T Hastalıklar Hissemiz ne? D olar fiyatlarının ayarlandığı ve yeni ticaret rejiminin ilân edil- diği şu günlerde doktorları düşündü- ren suallerin en başında Dış Yardım- dan tıb sahasına düşen hissenin ne olacağıdır. Eski — yatırımların ta- mamlanması, yeni yatırımlar .yapıl- ması ve bol yedek parça getirilmesi n yanında hükümet aca- ba sağlığa, ilâca ve tıbbi malzemeye ihtiyacı olan 'vatandaşları da yedek- lemeyiı düşünmekte Yoksa halka bir mıktar şifalı ve ılaçlı buğ- day dağıtmakla mı yetinilecektir? Doktorlar ve hastalar -daha ziyade bu ikinciler- bu hayati mevzuda aca- ba hükümet ne yapacak diye acı acı düşünürken modern dünyada işler çok daha başka türlü inkişaf etmek- I B yatlar televizyon vasıtası ile, yapıl- dığı anda diğer bir sınıfta bulunan öğrencilere, iletilmektedir. Hocalar televizyon ekranı üzerinde ameliya- tın gidişi ve- tekniği hakkında sınıfa etrafla izahat verebilmektedirler. Te- levizyon âleti göz doktorluğu saha- sına da uzanmıştır. Tansiyon yük— sekliği, beyın hastalıkları v. s yapılan göz dibi —muayenesinde go— rülenler büyük bir televizyon ekra- nına nakledilmekte, doktorlar böyle- ce göz dibini rahatça inceliyebilmek- te ve üzerinde münakaşa yapmakta- dırlar. Yok, yok! M edeni memleket — hastahalerin- de ameliyathaneler için tendür- diyot, eldıven katgüt gibi basit mad- delerin temini zor bir mesele olmak- tan çıkmıştır. doktorları, hastahanelerin maddeleri te- Bu bu basit Modern bir ameliyathane Tabii te ve Batı dünyasında her gün yeni bir hayat kurtarıcı keşif, tatbik sa- hasına konmaktadır. O diyarların sakinleri de memleketlerindeki diğer kalkınma nimetlerinin yanı sıra bu keşiflerden bol bol istifade etmekte- ndir. Üstelik gene o diyarların sakin- leri, bunu hava almak ve su içmek gıbı tabii bir hak saymaktadırlar. Aradaki açıklığın her gün biraz daha büyümesi yüzünden bize masal aleminin harikaları gibi görünen bu yeni huluslar nelerdir? Televizyonda ders izd Inız Teknik Unıversıtenın B yayı nladıgı ve ancak bir kaç seç- kin seyirci ve Hilton Otelinin talihli sakinlerinin dınleyıp seyrettiği tele- vizyon, modern dünyada sadece bir eğlence aletı olmaktan çıkmış, pra- tik sahalarda teknik adamlarının ve doktorların vazgeçilmez bir yardım- cısı olmuştur. Bugün birçok ameli- 26 Türkiyede değil min için çırpınmak ve hatırlı zeva- tın peşinden koşmaktan kurtulduk- ları için ameliyathanelerine her gün yeni bir can kurtarıcı alet sokmak- neler çeşitli âletlerin bir arada garip fısıltılarla çalıştığı bir tamir atölye- sine dönmüştür. Kalb amelıyatı sa- hasına yeni sokulan sün'i "Kalb ak- ciğer pompası" bu meyandadır. Bu âlet — vasıtasıyla artık cerrahlar, kalbi uzun zaman — dolaşım dışında bırakabilmekte ve bu suretle — kalb Üzerinde uzun süren ameliyatları kolaylıkla — başarabilmektedirler. Bu âlet yardımıyla kan, kalbe girmeden buyukdamarlardan alın akta, su- si borularda dolaştırılıp muamele edilmekte, bir âletle pükleri gıderılmekte ve tazyikle kal- bın Öötesindeki damarlara iade edil- mektedır. Bu ameliyat sırasında kalb tamamen boş ve kansız kalmak- tadır, imkânsızlar İmkân dahilinde innesota Üniversitesi doktorları una benzer bir diğer âletten is- tifade ederek eski doktorlar için rü- ya sayılabilecek bir ameliyatı ba- şarmışlardır. Böylelikle kalbinin or- tasındaki bölmede ü İ bulunan beş yaşı hayatım kurtarmışlardır. yatta çocuğun kalbine gelen siyah kan — damarlarından alınan kan, plâstik borularla hususi bir pompa cihazından geçirilip ameliyat masa- sının yanında başka bir masada ya- tan çocuğun annesinin kara. kan da- marlarına verilmiştir. Ananın akci- ğerlerinde temizlenen kan onun ba- cak atardamarından alınarak aynı âletten geçirilip çocuğun kalb da- marlarına bağlanmıştır. Bu esnada üyük damarları bağlanıp tamamen kansız bırakılan kalb üzerinde ame- liyat büyük bir kolaylıkla, başarıl— mıştır. meli- Bu yeni âletlerin kullanılmasıyla kalb yaralanmalarına da aci hale kabil olmaktadır. Meselâ Do- mingo Vascpıez adlı bir beyaz, Harl— lem Hastahanesı civarında kazae düşmüş ve göğsüne batan bir buz parçasıyla kalbinde 1,5 Cm lik bir yara açılmıştı. Zenci doktorlar ırk- daşları ipso — şarkıcısı Harry Bellafonte nin yaralı bir be- za kan n kanım bozdu- gu için para cezasına ve hapse mah- küm edildiğini hemen unutup Do- mingo'nun yardımına koşmuş ve a- meliyata girişmişlerdir! En modern âletlerin kullanıldığı bu ameliyat hastahaneye giriş ve hazırlıklar da- hil 20 dakika müş ve ameliyat- tan 25 gün sonra Domingo tama- men sağlam hale gelmiştir. Bugün Domingo'da bu korkunç kazadan tıra olarak ancak 18 santimlik bir ameliyat izi kalmıştır. Bu âletlerin yanı sıra ameliyat- hanelerde plastik maddeler de geniş ölçüde kullanılmağa — başlanmıştır. Kalb kapakçıklarında meydana ge- len bozuklukların düzeltilmesinde ve yaralanan damarların tamirinde plas— tik maddelerden istifa edilmekte dir. Bu gün poly vinin klorıtıtensum bir kalb modeli yapılmıştır. Bu iş ü- zerinde çalışan Dr. Selwyn Mac Ca- be bu suni kalbin kullanılması saye- sinde çok daha ka receğini söylemektedir. Bu arada da- ha düne kadar muhakkak ölümle biten Aort anevrızması -Kalbten çıkan büyi ar damarın cıdarının hastalıkla ıncelıp genişlemesi patlaması- ameliyatla tedavi edıl— mektedir. Bu iş İçin aortun üzerine plastik bir örtü geçirilmekte ve do- laşım 'bir zaman buradan temin edil- mekte ve damarın hastalıklı- kısmı çıkarılmaktadır. Dolaşım bu plastik rudan devam ederken aort kendi kendisi tamir etmekte, yenileştir- mektedir. AKİS, 6 EYLÜL 1958