YURTTA Hulusi Köymen, Dostlarından mahcup olmuştu Alçak se Randev vardı dedı *"2 Adınız ne sizin?'* — Hulusi Köymen." Özel Kalem Müdürü bir lâhza duraladı. Bu ismi hatırlar gribiydi. Birden idrak etti ve kıpkırmızı ol- du. "Af edersiniz, af edersiniz beye- fendi" dedi ve kapıyı beyaz saçlı a- dama bizzat açtı efe dim" Hulusi Koymen, eski makamına, ört yıl sora işte böyle giriyordu. Şohretı Çalışma Bakanlığı Özel Ka- leminde bile bu derece unutulmuştu, ismi bile tereddütler içinde hatırla- nıyordu. Merak! ışişleri Bakanlığının şoforlerı ve Hariciye Köşkünün — yeni sakinleri -köşkte bir haftadan be- ri Dışişleri* Bakanı Zorlu ve ai- lesi ikâmet etmektedir-, garajında yatan 1958 m cır gicir, siyah boyalı ve plâkasız cadillao'ın hali karşısında içlen- mektedirler. Zira yeni Cadillac'ın ne zaman kırmızı plâkasına ka- vuşup Ankara caddelerinde bütün gözleri kamaştıracağı henüz meç- huldür. Yeni model Cadillac'ları seyre meraklı Ankaralılar, Zorlu- nun 1955 de Dışişleri Bakan Ve- killiği sırasında getirttiği 55 mo- del Cadillac ve 1957 de satın alı- nan 59 Modeli Cadillac ile gözle- rine çektiği ziyafetlerin tadını bir türlü unutamamakta ve şimdi de 58 Modeli Cadillac'ın Çan dan aşağıya doğru, şöyle sülün gi- bi bir süzülmesini — sabırsızlıkla OLUP BİTENLER. oğlu ve geliniyle vaz geçemiyor Aslı aranırsa, bu unutulma hali ne Özel Kalem Müdürünün bilgisiz- liğinden, ne de aradan geçen zama- Bunun nın fazlalığından geliyordu. sebebi, daha çok Hulusi Köy menin endin d bir müddetten beri geri planda kalmayı hedef tutan davra- nışında idi. D. P. nin hakikaten de- mokrat olduğu devrede Çalışma ve Miltk Savunma Bakanlığı yapan bu 1946 demokratı, eski arkadaşı Celâl Bayarın ricası üzerine Bursada D. P. teşkilâtını kuran adamdır, tşte m, üç yıldır tam bir inziva hayatına çekilmiştir. Bu gönüllü e- mekliliği sessiz bir protesto şeklin- de tefsir edenler eksik değildir. Ama kıdemli Genel İdare Kurulu üyesi- nin şimdiki gidisi pek — beğenmese bile, eski arkadaşlıkları 1946 . 1950 yıllarının prensiplerinden üstün tut- tuğu muhakkaktır. Bunu — muhtelif vesilelerle de ispat etmiştir. Nite- kim 6/7 Eylül hâdiselerinden son- ra Hükümetin Sıkı Yönetim kararı- nı tasvip için toplanan Grubta bii kısım D. P. liler, o günkü Hürriyet Partisinin ve bu günkü yayla hare- ketinin başlangıcını teşkil eden bir akrir vermişlerdi.Takrirde, Gru- bun 6/7 Eylül hâdiselerinin sebeple- rine inmesi ve Hükümetin bu husus- ta izahat vermesi isteniyordu. Tak- rire taraftar olanların ekseriyette olduğu da anlaşılıyordu. Başbakan da bunun farkındaydı. Çehresi asıl- mıştı. İşte tam bu sırada Köymen ile Başbakanın birbirlerinin yüzleri- ne baktıkları fark edildi. Biraz son- ra Köymenin bu takririn reddini sı- kı yönetim kararıyla birlikte - oya koymak suretiyle Grubtan âni bir karar istihsal ettiği anlaşıldı. İtiraz- lar başlayınca Grup Başkanı Köy- menin alışılmamış bır oy sayma mu- amelesine başvurduğu görüldü. Tak- rir de neticede şiddetli — gürültüler arasında reddedilmiş oldu. Hulusi Köymenin bu gibi mua- meleleri istemeye istemeye yürüttü- ğü, onun bazı sözlerinden manalar çıkarılmak suretiyle ileri sürülegel- miştir. Meselâ Köymen bu sıralar- da dostlarına sık sık, "Grup Baş- kanlığının çok zor bir iş" olduğun- an, "bu vazifeyi bırakmak istedi- gınden bahseder olmuştur. Nitekim bir. müddet sonra da bu vazifeden sessiz sedasız ayrılıvermiştir. Ama liderlerin itimadım muhafaza etme- ye ehemmiyet vermiş ve bunda mu- vaffak olmuştur. Nitekim — mahalli ve şahsi işleri takip etmemeyi pren- sip edinmesi yüzünden teşkilâtla a- Zorlunun Paristeki Caadillac'ı Bu merak yeni merak değill.. AKİS, 3 OCAK 1959,