İÇ SEFERLER YEMEN SEFERİNE KATILANLARDAN BİR GRUP Oturanlar: (Soldan sağa) Yuzbaşı Asir - Bey (Gnl Atlı), m İsmet İnönü, Komutan Sait Düzgören) — Ayaktı kıler Teğmen Mitat — Bey, Teğmen teşhis edilemiyen bir diğer teğmen.. Yuzbaşı Şükrü Bey, kendisini adamlarının ve Mekke muhitinin ihtişamı ve devletin en yüksek bir payesinin içinde, biraz uzaktan seyrettik. Ciddeden ayrıldıktan sonra artık bir yere uğramadan Hudeyde yolunu tutmuştuk. Kızıl Denizin biraz fırtınalı sularında giderken, Mekke Emiriyle ve- rilen kararları da öğreniyorduk. Şerif Hüseyin Paşa, oğlu Şerif Feysalı, bir gönüllü kuvvetin ve bir askeri müfrezenin başında olarak, Asir bölgesine karşı sev- ketmeyi vaadetmişti. Eski 'Osmanlı vezirlerinin birbir- leriyle münasebetlerini. seyretmek, son senelerin türlü siyasi ve askeri olayları içinde çalkanmış olan genç subaylara çok merak ve hayret verici geliyordu. rif Hüseyin Paşa Birinci Cihan Harbinde Ara- bistan 1syan1nı idare etmiştir. Kendisi ile hiç görüşme- dim. Oğlu Şerif Feysal ile çok zaman sonra İrak Kralı olarak görüşmüşüm dür. Diğer oğlu Ürdün Kralı Emir Abdullah ile bir kaç kere çok dostane mülakatlarımız olmuştur. ; . . ; İKMAL GÜÇLÜKLERİ udeydeye Mart nihayetlerine doğru — vardığımızı <<Htahmin ediyorum lışmadığımız bir sıcakta, bo- ğucu bir hava içinde çalışmağa başladık. Yemenin Ta- hama denilen kısmı düz yani arızası bildiğimiz az ir- tifak sahil, arazisi tabiatında idi. Halkı Şafii — olarak Zeydi İmamına mezhepçe tabi değildi, sakin ve Dev- lete sadık bulunuyorlardı Yemenin Cebel denilen Do- ğu kısmı ise Zeydilerle meskün, kamilen ayaklanmış haldeydı Yemende askeri işgal, idarenin — emniyetini muhafaza için daimi bir usül sayılırdı. İlçeleri ve böl- geleri vilâyet merkezı Sanaya bağlayan yollar daim? karakollarla tutulur nzil yanlarında — büyücek merkezler, kuvvetli bırlıklerle tahkim edilerek — ufak çevreler halinde muhafaza edilirdi. Umumi isyan oldu ğu vakit her tarafta halk karakollara ve — merkez- lere hücum, eder, zaptedemediklerini kuşatarak, bütün bölgede, her türlü gidiş gelışı keserdi. Tabii isyan baş- larında, vaziyet umumi bir şekil almadan önce Sanada ve buyuk merkezlerde bulunan,ihtiyat kıtaları her ta- AKİS, 14 MART 1959 rafa yetişerek, taarruz kuvvetlerini dağıtmaya çalışır- lardı. İsyan mayalandıkça ve genişledikçe artık etrafa, yetişmek mümkün olmaz, kumandanların ve idarenin takdirine göre muhasara hali teessüs ederdi. Bundan sonra Anavatandan bir yeni kuvvetin gelip, muhasara- yı kaldırması ve eski kıtalardan — kurtarabildiklerimle beraber devlet idaresini yeni baştan emniyete koyma- sı icap ederdi. "Biz Hudeydeye geldiğimiz zaman Zeydilerin hâ- kim olduğu bütün doğu ve doğu-kuzey kısmı muhasara edilmiştir. Karakollar ve askeri merkezler her gün taar- ruza uğradığı için her muhasara olunan yerin erzakı vs cephanesi, o zamanki idarenin kudreti ve dikkati nisbe- tinde az çok hazırlanmış bulunuyordu. 1910 Yemen ha- reketi geniş mikyasta idi. Fazla olarak Hicazla Yemen arasında bulunan Asir kıtası da isyan etmişti. Yalnız dağlık kısmı değil, Asirin bılhassa sahıl kısmı da Seyit İdris isminde esrarlı ve Mehdi, iddialı bir reisin idare- sinde Devlete baş kaldırmıştı. Ahmet İzzet Paşa bu is- yani da temizliyecekti. Ciddede Şerif Hüseyinle seferin bu cenahı görüşülmüş, Seyit İdrise karşı müşterek ha- rekât tanzim edilmişti. Seyit İdris gecen sene devlet memurlarıyla temas etmiş ve onları iyi niyetine inan- dırmıştı. Bu sene yeni bir hazırlıkla ve İmam hareketi ile beraber meydana çıkıyordu. "Ahmet İzzet Paşa seferi her taraftan idare ek- meğe başladı. Evvelce senelerce Yemende — bulunmuş, başarılı ve talihsiz seferler görmüş, insanları ve şart- ları iyice tanımıştı. İlk önce mümkün olan süratle Zey- di bölgesinde Devlet idaresini kurmayı ve sonra Asire karşı hareket tertip ,etmeyi kararlaştırdı. Yemen ha— reketlerinde en güç şey yol, ulaştırma ve her mal meselesini tanzim etme Bu fena yollarda bıldı— ğımız arazinin en sarp ve kesık sekli, için yegâne na- kil vasıtası olan katır ve deve halktan bulunacak veya dışardan getirilecekti. Hudeydenin ve Şafii kısmın alış- mış ve yetişmiş müteahhitleri ilk hizmetleri temin etti- ler. Memleketten gelen büyük askeri kuvvet kendi ne- kil vasıtalarını getiriyordu. Tabii menzil hizmeti gö- recek vasıta gelmiyordu. Yemende bir mühim mesele askerin sıhhatini ko- rumaktı: Büyük hareket Zzamanları bir yerde az çok toplanmış olan büyücek kuvvetler bir salgına uğ- rarlardı. Memleketin her tarafından gelen arslan gibi erler Yemenin türlü hummalı hastalıkları içinde erir- lerdi. Bildiğimiz sıtmaların çeşitleri vardı. Bunlara kar- şı mukavemet ve müdafaa ilâçları bugunku tesirde de- ğgildi. Ama asıl fena olan, o re de, bizim sıh- hıye hizmetleri, daima çok eksik ve kusurlu işlerdi. Yemene sevkedilen kuvvetler Kümeliden getiril- miş, çoğu İkinci Ordu bölgesinin iyi yetişmiş, o zaman yeni olan makineli tüfekler ve seri ateşli dağ topları ile teçhiz edilmiş kıtalardı. Şöhretli redif askerleri vardı. ozkır ve etrafının taburlarından teşekkül eden alay pek kuvvetliydi. Batı Rumeliden. Preşova ve Geylen taburlarından mürekkep 4 taburlu bir Arnavut alayı ikkati çekiyordu. Bu esnada İstanbulda Arnavutlara karşı itimatsızlık artmış ve Arnavutlukta tıpkı Ye- mendeki gibi seferler yapılmışken, Arnavutluğun bir kısım seçme evlâdının uzak diyarlarda Devlete sada- katle hizmet etmesi insanı düşündürüyordu. (Hiç bir suretle iktibas edilemez.)