DÜNYADA OLUP BİTENLER. Devam Cetveli A sker disiplinine alışmış olan De Gaulle'ün niyeti, Fransadaki par- lâmento çalışmalarına tam bir ciddi- yet getirmektir. De ülle'ü - tutan partiler, geçen haftakı içtüzük ta- sarısı toplantılarında, eski meclis usullerini altüst edecek teklıfler ileri sürmüşlerdir. Tekliflerden birine göre, Meclise devam mecburi ale getirilmelidir. Tıpkı devlet dairelerinde olduğu gi- bi, kapıya bir devam defteri konma- lı, her gelen milletvekilinin bunu im- zalaması mecburi -tutulmalıdır. De- vamsızların ödeneklerinden — yapıla- cak kesintiler, — toplantı saatlerınde milletvekillerinin — Boulog nında gezintiye çıkmalarını, yahut garsoniyerlerinde sözde "seçmen ka- bulü" ile meşgul olmalarını önlemek için en emin çaredir İçtüzükte yapılacak — değişiklik- lerle ilgili " teklifler arasında, parti meclis grupları hakkında hükümler de yer almaktadır. Eskiden, "bir par- tinin meclis grubu — bulundurabil- mesi, daha doğrusu parlâmento gruplarına tanınan bazı faydalanabilmesi için milletvekili kâfi geliyordu. Şi sayı otuza çıkarılmaktadır. De Gaulle, milletvekillerini çalış- maya teşvik edecek tedbirleri alma- yı da ihmal etmemektedir. Toplantı saatleri dışındaki ferdi çalışmaların rahatça yapılabilmesi için, iki üç ki- şıhk gruplara odalar tahsis edilecek, her iki üç milletvekiline bir sekreter verilecektir. Bu suretle, seçmenlerine eevap yetıştırmek türlü yazışmaları bilm aynı zamanda d goruşmelerıni takip etmek zorunda kalan milletvekilleri, hiç ol- mazsa, sekreterlik işleri bakımından biraz hafîflemış olacaklardır. Fakat, ü & 5 D imtiyazlar-. Fransız milletinin huyunu bilenler, iki üç kişiye verilecek müşterek bir bayan sekreterin, parti ihtilâfların- dan çok daha cıddı bazı gönül ihti- lâflarına yol açmasından korkmak- tadırlar. De Gaulle'ün sıkı, disiplini sayesinde — Meclisteki boks maçları sona erebilir ama, mdi a Bou- logne ormanındaki kıskançlık düel- lolarına gelmiştir. A. B. D. "Zenciler birbirine benzer" Birleşik — Devletlerinin eyaletlerinden Alabamada Hakları Komis- A merika güney kurulan "Vatanda yonu", çalışmalarına bu hafta da de- vam, etti. Montgomery şehrindeki birinin dördüncü büyük binalardan katında, insanlığın yüz karası ola- cak bazı hâdiseler anlatılmaktadır. Gecen hafta hep zenci şahitler din- lenmiştir. Sıra beyaz şahıtlere gelin- ce, bunlardan sekizi Komisyı h zuruna çıkmayı bile reddetmişlerdir. Fakat bu red hareketi karşısında, Komisyon Başkanı John A. Han hiç — soğukkanlılığını kaybetmemış, soruşturma — dosyasını olduğu gibi Adalet Bakanağına yollamıştır. Bu- nun üzerine Federa âkim Frank M. Johnson Jr. dosyayı bir gecede okuyup kararını vermiştir. Sekiz şa- hitten altısının Komisyon huzuruna reddetmeyi — icabettirecek mazeretleri yoktu ve gelmezlerse zorla getirilmeleri caiz- di. Bu haftanın sonunda, Vatandaş Hakları Komisyonu huzurunda zora- ki konuşan altı beyaz, — şahitlikten kaçacak kadar zenci düşmanıydılar ve tab'i bunların verdikleri ifadeler- de zencileri haklı çıkarabilecek bir tek satıra bile rastlamak mümkün değildi Halbuki bir hafta önce konuşan zenciler neler anlatmamışlardı ki. En büyük — şikâyetleri, kendilerini anayasa tarafından — tanınan seçim hakkına, rağmen, bir türlü rey kul- lanmak imkânını ele geçirememiş olmalarıydı. Amerıkada insanı du— rup dururken kütüğüne kaydetmiyorlardı. lerde rey kullanmak istiyenlerin, gi- dip kendilerini kütüğe kaydettirme- leri lâzım geliyordu. Tabii ne oluyor- sa, hep bu kayıt sırasında oluyordu. Seçmen kaydedebilmek için, her eya- let devleti değişik şartlar koymuştu. Güney eyaletlerınde beyazların -hem de zenci düşmanı bey, zların i bulunan idare maka 1 bu kayıt şartlarını o şekilde tertip etmişlerdi ki, değil okuma yazma bilse, ağzıy- la kuş tutsa bile, hiçbir zenciye seç- menlik hakkı tanınmıyordu. Mesele, ta onbeş ce Senatoya ve Temsıl— ciler Meclısıne aksetmiş ve Kongre, bu hâdiseleri soruşturmak üzere bir Federal Komisyon kurmuştu. Ame- rikanın eskiden beri kanayan yarası olan kuzey-güney çekışmesı yine pat- lak vermesin diye, komisyon âzalık- ları da eşit şekilde paylaştırılmıştı azalardan üçü kuzeyli, üçü de gün liydi. "Kızım, senin cildin kara" omisyon Ootuz yedi Zzenci şahit dinledi. Bunlardan biri de 21 ya- şında bir genç kızdı. Fidelia Joann Adams, Tuskcgee Enstitüsünde or- ganik kimya okuyordu. Zekâsı saye- sinde derslerinde büyük başarı gös- termiş Ve artık doktora derslerine devama başlamıştı. Fidelia, seçım— ler yaklaşırken kutuge kaydl mağa gittiği .zaman, kapıda bir hayli beklemek zorunda kalmış, kendisin- den sonra gelen beyazlara sırasını vermesi istenmişti. Sabırlı kız her şeyi sineye çekip, kayıt memurları— Vatandaş Hakları Komisyonu bir zenciyi sorguya çekiyor Bir dokun bin ah dinle... 22 AKİS, 9 OCAK 1959