir iyi orkestra g—bı— tınlıyor ve biçimleniyordu. Orkestra icrasının mükemmellıği. şalmnr!eki teganni, oyun, koreğgrafi ta bir gerçekleştirme herhalde Er- bse'nin önemsiz ve yer yer bayağı o- tra yazısıyla se8 yazısı arasında hiç bir uyuşma yoktu. Orkestrasında Fir- hatırlatan, renkli, ze- , Zevkti, orta çap hir “mo- dern" besteciydi lcin vıu.dığını- aklından çıkırmamış. kumazlıkları beş- hattâ amaktan çe- Heinrich von Kleist'ın e Margulse von O... ' adlı roma- Nından aldığı mevzu Üzerine libretto- sunu da kendi yazan Erbse, cemiye- feıt üzerindeki baskısını mıza.hi n işlemek istemişse de, hâmil 85 AĞUSTOS 1959 Salzburg'un Aldığı ve Verdiği İlan K. MİMAROĞLU b alzbürg. tarihiyle övünmekle, geçmişini bir daha yaşanıya ve ziya- retçilerine yaşatmakla kalmıyan bir şehir. Tarih bursla arşivlerde ve turist broşürlerinin bir köşeciğinde yaşıyor. Orta çağlardan kalmıa kalesinde, ya da Mozart'ın doğduğu evde bile değli. Tarih Salzburg'da, Yirminci Asrın en nu—pet en verinili görilnüşlerinin arasında ancak arada bir yüzünü gös Salzburg tabhlat gıııı-lliklerlvla de övünmekle Lalmıyor. Gerçi turist broşürü. apaçık, dosdoğru, bashayağı bir ifadeyla “Salzburg. Güzel Şe- hir” diyor. Ama, "ziııı—l" derken, dağlardan ve orimanlardan çok, İnsa- nin, Yirminet Asır İnsanının getirdiği güzellikler anlatılmak isteniyor. Salzburg ahalisi, Yirminci Asrın maddi ve münevi bütün değerlerini şe- hirlerine taşımışlar. Simdi de, bunlardan gönül ruhatlığıyla, alahildiği- ne faydalanıyorlar. Ziyaretçi, “Fakir insan yok nu bu şehirde ?” diye sormaktan kendini alamıyor. “Ya teneke mahallesi? Kalkınma mesele- leri de mi yok bunların? Hiç mi olmamış ?” Görün'n şudur ki, Sulzburg bugünü _vaşn or, bugünü yaşatıyor. a yakındır, her yıl yapılan festival, Salzhurg'un maddi ve mânevi dı—ğ—erlerlııhı bir yekünu, bir hülâsasıdır. Her yıl Teminuz sonun- dan Ağustos sonuna kadar Salzburz, yüzbinlerce turisti çekiyor. Bir gelc-n bir daha gelmek istiyor. Çünkü gorıonr ki, bir yandan ekmek parası kaygısı, öte yandan sanat sevgisi, İnsan Süaygını ve İş görme bil- ı(ltho birleşmiş ve Salzburg'u her bakımdan dayanılmaz hir cazibe hu- line getirmistir. Salzhurg, milyonerler ve mihracelerden cebi delik sa- natseverlere kadar, ne çeşidi olursa olsun, dünya nimetlerine aldıran herkesin “kâbe"”sidir. Mihrace ve milyoner, Nalzhıurg'luy cebi delik sanatseverin aleyhine sımartmamıştır. Cebinin deliği, yakın bir meblâğı taşıyahilecek kadar küçiük alan herkes, burada birkaç günü gönlünce geçirebilir. Salzburg Festivali, dünyanın belki en biüyük, en şöhretli fmtlvall— dir. Bu şöhreti Salzburg'a, her yıl festivale katılav dünya çapındaki v natçılar kadar, dünya hasımı lu sağlamısştır. l-al.ıl sağlanınmış bir iıh- ret, yerleşmiş bir Itllmr fmthal ldıırocllerlni 'Allhllrı_' uıı Iıl.ı.ri ma- kamlarını, Hlcak eti basın bürosu, Salzburg'a gı—len ı_':ııetw*ılı-r». SAyRıının Ve knlmlımn ÜZüa- misini göstermektedir. Geçen hafta, Vali Konağında milletlerarası ha- sın mensupları İçin yapılan resmi kabulde Salzburz Valisi milletlerara- sı basından “şimdiye kadar olduğu gibi, şimdiden sonra da festivali des- teklı—mhinl" rica etmiştir. urg'u ve festivalini desteklemek bir güzeteci için herhalde, bir lâtuf olmıuuuktı Sadece olup bitenleri bildirmek, Salzburg Festivalinin övgüsü yerine mwktlr olduğunu anlıyan dul markiz Juliet- ta'nın, çocuğunun Bibi eğlendırîci bir mevzuun imkân- e of Anxiet Şostakoviç'in se nfonısı ve ety” adh ğ araması rıyla alkışlandı. musiki şehri Salzburg'da, Bernst başarısızlığı için özür dilemek isti- yordu. Festspielhaus'da Pazartesi ge- cesi, Erbse'nin eseri sayesinde değil, Rita Streich, Walter Berry, Elisa- beth Höngen, Sıe:linde Wagner, Ger- hard Stolze #ibi şarkıcıların, rejisör Oskar Waelterlin'in, korexraf Yvon- ne Georgi'nin, bilhas$a şef Antal Do- rati'nin Ve Viya.na Fılârmoni Orkes- trasının başarıları sayesinde Zzevkli geçti. Bernstefn'ın hayali b alzburg'un görmüş geçirmiş yer- Klerini ve ziyaretçilerini en çok coşturan, Jerome Robbins'in “Bal- lets U. 8. A.” trupu ile, Leonard Bevn- stein'ın Nete York Filârmoni Orkes- trası oldu. Geçen Pazar gecesi Fes- tapielhaus'da, Barber'in İkinci Dene- mesi, piyanist Seymour Lipkin'in iş- tirakiyle çalınan, Bernstein'ın *“'The ıin ulaştığı baxa'ıyı elde edebilmişti. Ertesi gün şehrin musiki basını, Ber- nstein'ı ve orkestrasım göklere çı- karıyordu, Bernsatein. Orta Doğunun kötü a- kustikli açıkhava tiyatrolarında ver- dıği konserlerden sonra nihâyet. Fes- tspielhaus gibi bir salonda çalmanın verdiği mhatlıgm. kolaylığm zevkini ta.dıynrdu Amıa, ye üzülüyordu. Mozart'ın şehı'ınd '—fwart. çalmak, İstanbulda dinlettiği piyano koönser- tosunu asıl Salzburglulara dınletmek istemişti. Fakat rewtlval idare yılın festival prograi Barber, Bernstein meydana gelen “mânalı” programı uygun bulmuştu.