YURTTA OLUP BİTENLER rine devam etmeleri için küçük ça ta, mahalli burslar ihdası düşünülü- yordu. C. H. P., zam kanununun çı- kışı sırasında Nüvit Yetkinin söyle- diği gibi, yapılan zamları "ulvi ga- yelere tahsis etme" yolundaydı. Dış Politika Ankara anlaşmaları Gecen haftanın sonunda Cuma gü- nü, Dışişleri Bakanlığının Mua- hede salonu ile Enformasyon büro- sunun bulunduğu — koridorunda şık giyimli hariciyecilerden — başka şık giyinmiş garsonlar da telâşlı adım- larla koşuşuyorlardı. Şış hariciyeci- lerin ellerinde bir takım evrak ve dosyalar, garsonlarınkinde ise hav- yarlı kanepelerle dolu tepsilerle Fransız şampanyaları vardı. Çift kapılı, geniş Muahede salo- nundaki yeşil çuha kaplı masa iki kol kaidelerine uyularak kalemi ilk orlu eline aldı, sonra anlaşmalar ayni anda imzalandı. İmza merasi- minden sonra ilk söz alan gene Zor- lu oldu ve Fransızcaya benzeyen bir İngilizceyle anlaşmanın mahiyetini anlattı. Zorlunun konuş- masını şerefe kaldırılan — şampanya kadehleri takip etti. Sonra sıra ile İran, Pakistan, Amerika ve İngiliz -en kısa konuşma rekorunu kırdı- se- fırlerı konuştular. Her konuşmadan sonra şampanya kadehleri birer defa daha kaldırıldı. Şampanyalarla "a- roze" edilen bu nutuklar bitince, ga- zetecilere ve diğer davetlilere de ku- ru yemiş, — havyarlı - kanepeler ve şampanya ikram edildi. Her zaman- ki telâşlı halini bırakamıyan Proto- kol "Umum Müdürü Veysel Versanın organizasyonu kusursuzdu. Bir aile toplantısı şeklinde geçen merasimin tek hâdisesi, Tass — muhabirinin ve davetsiz Yugoslav basın ateşesinin "TARAME L l # e F t Faysal ve Nuri Saidin devrilmesin- den telâşa düşen ve — Amerikanın Pakta katılmasını isteyen bazı Pakt üyelerini -İran bunların başındaydı- teskin etmek için Bağdat Paktının birinci maddesine uyarak Türkiye, İran ve Pakistanla ayrı ayrı iki ta- raflı anlaşmalar imzalamaya — söz vermişti. Geçen haftanın — sonunda Ankarada yapılan imza merasimimle bu söz yerine getirilmiş olmaktadır. ATO üyesi Türkiye bakımından, anlaşma hemen hemen hiç bir yeni- lik getirmemektedir. Ancak NATO Konseyi, nazariyatta hayır dese bi- le, ihtiyaç vukuunda —Amerikanın doğrudan doğruya Türkiyenin yar- dımına gelmesi imkânını vermekte- dir. SEATO üyesi Pakistan için de durum pek farklı değildir. Sadece 1- ran bakımından anlaşma bir yenilik getirmektedir. Zira Amerikanın üye olmayı reddettiği Bağdat — Paktının üyesi İran ile Amerika arasında, an- İkili anlaşmaların imza töreninde F. R. Zorlu nutkunu okuyor kısma ayrılmış, koltuklar masalara muvazi olarak biribiri ardı sıra di- kilmişti. İkiye ayrılan yeşil çuhalı mustatil masalardan birincisinin dar kenarlarında karşılıklı olarak uzun ile tanınan Amerikan Büyük- elçisi Fletcher Warren ve pos bıyık- lariyle şöhret yapan, yeni İngiliz Bü- yükelçisi Sir Bernard Burrows otu- ruyorlardı. Masanın geniş kenarında Cumhuriyet Hükümetinin — Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Pakistan ve tran Büyükelçilerinin — ortasında yer almıştı. Diğer masada da başta yeni. Genel Sekreter Mr. O. A. Baig olmak üzere Bağdat Paktı teşkilâtı mensupları sıralanmışlar Yanlar- daki geniş koltuklar davetlılere tah- sis edilmişti. Bir dişişleri bakanı ile dört bü- yükelçi, Amerika ile Bağdat Paktı- nın müslüman üÜyeleri arasında ikili anlaşmalar imzalamak için bir ma- sa etrafında toplanmışlardı. Proto- 16 Batı cephesinin yeni bir kazancı olarak toplantıya teşrif edişleri- ol- u. Dışişleri Bakanlığının Enformas- yon işlerini idare eden İsmail Soy- sal, bu davetsiz misafirlere, anlaşma metninin henüz teksir edılmedıgını ancak öğleden sonra saat 2 de bası- na verilebileceğini söylediyse de me- raklı zevat bu sözlerin mânasını an- lamamazlıktan geldiler. İsmail Soy- sal gazetecilere -lâf aramızda kal- sın kaydile- — davetsiz — misafirlerin mevcudiyetini haber vermeyi unut- madı. Ama ikili anlaşmaları son de- rece büyük bir dikkatle takip eden meraklı zevat ile daha fazla uğraş- madı. Yeni taahhütler I ki taraflı anlaşmalarla, — Amerika Irak tahtının devrilmesinden he- men sonra Londrada yapılan Bağ- dat Paktı konferansında yüklendiği bir taahhüdü yerine getirmiş — olu- yordu. Amerika, bu toplantıda Kral cak bu iki taraflı — anlaşmalardan sonra doğrudan doğruya bir müna- sebet tesis edilmektedir. Şimdiye ka- dar 1921 Rus - İran anlaşması. İra- nın daha ileri gitmesine mâni olu- yordu. Bu sebeple İranın — Bağdat Paktına girmesine Rusların pek ses çıkarmaması, diplomatik çevreler i- çin bir sürpriz teşkil etmiş, bu ha- reketin Rusların tasvibiyle yapıldığı şeklinde tefsir olunmuştur. Bu çev- relere göre Rusya, İranın — Bağdat Paktına girmesine, bu memleketin mevcudiyetinin Pakt üyelerinin top- raklarında Amerika tarafından as- keri üsler kurulmasını önliyeceğini düşünerek ses çıkarmamıştır. Ama İran, bilhassa Irak hanedanının dev- rilmesinden sonra, Amerikaya yak- laşmış, onu vermek istediğinden da- ha fazla garanti vermeye zorlamış- tır. Bu yüzden Ocak ayının sonuna doğru yapılan Karaşi toplantısından imzalanması beklenen iki taraflı,an- AKİS, 14 MART 1959