S İ Filimcilik Yeni "Nana" lmanya bugün çok zengindir, «Al © kadar zengindir ki. bir mil- letin sadece zenginlerle yaşıyamıya— cağını unutacak kadar ri, geçen yılın Venedık Festıvalınde filminin gösterilmesinden sonra söy- lemiştir. "Rosemarie'"” nin anlatmak istediği de budur. Almanya ilk dün- ya savaşından mağlüp çıktıgı vakit uzun zaman belini doğrultamamıs, iktisadi sıkıntılar, enflâsyon, işsiz- lik, sefalet, siyasi çatışmalar ve hiç bir vakit unutulmayan — mağlübiyet duygusu Almanları manen ve mad- Bunun akisleri çıkmıştır Fakat,, bu sefer" Almanya, "mucize" adını verdiği bir kalkınma ile, Thiele'nin kısacık an- lattığı gibi ' zengın ç zengın bir duruma geçmiştir. Bu yeni, gin" Almanyayı kuranlar, ya Savaşından yıllar sonra iktidar mevkiine getırenler gibi, ne sanayıcılerdır Zengin Al nın mânevi yapısı ise, faki yanınkinden pek farklı değildir. Ay- nı ahlâkı bozukluklar, bu sefer zen- lak veren Rosemarie hâdiseleri, bır— N E M A çokları tarafından, bu durumu açığa bı misal olarak kabul edil- mek Siyah Mercedes li kadın 1 Kasım 1957 de, 24 yaşındaki Ro- semarie Nistrıbitt, Frankfurttaki lüks bir apartmandaki dairesinde kendi çorabiyle boğulmuş olarak bu- lundu. Son derece güzel bir kadın o- lan Rosemarie'nin mesleği, Frank- rehberine — bakılırsa kti. Ama aslında, Batı Almanyanın en pahalı — fahişesiydi. O "mevkie" gelinceye kadar da, Zo- lanın İkinci lmparatorluk devrınde canlandırdığı "Nana" nınkine benzer bir yoldan geçmişti. "Nana nın, Zo- lanın bir önc "Assomoir" da çizdiği karanlık, sefı sarhoşlar ve fahışelerle dolu vrede yetiştiği yaşlarda, Rosemarie de Niedermen- ding'te Fransız işgal kuvvetlerinden askerlerle düşüp Kalkıyordu. Bir a- ra, kısa bir müddet Niedermending hapishanesinde yattı. Hapisten çı- kınca Frankfurta — gitti, bir barda çalışmağa başladı. Burada biriktir- diği paralarla önce bir "Ford Tau- nus". sonra siyah bir "Mercedes 190 SL" aldı. Otomobile düşkün olduğun. dan değil, Sadece mesleğini daha yüksek bir sevıyede icra etmek i tediğinden. Siy, Mercedes' ıyle Frankfurtun buyuk caddelerinde ge- ziyor, en lüks otellerinin'önünde park yapıyor, zengin bir sanayici ile kar- şılaştığı vakit de arabasının bozul- duğunu bahane ederek ahbap olu- yordu. Ücreti yüksekti. Aynı iş için başkaları 20 mark alırken, Rosema- rie'nin ücreti bin markı, aşıyordu. Üstelik hediyelere bogulmaga başla- mıştı. Dairesi İran halıları ile döşe- li, gardrobu elbiselerle doluydu Ba- ti Almanyanın' en zengin sanayici- leri, en nüfuzlu politikacıları arasın- da bir "Rosemarie salgını" başlam ş- tı. Frankfurta yolu düşen sanayici- lerden hiçbiri Rosemarie ile buluş- madan geçmiyordu. Rosemarie, İkinci İmparatorluk devrinde değil, Adenauer Almanya- sında yaşadığı için, Nananın aklın- dan bile geçirmediği medeni vasıta- lardan faydalanıyordu Bunlar ara- semarie'nin tuhaf bir merakı vardı, düşüp kalktığı adamların en mah- rem itiraflarını banda alıyordu. Baş- langıçta fazla ehemmıyet verılmıyen bu hâdise, Rosemarie'nin band ko- leksiyonu — zenginleşince — bazılarını düşündürmeğe başla ı. Sonra - manyanın en nmış sanayıcılerı ve sıyasılerı bırden paniğe kapad lar. I Kasım 1957 de polis, ölü bulu- nan Rosemarie'nin dairesinde araş- tırma yaptığı vakit, kadının mücev- herlerinden en h l eşyalarına kadar herşeyi yerlı yerinde duruyor- du. Dairede yalnız birşey eksikt: Rosemarie'nin band — koleksiyonu.,,* Polis- tahkikatı son derece gizli ce- reyan etti, fakat gazeteciler mesele- yi ele almışl ardı. Rosemarie'nin bü- tün tanıdıkları sorguya çekılıyordu Frankfurt polis merkezinin önü, Ba- tı Almanyanın dört bir yanından ge- len en lüks otomobillerle dolup taşı- yordu. Rosemarie Nistribitt vakası. N. Tiller ile P. Van Eyck "Rosemarie”de 28 AKİS, 3 OCAK 1959