veya tamamiyle yakasız düz hatlı truvakar kollu mantolar. Bunlardan yakasız olanlar ekseriya iki taraflı gıyılebılen hafif mantolardır; Bele tam oturmayan fakat onu gosteren redingotlar; 3 emerle sıkılmış bol man- tolar; 4 — Vücuda dümdüz intibak eden dar boru paltolar. Bunlar ekseri ay- nı. kumaştan yapılmış etek veya el- biseden biraz daha kısadır ve yan yırtmaçlardan bu iç kıyafeti — gös- termektedir Sokak elbiseleri T ayyör modası, — elbise ile takım teşkil eden palto modası ne ka- dar rağbet görürse görsün sade, Za- rif, cazip sokak elbiselerinden vaz- geçmek gene de mümkün değildir. Budun için yumuşak, hafif tüylü ku- maşları tercih etmek, daima kemer- li sade bir biçim seçmek lâzımdır. Kollar truvakar veya daha kısadır. Etek boyu yerden 44 santimdir -bü- yük terzilerin yeni mevsim için ide- al boy olarak ilân ettikleri ölçü- Sokak elbiselerinin —etekleri — tabii hiç bir zaman fazla bol değildir ve yuvarlak bir manzara arzetmekte- dir. Yani kalça üzerinde pensler ve- ya birkaç pli ile icap eden bolluğu kazanmıştır. Sokak elbıselerı l'ııçbır zaman fazla teferruatlı olm: Bu daha ziyade bir rob - man to 'edası taşımalı, kıvrak olmalı ve bilhassa ilkbaharda göze hoş gelecek renk- lere iltifat edilmelidir. Yaz elbiseleri M evsımın en pratik elbiseleri zen- ömizye elbiseler olacaktır. Bunları bilhassa plilerle süslemek yoluna gidilmiş böylece hafif bir el- biseye ağır bir hava verilmiştir. Ge- ne bu şömizye elbiseleri geniş, gü- zel kemerlerle ve çiçekle çok cazip bir hale getirmek mümkündür. Gün- delik elbiseler, yani bütün yaz giyi- lecek elbiseler için yıkanır cazip ku- maşlar mevcutur. — Geniş bir kayık dekolte, kabartılmış zengin bir etek, bu elbiselere şıklık kazandıracaktır. ğır — elbiseler için emprimeler ve dans için de, bilhassa gençler için beyaz organzalar, beyaz fistolar çok revaçtadır Renkler evsimin rengi pembeden başlı- yarak mora kadar griden bütün tonlardır. Gri pek çoktur. Sarı ge- ne mevcuttur. Beyaz her yerde hiç olmazsa garnitür olarak göze çarp- maktadır. Siyah pek azdır. Elma ye- şili, gök mavisi kısaca baharı ve ta- hatırlatan her renk bu sene Atılgan Ailezi HARİKA ÇOCUKLAR Elâsik Dana Yıldım Matmaza! ELİZABET K İ TÜRKÇEMİZ (Yazan: Nüvit Özdoğru, İstanbul, Gün Matbaası 1958. 232 sayfa, büyük boy. 12,5 a) B u yılın başlarında satışa çıkarılan "Türkçemiz"in ka ğında şu a- çıklama yer alıyor: Bu kıtap testler- le Türkçe bilginizi ölçecek, kelime dağarcığınızı zengınleştırecek hoşça vakit geçirmenizi sağlıyacaktır. "Ya- zar, kitabının önsözünde de Türkçe— nin yapısındaki sağlamlığı övü buna karşılık kelime dagarcıgındakı kısırlıktan — yakınıyor. "Türkçemiz" işte bu kısırlığı önlemek, kelime da- ğarcığını genişletmek için — yazılmış. Yazar kitabını haftalık bölümlere a- yırmış. Yedi bölümün her birinde ye- di günlük ikinci bir bölünme var. A- merikalıların testlerle kelime dağar- cığım yoklamak, bu ağarcığı zen- ginleştirmek işlemini Türkçeye uy- guluyor Böylelikle okuyucu bir ders- "yakma, yıkama, yok olmayla 1lgılı kelimeler"i, bir derste etmek' li fiiller"i, başk bir derste "derin duygular yankılıyan kelımelerı Öğ- renıyor Görüldüğü gibi "Türkçe- miz", adının uyandırdığı geniş anla- mın aksine, Türkçenin yalnız kelıme— leri ile ugraşmaktadır Bu yanılm o kadar önemli değil, hele kıtabın adının uyandırdığı ikinci — yanılma gözönüne alınırsa hiç onemlı degıl Asıl yanıltıcı taraf şu: rkç emiz adını taşıyan kitap "Türkçe"yi degıl "Osmanlıca"yı, daha doğrusu "Os- manlıca"mn kelime dağarcığım ince- liyor. Nüvit Özdoğru'nun kitabındaki testlerden hangisini ele alsanız, san- ki bundan yarım yüzyıl önce yazılmış bir kitap gibi, Osmanlıca kelimelerin baş köşeye yerleştirildiğini, Türkçe kelimelere ancak yüzde on kadar ya- şama hakkı tanındıgım görüyorsu- nuz. Kitabın "İlk Test" başlığını ta- şıyan ilk dersini açın. Burada 15 er kelimelik dört testteki kelimelere bakın, 60 kelimeden ancak yedisinin Türkçe olduğunu göreceksiniz. Batı dillerinden alınma kelimeler bir ya- na, geri kalanlar, "hassaten, meşkük i. tazallüm, ırtışa istitrat, dehrı ehzıl mahra, tahzir, mâsivâ, mum. gibi yakası açılmadık" Os— manlıcadır. Nüvit Özdoğrunun kita- bındaki testlerin hemen hiçbirinde Türkçe kelimelerle yabancı kayn lı kelimeler arasındaki bu ölçü hıçbır vakit bozulmuyor Yazar, önsözün bir yerinde "Kelimeleri gelışı güzel seçmedım Onları Halıt Ziya Uşaklı- gilin "Aşk-i Memnu dan alma- dım. Abdürrahim Gıyaseddın Kitabi- nin Mecelleye gore iktisabi mürü- ru zaman" gibi muayyen bir zümre- yi ilgilendiren ihtisas kitaplarından da almadım. Bütün kelimeleri gün- delik gazetelerden, yani sizin, benim gibi bütün okumuş insanları ılgılen— direcek şekilde yazılan makale, ye ve romanlardan veya iktibas edıl— miş nutuklardan, demeçlerden aldım" iyor. Biraz aşagıda da aldığı örnek- lerin yüzde yetmişinin 1958-57, yüzde TAPLAR yirmi beşinin 1956-54, — yüzde dör- dünün 1953-52, yüzde birinin de ön- ceki yıllarda yayımlanmış gazete ve dergilerden tarandığım — bildiriyor. üvit —Özdoğrunun bu sözlerle be- lirtmek istediği açık: — Kitaptaki kelimelerin yüzde doksandan çoğu Osmanlıca ise bunda benim suçum yok demek istiyor. Özdoğru bu yola başvurduktan sonra aynı azete ve — dergilerden tarayacağı batı kaynaklı kelimelerle, okuyucularının karşısına "Tür miz" diye İngiliz- Fransız- ltalyan— İspanyol kırması bir dil de çıkarabi- lırdı İşin dogrusu şu: Nüvit Özdoğru "Türkçemiz"de, okuyucusuna "Os- manlıcanın üstünlüğü"nü aşılamağa çalışıyor. Kitabına "Türkçemiz" adım koymasa kimsenin bir diyeceği ol- mazdı. Fakat yazarın, daha baştan, yanlış olan tutumu, başka noktalarda da kendini gösteriyor. Bir kere, "Türkçemiz" diye "Osmanlıca"yı ka- bul ettikten sonra bu Türkçenin keli- me dağarcığı bakımından kısır oldu- ğunu söylemek yersız degıl mi? A- çarsınız. Redhouse'un "Türkçe-İngi- lizce lügat kitabı nı, — 100.000 keli- meyi oradan ahrsrnız, bunlara, yaza- rin kullanmak alçakgönüllülüğünü gösterdiği Türkçe kelimelerle batı kaynaklı — kelimeleri de — ekleyince 150 bine yakın bir kelime dağarcığı çıkar. Eh, İngilizlerin kelime dağar- cığı kadar bol olmasa da, çok fakir de sayılmaz. Nüvit Özdoğrunun an- lıyamadığı bir başka nokta da imlâ- dakı düzensizlik. Bir örnek olarak vaat kelımesını alıyor ve "vâdet- de İ ? cümlesinin 288 şekılde yazılabıllecegını söylü- yor -örnek olarak bunlardan altı dü- zinesini — sıralamış-. Nüvit Özdoğru, Türkçedeki imlâ duzensızlıgının he- men bütünüyle Osmanlıcadan akta- rıldığını, arap ve fars asıllı kelimeler- yüzünden ortaya çıktığını görmemiş bile. Bunun gibi "Siz bir Malaprop musunuz?" diye bütün bir bölüm a- yırdığı konunun, merakından ileri gelen yanlışlıkların da yine hep Osmanlıcadan ka hastalık olduğunu da i. Aziz Nesinin adlı hikâyesinde bu "lügat hastalıgıyla alay edişini bile, "musafaha" kelimesini dirilt- mek, böylelikle hikâyedeki güllükle- ri sürdürmek için kullanmağa çalı- şıyor. "Türkçemiz", iyi bir — araştırma yolunun yanlış bir anlayışa nasıl kur- - ban gittiğini gösteren canlı bir ör- nektir. Nüvit Ozdogrunun bu kitabı, üzerinde öğrenci dikkatiyle duranla- melerine, "her üç Tisanda ifade-i merama muk- tedir" olduklarım sanarak boş bir sanıya kapılmalarına yel açmaktan, dikkatsiz okuyucularını ıse sayıları zaten bol olan "Maloprop ların ara- sına katmaktan başkaca bir faydası olmayacaktır.