gözükmektedir. Hattâ, bu marifetli adamın başbakanlıkta eskiden beri gözü e evvelce yapıları cum- hurbaşkanhgı tekliflerim de bunda dolayı reddettiği ısrarla ileri sürül- mektedir. Erhard'la birlikte adı sık sık geçen bir başka aday da şimdiki Maliye Bakanı Franz Etzel'dir. Ay- rıca, bugün Alman parlâmentosu ko- rıdorlarında faaliyet saifeden adaylar" arasında Meclis Eugen Gerstenmaıer kanı Henrich Von leri Bakanı Gerhard Schroder gibi i- simler de duyulmaktadır. Kısac söylemek 1lâzım gelirse, Almanyada ileri gelen ne kadar politikacı varsa hepsi bugünlerde kollarını suvayıp başbakanlık yarışma başlamışlardır. Bunlardan yalnız Savunma Bakanı Franz Joseph Strauss, Şansölye A- denaver'in boş bıraktığı koltuk için aday olmadığım ilân etmekten çe- kinmemiştir. 43 yaşındaki genç po- litikacı bu gibi adımlar — atmanın şımdıhk pek 1htıyatlı bir iş olmıya- cağı kanaattindedi naver'in cumh urbaşkanı seçi- lip seçilmiyeceği meselesine gelince, u mevzuda pek tereddüt — yoktur. Herkes, Sosyal Demokratlar karşı- sında Hıristiyan Demokratların ra- hat bir zafer kazanacaklarından e- mindir. Mamafih, Sosyalist — aday Carlo Schmid, "benden o kadar kork- tunuz ki, karşıma en kuvvetli ada- mınızı çıkarmak lüzumunu hissetti- niz" diyerek bütün olup bitenlerden kendi hesabına övünme payı çıkar- mayı ihmal etmemiştir. Sevinenler, üzülenler Bonndakı ihtiyar kurdun kararı, Almanya içinde olduğu gibi belli başlı Avrupa merkezlerinde de hay- li heyecan uyandırdı. Londrada he- men kendini belli eden memnuniyet havasını Örtbas etmege imkân yok- tu. İngilteredeki resmi makamlar ve İngiliz halk efkârı bu sert politika- cının iş başından uzaklaşmasını Ba- tı dünyası için bir kazanç saymak- taydılar. Adenauer, şimdiye — kadar, Doğu ile Batı arasındaki bütün uz- laşma tekliflerini menfi karşılamış, Macmillan'ın bu sahadaki son gay- retlerini açıkça baltalamaktan çekin- memişti. Hattâ, bu yüzden Londra ile Bonn arasında ortaya çıkan so- ğukluk son günlerde açıkça hissedi- lir derecelere varmıştı. İngiliz gaze- teleri Almanların harb istediklerini, birkaç karış toprak için bütün Av- hattâ bütün dünyayı kendı— lerıyle birlikte ateşe sürüklemek g; yesini güttüklerini yazmağa başla— mışlardı. —Almanlar da. İngilizlerin hâlâ harb içindeki düşmanlık duy- gularından sıyrılamadıklarını pahasına olursa olsun Almanyayı za- yıf bırakmak hniyetinde olduklarını iddia ediyorlardı. Şimdi, Adenauer'in -Como gölü kıyılarındaki üç hafta- lık istirahatten sonra- bir Londra seyahati daha yapması ve soğuklu- ğu giderecek çareleri " Macmillan'la birlikte açıkça — münakaşa etmesi beklenmektedir. . AKİS, 18 NİSAN 1959 Şansölyenin çekilme kararı kar- şısında Washington'un tepkileri hay- . li ihtiyatlı oldu. Amerikalılar kendi- lerine tam mânasıyla inanmış bir müttefikin fiili siyasetten uzaklaş- masına tabit pek memnun olmamış- lardır. Fakat, ihtiyar — politikacının son günlerde hayli inatçılık etmeğe başladığı ve müttefikler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeğe çalışa- cak yeri bunları daha da kuvvet- lendirdiği saklanamaz. Washington' - un bütün ümidi, Adenawer'in yerine gelecek olan kimsede Amerikan ta- raftarlığına ilâveten biraz da elâsti- kiyet bulunmasıdır. Asıl büyük üzüntünün Pariste görüleceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. Paris - Bonn mihveri- nin tam belirmeğe başladığı bir sı- rada, bu mihverin — kurucularından Adenauer'in pasif bir mevkie geçme- si- Fransa için hiç de hoş olmamış- tır. De Gavlle, "AvruDanın büyüklü- ğü" teranesini bundan sonra aynı iş- tiyakla dinleyecek başka bir kafadar bulmakta hayli güçlük çekecektir. Güney Amerika Hırsızların peşinden Bu haftanın başında Kübanın bü- yük şehirlerindeki bankalar pa- ra değiştirmek isteyen insanlarla do- lup boşalıyordu. Hükümet — geçen hafta sonunda yayınladıgı bir rarnameyle — 500 1.000 esoluk banknotların yenılerıyle değiştirile- ceğini ve eski banknotların hüküm- süz sayılacağını bildirmişti. Değişen paraların kıymeti hayli yüksekti -bir peso takriben bir Amerikan dolarına Rojas Pinilla Hesap veriyor DÜNYADA OLUP BİTENLER tekabül etmektedir- ve bunlardan an- cak zenginletin elinde vardı. Fakir halk, önce, yapılanlardan bir şey an- lamadı ama, sonradan bu hükümet kararının gerekçesi açıklanınca yeni rejımı büsbütün sevmeğe bağladı. el Castro'nun kargısında kaç- maktan başka çare bulamayan dik- tatör Batista ve onunla birlikte mem- leketi terkeden soyguncu kumarbaz- lar, gayrimeşru servetlerini de be- raberlerınde götürmeyi ihmal etme- mişlerdi. Ihtılalcılerın yaptıkları he- saplara göre, bu paraların takriben elli ilâ yetmiş milyon dolar * tutması lâzımdı. Son zamanlarda dolar ka- raborsasının — artması da kimsenin gözünden kaçmamıştı. Amerikadan Havanaya gelen turistler, New York'- ta yok pahasına elde ettikleri peso- ları Kübada tekrar dolara çevirerek kârın yolunu bulmuşlardı. Memleket dışındaki peso arzının son derecede artmış olması paranın fiili değerini de düşürmüştü. Eskiden bir 'pe30 karşılıgında bir dolar — alabilenler şimdi ancak 40 - 50 sent alabiliyor- Dışarıya kaçırılan servetlerin an- cak büyük banknotlar şeklinde ola- bileceğini düşünen Küba hükümeti bunları hükümsüz ilân — etmekten başka çare bulamamıştı. Memleket içinde kalıp da ellerinde bu paralar- dan bulunduranlar, devlet bankala- rından — karşılığını — alabilmek için banknotların menşeini ispat etmek mecburiyetindeydiler Vaktiyle milleti soyanlara karşı bu şekilde tedbirler alan Castro, di- ğer taraftan da memleketteki kumar âfetine karşı mücadele açmıştır. İşin bu safhasında Kübadaki Milli Piyan- oyu lâğvetmek mümkün olmamış- tır. Kübalıların kumara düşkünlükle- rini yakından bilen ve Milli Piyango kaldırıldığı takdırde başka — kumar çeşitlerinin — türeyeceğini — düşünen Castro, şimdilik Mıllı Piyangonun a- dını Tasarruf ve İmar Enstitüsü şek- linde değiştirmiş, idarenin kazana- cağı bütün paraların işçiler için mes- ken inşaatına ayrılmasını şart koş- muştur. İlk çekilişten kalan 618 bin dolarlık kârla büyük bir işçi mahal- lesinin temelleri atılmıştır. Hesaplaşma übada bu tedbirler alınırken, Gü- ney Amerika memleketlerinden Kolombiyada da iki aydan beri de- vam eden büyük dâva sona eriyor- du. Kolombiya anayasasına göre dev- let başkanlarını muhakeme eden Se- eski diktatör Gustavo Rojas Pınılla hakkındaki nihat kararını vermişti. Anayasayı ihlâl etmek ve dört yıllık başkanlığı sırasında mev- kiini küçük düşürecek — hareketlere girişmekle suçlandırılan Pinilla, bun- dan böyle bütün siyasi haklarından mahrum edilecek, kendisine evvelce verilmiş olan payelerden veya nişan- lardan hiçbirini kullanamayacaktır. Ayrıca eski devlet başkanı — olara almakta olduğu S bin dolarlık emek- li aylığı da kesilecektir. Senatonun 17'ye karşı 44 reyle verdiği bu hü- 23