E Ğ İ ANKARA'DA YENİ BİR KOLEJ —T — Yankıları hâlâ efkârı umu- miyeyi meşgul etmekte — olan Mithat Paşa Koleji'nin kapatıl- ması hâdisesi, bizde, bu yıl baş- larında Ankara'da üçüncü bir kolej olarak öğretim ve eğitim hayatına atılmış bulunan Çan- kaya Koleji'ni ziyaret etmek arzu ve ihtiyacı uyandırdı Kavaklıdere'nin sakin bir köşesinde faaliyette- - bulundu- ğunu öğrendiğimiz koleji bul- makta güçlük çekmedik. Ame- rikan Sefaretinin hemen arka- sında Paris Caddesinde iki ayrı binada açılmış bulunan Kolej'- den içeriye girdiğimizde ilk ba- kışta gözümüze çarpan tenef- füste bulunan öğrencilerin ha- reketlerindeki disiplin havası oldu. Okul binasının karşısında bulunan geniş bahçede voleybol oynayan, seyreden, okula girip çıkan çocuklarda hâkim olan disiplin havası derhal kendini hissettiriyordu. Vestiyerde bekliyen — kapıcı paltolarımızı alarak nezaketle bize yol gösterdi. Geçtiğimiz yerlerde okulun temizliği bil- hassa dikkatimizi çekiyordu, Önceden idealist ve çalışkan bir genç olduğunu öğrendiğimiz kurucu bizi Müdüriyet odasın- da karşılamıştı. Tereddüdümü- zü görerek — Efendim, bendeniz Ah- met Arslanöz Koleji kurucusu diye. kendini tanıttı. Kendisine riyaret — sebebi- mizi izah ettik. Memnun ol- duğunu ifade ettikten sonra müsaade ederseniz önce sizleri Kolejimizi — gezdirelim, — dedi. Gezmeye sınıflardan başlamış- tık. Her sınıfta tek kişilik sıra- lar göze çarpıyordu. Sıralar muntazam ve tertipliydi. Sınıf- ları gezmeyi müteakip kütüp- haneye geçtik. İyi bir şekilde tanzim edilmiş olan lâboratu- vardan sonra iş atelyesini gez- dik. Karyolaları temiz beyaz pi- kelerle örtülü yatakhaneyi gez- dikten sonra yemekhaneye geç- tik. Bu gezmenin bize bıraktığı intiba Kolejin tam teşekküllü ve tam bir hüsnüniyetle kurul- muş Maarif Müessesesi olduğu merkezindeydi. Geziyi müteakip Müdüriyet odasına tekrar dönmüştük. Ku- rucu ile öğretim ve eğitim sis- temi üzerinde tatlı Sohbetleri- mize devam ediyorduk. Gezi es- nasında kız öğrenciye hiç rast- lamayışımız dikkatimizi — çek- mişt — Ahmet bey dedik, Kole- jinizde kız ogrencılerınız yok mu? — Bu yıl Koleji geç açmış olmam ve daha bazı âmillerden dolayı az talebem olmasına rağmen prensip olarak kız öğ- renci kabul etmedim. Çünkü kız - erkek karışık olduğu takdirde erkek talebelerde isyankâr ve asi bir ruh belirmektedir. Bu hal hem en çok önem verdiğim disiplini zedeler ve hem de çağ itibariyle kız ve erkek öğrenci- lerin dikkat ve alâkalan birbir- lerine çekilerek — öğrencilerin kendilerini rahat bir şekilde derse vermelerine mâni olur ve dolayısiyle öğretim — bakımın- dan da randıman alınamaz. Bu sebeplerden dolayı sene başın- dan itibaren kadrolarımızı dol- duramadığımızdan büyük mali tazyik ve tehlikeler altında ol- mama rağmen bu prensibimden fedakârlık etmedim. Hattâ ha- nım öğretmen dahi almadım. Bütün öğretmenler kıymetli er- kek öğretmen arkadaşlar ara- sından seçilmişlerdir. — ©O halde kız öğrenci ka- bul etmeye hiç niyetiniz yok. — Bu yıl Kolej'in yalnız er- kek kısmını açmış bulunuyo- rum. Gelecek yıl ayrı bir semt- te olmak şartiyle Kolejin kuş- lar kısmını da açacağım. Kız- lar kısmının başında değerli ve dısıplınlı bir hanım Müdüre ol- mak üzere bütün öğretmenleri- mi de hanım öğretmen arka- daşlardan seçeceğim. Şimdilik bu görmüş olduğunuz binalar- da kurmuş olduğum Kolej, te- şebbüslerimin nüvesini teşkil etmektedir. Önümüzdeki sene- lerde Kolej için yaptırmayı dü- şundugum modern okul binala- rında öğretime devam edeceğiz. — Kadrolarınız dolmuş ol- madığına göre bir zararınız o- uyor mu? — Kolej tedrisata başladı— ğından itibaren her ay 12 - 13 bin lira zarar etmekteyim. Şa- yet kız öğrenci kabul etmiş ol- saydım Kolejin çok fazla tale- besi olabilir ve zarar etmediğim gibi büyük bir kazanç ta temin edebilirdim. Sene başından iti- baren pek çok kız öğrenci mü- racaatları vâki olmasına — rağ- men kabul etmedim. Herşeyden evvel gayem yakın menfaatleri- mi gözetmeksizin iyi bir mües- sese kurmaktır ve inanıyorum ki, kazanç ise böyle bir çalış- manın tabii bir neticesi olacak- tır. — Bu durum karşısında 'ya- nınıza sermayedar bir ortak al- mayı düşünmediniz mi? — İnsanların hüküm ve ha- reketleri iki saikten doğar. Bi- ri geçim ve maddi kazanç ikin- cisi ise kafalarının içindeki bir ideali gerçekleştirmek arzusu- dur. Ben bekâr bir insan oldu- ğuma göre bir geçim mesuliye- tinden ve kazanç düşüncelerin- den tamamen Aazadeyim. Tek gayem kafamın içindeki bir Koleji kurabilmektir. Bu sebep- ten çok büyük maddi tazyik ve tehlikeler altında olmama rağ- men sermayedar ortak kabul etmedim. Şayet yanıma serma- yedar bir ortak kabul etmiş ol- saydım Zzarar ettiğimize — göre prensiplerimden fedakârlık yap- mak mecburiyetinde kalabilir- dim. En basit misal olarak or- taklarım zarar etmekte olduğu- muz için beni karma tedrisata zorlayabilirlerdi. Halbuki ben yalnız olduğum için evvelce arz ettiğim gibi büyük mali tazyik- ler ve tehlikeler altında olma- ma rağmen bütün bu mali sı- kıntılarımı ortadan kaldıracak karma tedrisatı kabul etmedim. — Bir âmme hizmeti gördü- ğünüze ve bu gibi özel teşebbüs- lerde Maarife büyük yardımcı olduğuna göre mali sıkıntınızın giderilmesi hususunda — Maarif Vekâletince bir yardım yapıl- mıyor mu? . — Maarif Vekâletince iyi niyetlerle çalıştığımız — bilindi- ğinden Kolejimize yakın bir a- lâka gösterildiğini - zannediyo- rum. 3821 — 3