14 Mart 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

14 Mart 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kaynayan kazan | T ürkiye, Doğu Almanya, İtalya ve Fransa Güreş Milli takımları a- rasında tertiplenen dörtlü turnuva, bu haftanın başında sona erdi ve Türk güreşçileri, yaptıkları 22 mü- sabakadan hiç mağlübiyet almadan sekiz siklette birden — şampiyonluğu elde ettiler. Arkasından gelen takımı Almanyayı- -Doğu 19 puanla geride bıra- karak — müsabakayı — kazanmak ilk plânda büyük bir başarı gibi görün- mekle beraber her dış temas arife- sinde olduğu gibi, İtalya seyahatinin yaklaştığı günlerde Sirkeci otellerin- de ucuz kamp yapan güreşçilerimi— zin bu kamp hatıralarına bir Ö atıldığı zaman “güreşimizin ıstıkbalı hakkında ümide kapılmamamız lâzım Nitekim Sirkeci otellerindeki u- cuz kamplardan bol bol bahseden gazetelerin spor sayfalarını okuyan- lar, daha seyahat başlamadan "Milli Gureşçılerın gene hâdise çıkardıkla- rını, gene birbirlerine — girdiklerini" Oğrenmışlerdı Bir kanaldan Beden — Terbiyesi Umum Müdürlüğüne, öteki kanaldan Merkez Ceza Heyetine kadar uzanan hâdiselerin zahiri bir tavla maçında çıkan münakaşaydı. İtal- yanın Napoli şehrinde tertiplenen turnuvada şampiyon olan Bekir Bü- ke ile Hüseyin Akbaş, her halde "ka- bı almak" arzusundan doğma hisler- le kapışıvermiş olacaklardı. — Sonra, hâdise büyümüş, Mustafa Dagıstan— lının da müdahalesiyle üçlü bir göv- de gösterisine geçilmişti. Her Vesile ile disiplini ön plânda tuttuğundan dem an Federasyon — Başkanına Verdıklerı ifadelerde, güreşçiler, "da- yak yediklerini" 1ddıa ediyorlar ve binbirlerinden davacı olduklarını söylüyorlardı. Bu, Sirkeci otellerinde ucuz kamp yapan güreşcilerin kendi aralarında yarattıkları ilk hâdiseydi. İkinci, üçüncü, dördüncü hâdiseler ise minder üzerinde cereyan edecekti. Doğrusu istenilirse, sıraya giren hâ- diseler, dış seyahatlerden evvel orta- ya çıkanların bir benzerıydı Çünkü güreşçilerin oğu bir kere daha adam kayırma halinden şikâyetçi ol- duklarını hiç çekinmeden, talimatna- ve nizamnamelere kulak asmadan gazet sütünlarına aksettiriyorlardı. İddialar klâsikti: İtaly yaya serbest ve greko-ro rımız, tarihleri ilan edilen seçme mü- AKİS, 14 MART 1959 İ UW Seyfi Cenap Berksoy Minder — kabadayılığına — paydos!. sabakalarından çok evvel tesbit edil- mişti. Federasyonun seçme müsaba- kaları programı, bu iddialara göre, tamamen zevahiri kurtarmaktan iba- retti. Nitekim, Federasyonun seçtiği jüriye itimadı olmayan bazı güreşçi- ler seçmelere iştirak etmediler ve ga- zeteleri beyanatlarıyla donattılar İstanbul gazetecilerinin teşhisiyle, Karakaş'taki Pan Amerikan Oyunla- rına Beynelmilel — Federasyonun bir müşahidi olarak iştirak ettiği gün- den sonra "Tekzip hastalığı"na ya- kalanan Güreş — Federayonu Reisi Seyfi Cenap —Berksoy da hâdiselere daha fazla seyirci kalamazdı. Basın mensuplarına "Müessif hâdiselere se- bebıyet verenleri cezasız bırakmıya- cağız" dedi. Dedi ama, müessif hâdi- selere ismi kankanları geçen haftanın ortasında yanına aldırı gibi Italyaya uçup gidivermesine kimse sesini çı karamadı. Çabanın başları eyfi Cenap Berksoy teşkilâtın bir adamı olarak bu şekilde — konuş- makta mazur — görülmeliydi. Çünkü evvelâ bir Federasyon Başkanı ola- rak yetkisi fazla gelmiş değildi. Sa- niyen, teşkilâtta kaynayan kazanın içine düşmek istemiyordu.. Elbette İtalya dönüşünde tecziyesi beklenen müessif hâdise müsebbiblerinin Mer- kez Ceza Heyeti birer ihtarla hak- larından gelecekti. Güreş Federasyonundakı ler serisinin iç sebebi, eski şampi- yonlardan bazıları arasında devam edip giden geçimsizlikti. 1948 Lond- ra Olimpiyatlarında bütün dünyaya parmak ısırtan iki dünya şampiyonu şimdi Türk güreşini ikiye ayırmakla hâdise- İtham ediliyorlardı. Yaptıkları doğ- rudan doğruya hizipçilikti. Yaşar Do- ğu Federasyonun bir müşaviri, Celâl Atik ise kadrolu antrenörü idi. Güreş- çiler iki eski "şampiyon ağabey" ara- sında ikiye taksim olmuşlardı. Bir kısımı Doğucu, diğer kısmı Atikçi olmuşlardı. Yaşar Doğu, güreşteki nüfuzunu siyası şahsiyetlerin huzu- runda da tuttuğu ve işsiz güreşçilere geçim sağladığı için ilk nazarda da- ha ağır basıyordu. Celâl Atikin ise adamlarının nazarlarında hâlâ "bir kahraman" hali vardı. İki eski şam- piyon her milli takım seçiminde, her Avrupa seyahatında kulislerine çeki- liyor ve yeraltı mücadelesine girişi- yorlardı... Antalya. Edirne, İstanbul hâdiselerinin, çekilen bıçakların, atı- lan yumrukların, arkası kesilmeyen kavgaların çıkış noktası; teşkilâtta yaşayan, -bir akıma da yaşatılan- bu hiziplerdi. Huzursuzluk, geçimsiz- lik, adam kayırmacılık hülâsa her şey bu çıban başlarındaydı. Eh. bu hizipler de Seyfi Cenap Berksoy gibi bütün icraatı seyahat etmek ve tek- zip göndermekten ibaret yumuşak bir başla beslendiğine göre Türk gü- reşinin istikbaline endişeli nazarlar atfetmenin yeri ve zamanı gelmişti. 1959 yılının başında Güreş Fede- rasyonumuzun, güreş işlerimizi çev- releyen hiziplerin iç yuzu buydu Be- den Terbıy ürlüğü malüm ağır teşkılatçılıgı 1le Avrupa basınına sık sık mevzu teşkil eden Güreş kavgalarının önüne geçemedi- ği takdirde, atalar sporu daha büyük tehlikelerle karşılaşacaktır Spor iş- eri mevzuunda söz sahibi eh mühim makam olan Mıllı Eğitim Bakanlı- ğından objektifini biraz da bu tara- fa çevirmesini bekliyenlerin hayli fazladır. Bu Federasyon en kısa zamanda tasfiye edilmeli, tan, bıçak çeken, adam gayı günlük gıda haline getırenlerın milli takımda olmamalıdır. ünkü, umumi efkâr sportmenliğine inanarak bir zamanlar sırtında taşı- dığı bu minder kabadayılarından ark- tık usanmıştır. ŞARK REKLAM Deköranyon, tüubelâ, allş ve her türlü reklümlarımnız; en Za- r # &n güzel bir şekilde ba- zirlar, İlün ve reklümlariniz işçin SBARK REKLÂMIİ —umutma- maük menfaatiniz icabhıdır SARK RERLÂM RÜZGAÂARLI Sokak Doğus Han Kat: 3 Ürel TEL: 15178 İTALYAN MANTİLLE ÜÖKRKKESTRASI Nanolitan Şantör NİNO JORDANU Har Aksşam Turistik Gül ı.ı—lnn:undn Tol: 14881 İi e

Bu sayıdan diğer sayfalar: