S P O R Kulüpler “Beşiktaşta şehrayin" B eşiktaş karakolu mu? Efendim ben Beşiktaş Kulübü Umumi Kâtibi Şekip Okçu. Şu anda kulübün içini doldurmuş olan bazı taraftar- lar hâdise çıkarmak — istemektedir- ler. Hayatımızı tehlikede hissettiği- mizden yardımınızı rica — ediyoruz". Şekip Okçu, telefonu kapattıktan sonra titreyen dudaklarına bir siga- ra sıkıştırırken dumanla dolmuş o- ulunan arkadaşlarına, "Şimdi geleceklermiş" dedi- Geçen hafta cuma akşama Aka- retlerdeki Beşiktaş binası hakikaten görülecek bir halde idi. Beşiktaş Ku- lübü şimdiye kadar bu derece kala- balığı sinesinde toplamamıştı. Her 'kafadan bir ses çıkıyordu. Her cüm- lenin sonunda bir küfür sıralanıyor azan da -sanki bir futbol maçı rediliyormuş gibi- hep bir agızdan "yuh" çekiliyordu. Gerçi bu hareket- leri Beşiktaşın son mağlubiyetiyle il- giliydi ama, esasında — gürültülerin başka gayeler güttüğü bir hakikatti. Beşiktaş Jımnastık Kulübü son za- manlarda, uzurunu tamamen kaybetmış, bir siyasi parti . haline gelmişti. Kulübün — menfaatleri bir yana bırakılmış', kulüp şahısların mü- haline getırılmıştı Mevcut idare heyetine muhalif olan a, idare heyetı bıle 1kıye İşte gecen cereyan eden son hadıseler sııf bu bitmek bilmeyen ihtilâfın tezahürü idi. Besiktasta, Nuri Togaydan sonra *kulüp başkanı olan Enver Kaya da bir anda kanlık sandalyesınden kayarak sözü geçmiyen bir âza ha- line gelivermişti. Enver Kaya 1lalet- tayin bir adam; olmuş olsa sesını çı- karmaz ve kimin haklı, ki hak sız olduğunun meydana çıkması için yapılacak kongreyi, 'beklerdi.. Ama Kayanın durumu başka idi. O, her- şeyden önce bir milletvekili idi. Son- ra büyüklerinin gözüne girmeyi, da- ha doğrusu gözden düşmemeyi o ka- dar arzuluyordu ki, bu bakımdan ne pahasına olursa olsun kaybettiği baskanlık sandalyesini yine ele ge- çirmeliydi. Dunun içinse, kolay yol Beşiktaş muhitinde sık sık maç bi- leti vererek doyurduğu kimseleri i- dare heyeti kışkırtmaktı. Kayanın bu taktiği tuttu. Muhıı bazı namlıları bir a 1 rafında toplanıverdiler. İlk fırsattan faydalanmak — gerekiyordu. İşte, geçtiğimiz haftanın sonun- da idare heyetinin anlaşabilen altı 'Azası toplantıya başladıkları zaman önce bir tehdit mektubu aldılar, son- ra da kulüp binasının kendilerini istemiyenlerle dolu olduğunu farket- tiler. Şayet polis yetişme şeydi ne o- lurdu kestirilemez. Ama polisler ye- 34 Milk Basketbol Maçı Unutulmaya başlayan spor... tişip çıkacak muhtemel hâdiseyi ön- lerken idare heyeti üyeleri kilitlen- dikleri odada büyük bir hakikati de öğrendiler. Duyardaki kalabalık hep bir ağızdan, Enver Kayanın lehinde tezahürat yapıyordu. Demek ki bu kalabalık, Beşiktaşın kurtulması i- çin değil, bir senelik milletvekilinin istikbali için. toplanıp bağırşıyordu. Tek çıkar yol ulübün menfaati için her türlü fedakârlığı yapmaya — kararlı- o- lan idare heyetinin altı âzası bu acı hakikatle burun buruna — geldikten sonra kongreye gitmenin en uygun hal çaresi olacağına karar verdiler. a bu hususu karar altına almak için yaptıkları ertesi günkü toplan- tı, kulüp binasında olmadı. Zira kor- kuyorlardı. Nerde ise sokakta bile muhafızla dolaşmaları — gerekecekti. Toplantıda ilk iş olarak Enver ayanın durumu görüşüldü. Onu bu, hareketlerinden vaz geçirmek gere- kiyordu. Fakat bu iş nasıl yapılacak- tı? Altı kişi bunu düşünürken çeşit- li fikirler ortaya atıldı ama netice- de de bir hal şekli bulundu. Toplan- epsi — neşeli bulunmuştu, milletvekili Başbakana şikâyet edilecekti! Öyle ya madem ki hükümetin başı Be- şiktaşın Fahri Başkanı idi; o hal- de Beşiktaş camiasını bu çıkmazdan kurtarmalıydı! Altı idareciye göre, Beşiktaş Kulübü Madrid seyahatının hesabını hâlâ verememiş bir millet- vekilinden artık kurtulmuştu Tabii Başbakan emreder Basketbol Madein Türkey 958 yılının son cumartesi gecesi, Spor ve Sergi Sarayından çıkan- lar durgun ve keyifsizdiler. Türk basketbol milli yenilmiş- ve Dörtlü Turnuvayı sonuncu olarak-bi- tirmişti. Yenilmek o kadar kötü bir şey değildi ama, insana kendisinden çok zayıf bir rakibe mağlüp olmak acı geliyordu. Türk takımı Azerbeycan ile Po- lonyaya nasıl ve netten yenilmişti? Son birkaç sene zarfında Türk basketbolünün inkişaf ettiği bir ha- kikattir. Girilen turnuvalarda — kü- çümsenmiyecek başarılar sağlanmış- tır. O halde gecen cumartesi nasıl ol- muş da zayıf rakipler önünde varlık gösterilememiştir? Başarısızlığın se- bebi gayet açıktır. Basketbol artık İs- tanbul da unutulmaya başlanmıştır. Basketbol, koskoca İstanbulda sade- ce Spor ve Sergi Sarayında oynanıp seyredilebilmektedir. Fakat burası beş aydan beri sporculara yasak edılmıştır Beş aydan beri Spor ve Sergi Sarayı, kalkınan Türkiyenin Sanayi Sergisi halinde idi.' Ne acı- dır" ki. Beden Terbiyesinin malı olan bir spor sahasından bizzat beden ter- ıst fade — edememişlerdir. a da, Türk basketb lun şünülemez. Herhalde Bizim bazı bü- yüklerimizin davranışına bakılırsa "Made in Turkey", baskelbolden da- ha önemlidir. Ama çakı ile kazınma* dığı müddetçe! AKİS, 3 OCAK 1959