14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER a D. P. nin en selâhiyetli çev- relerinde olup bitenlerden haberdar olanlar, bu günlerde antenlerini iç politikaya çevirerek bütün — yolları Romaya çıkartmaya çalışan İktidar Partisi idarecilerinin, sâdık Küçükü Ankaraya getirmelerindeki maksadı öğrenmekte gecikmediler. Bu beklen- medik, mevsimsiz seyahat iç politi- ka ile alâkalıydı. Kıbrıs anlaşmala- rına C. H. P. nin kırmızı oy verme- si üzerine, aklıevvel - demokratlar mevzuda şeklen en selâhiyetli zat o- lan Fazıl Küçükün — mevcudiyetinin ve bazı ustalıklı beyanlarının, hava- yı değiştirmek için lüzumlu olduğu- nu düşünmüşlerdi. Kuçuk hiç değil- se "Ya Taksim, ya ölüm" diye müs- takbel cumhurbaşkanı yardımcısıyla birlikte bağırdıklarım — unutamıyan gençlik teşekküllerini — yatıştırabilir- di. Kısa bir şaşkınlık — devresinden sonra ciddi talebe teşekkülleri, Kıb- rıs anlaşmaları hakkındakı notlarını vermişlerdi. T. M. P. ikinci baş- kanı Erol Ünalın ifadesiyle. Enoais tehlikesi önlenememişti. Küçük bu dertleri halledebilirdi. Ama bâzı ak- hevvel Vatan Cephesi organizatörle- ri, Dr. Küçük için daha parlak bir vazife düşünüyorlardı. Meselâ Küçük, niçin Vatan Cephesinin Kıbrıs 'sec- tion'unu kurmasındı? 120 bin Kıb- rıslı Türkün Vatan Cephesine katıl- mak için, yaş kaydı yoktur- Vatan Cephesine kaydı, D. P. ölçüleriyle üyük bir zafer olacaktı. Bu firsat kaçırılmamalıydı. Halen aklıevvel organizatörler, bu fikri kulaktan ku- lağa fısıldamaktadırlar. Bu parlak fikir, doğrusu yalnız Vatan Cephesi organızatorlerının aklına gelmemiş- tir. C. H. P. Genel Sekreteri Kasım Gülek de, Kıbrısta C. H. P. nin te- mellerini atmak 1ç1n yeşıl 1şıgın yan— masını bekliyo Ama Makarios'- un devlet adamlıgı vasıflarından çok Grivas'ın metodlarına Özenen Fazıl Küçük ve yüz kişiyi agmıyan ekibi- nin zorla hâlümiyet kurduğu Kıbrıs- ta, halen Küçükün kulağına hoş gel- miyen bir sesi duyurmak imkânsız- dı. Bilhassa, Londra anlaşmasına gö- Te, seçımlerın yapılmasının kararlaş- tırılması üzerine Küçük ve adamla- rı Adadaki teyakkuzlarım arttırmış- lardı. Aklı başında, şahsiyet sahibi muhtemel adayları sindirmek için bazı maskeli adamlar evleri basıp in- san dövmektedirler. Ondan sonra da Gizli Mukavemet Teşkilâtı -T. M. T.-, dayakla uslanmayanların öldü- rüleceğini söyleyen tebliğler yayın- lamaktadır. Basın çok evvelden sus- turulmuş, Hürses kapanmış, Bozkurt itaat altına alınmıştır. Ticaret erba- 1, ne gün ödeneceği belli olmıyan çok hususi bir vergiye tabidirler. Bu dununda Dr. Küçükten biraz farklı ses çıkaran Kıbrıslı Türk va- tanperverlerin seslerini duyurmaları imkânsızdır. Ana terörün — verdiği kuvvetle hükmeden Fazıl Küçükün, Adadaki kudretinin gittikçe zayıfla- dığım kabul etmek lâzımdır. Birkaç ay evveline gelinceye kadar "Türk paraşütçüleri yarın öbürgün Adaya iniyor. Taksimi zorla — yapacağız" sözleriyle halkı avutan Kıbrıs Türk- tür teşekkülünün lideri, günlerden bir gün istiklâlci kesiliverince halkın itimadı — sarsılmıştır. "Taksimden başka çare yok" diye aylarca ve ay- larca köy köy, mahalle mahalle ko- nuştuktan sonra, bir lider Taksim- den cayarsa itimat elbette sarsıla- aktır; bunun başka türlü olması 1mkansızdır Nitekim ilk reaksiyonu Londra anlaşmaları sırasında Men- deres Lisesi talebeleri — gösterdiler. Londra anlaşmasından bir gün sonra lise talebeleri, üzerinde terazi resim- leri çizili buyuk levhalar hazırlamış- lardı. Terazinin bir kefesinde dolar, diğer kefesinde dolan alanın resim- leri vardı. Tabii ki dolar kefesi ağar basıyordu. Talebeler bu levhalarla sokaga dokulduler ve "Ya Taksi ölüm", "Katillerden cumhu rbaş " kanı olamaz diye bağırdılar. Hâdi- se, Fazıl Küçükün adamlarının gay- retiyle mevzii kaldı. Ama Küçükün Adadaki durumunun sarsılmaya yüz tuttuğunun anlaşılmasına vesile ol- du. Bunun içindir ki Küçült "fiili taksimi gerçekleştirdik" gibi acayip sözlerle durumu kurtarmaya çalış- maktadır. Hattâ liselerden birine gi- derek "Taksimden Vazgeçmedik, Si- ma bunu Rumlar duymasın" gibi an- cak bir mahalle politikacısının ağzın- dan çıkması mümkün sozler söyle- miştir. Rauf Denktaşın " çarşı kont- rolünü elden bırakmıyacagız"” — sözü de ayni gayretin neticesidir. Çarşı kontrolü, 8 - i sopalının saye- sinde, Turklerın Rum dükkânların- dan alışverış etmesini öÖnleyen faa- liyete verilen isimdir. Rum dükkân- larından daha ucuz ve kaliteli mal almamn cazibesine dayanamıyanlar, bu eh sopalılar tarafından cezalandı- rılmaktadır. Kıbrısa gelen Adalı ol- mıyan Türklere bile, dostları, fena sürprizleri önlemek maksadıyla çar- şı kontrolüne riayet etmelerini sıkı sıkıya tembihlemektedirler. Hâlen çarşı kontrolüne riayet için hiç bir sebep kalmamıştır. Ama liderler, hal- kı değişen bir şey olmadığına inan- dırmak gayretiyle, bu kontrolü de- vam ettirmek istemektedirler. İşte İngiliz askerleri yavaş ya- vaş Adadan ayrılırken Türk cema- atinin durumu Kibriti kim çakacak? ondra anlaşmasından sonra Kıb- rısı terketmeye başlıyan İngiliz askerlerinin ilk kafilesi, bu hafta- nın başında Duvera gemisiyle Sout- hampton limanına vardı. Askerler- YAZISIZ AKİS. 14 — MART 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: