masına karşılık kızı , Galatasarayı, oğlu Feneri tutar, Sebati Atamanın büyük —zevklerinden biri de futbol maçlarına gitmektir. Bakan olduğu güne kadar Bafra sigarası içen Se- batı Ataman son günlerde Bafra sigaralarının biraz tıkızlaşması yü- nünden Yeni Harman sigarası içme- ğe başlamıştır! Yemekle başı pek hoş değildir.. Akşamları iki kadeh rakı içmekle günün — yorgunluğunu Çıkarır. Arkadaşları arasında en Uyalaşan eski Başbakanlardan Re- cep Pekere karşı büyük Ur hayran- hk duyar Kıbrıs NATO'nun ikazı eçen haftanın ortasında, havacı Üniforması taşıyan uzun boylu, sarışın bir adam Ankara ve Atinaya tıpkı İngiliz Başbakanı MacMillan gibi beklenmedik bir ziyaret yaptı. ara ve Atinaya yapılan bek- lenmedik ziyaretlerin Kıbrıs mesele- siyle alakalı olduğu şüphesizdir. A- rıs meselesi nihayet si- yasi bır iştir; bir — askerin bu iş- le ne alakası bulunabilir diye dü- şünülebilir. Yalnız bu askerin, NA- Nors- bilinince işin sekli de- ğişmektedir. Zira hiç kimse NATO memleketlerinin — savunmasını — te- mini vazifeli generalin, Kıbrıs me- selesiyle ilgilenmesini yadırgamıya- caktır. Kıbrıs ihtilafı, NATO'nu sağ kanadını felce uğratmıştır. Yu- nanlılar NATO'nun tamirdeki karar- gâhından subaylarını — çekmişlerdir. Atina bu ayın ortasında Türk - Yu- hududunda yapılacak "Flame Tıde" adlı NATO manevralarına iş- tirake yanaşmamaktadır. Bu du- aşkumandanının el- söyliyeceği sözler vardı. Şahsi temasların, resmi yazışmala- rın yerini tutmıyacagına inanan Ge- neral, bir TO uçağına athyarak Atina ve Ankaraya geldi. Norstad Ankarada. Savunma Ba- kanı Ethem Menderes ve Daışişleri Bakanı Zorlu ile goruştu Konuşma- lar "büyük bir anlayış" içinde geçti. Türkiye, saten hiçbir zaman Kıbrıs meselesinin NATO tesanüdünü boz- masını kabul etmemişti. "Ya taksim, ya ölüm" devresinde bile Türkiye, NATO toplantısı için subaylarım metinin, Yunanistan gibi söz dinle- tememe endişesi yoktur. Nitekim bu haftama başında Ankaraya gelen Fazıl Küçük, siyasetinin "her zaman anavatan siyasetinin aynı olaca- ğını, ana vatandan gelecek her di- rektif ve emirden dışarı çıkılmıyaca-. ğını bir defa daha belirtmiştir. Kıb- 14 rıs meselesinin akıbetinden endışeye düşüldüğü şu gün tür liderinin ilk Aydınlık İhtiyacı D iş politikamızda gösterilen yeni bir keramet, her halde çok zeki bir mesut azınlık hariç, milletin büyük ekser yeti için sır vasfını muhafaza ediyor. Keramet, şiddetle reddedilen * Kıbrıs hakkındaki İn- giliz plânı"mn aleyhimizde tadile tabi tutulduktan sonra Cumhuriyet ükümeti B di h duğu günleri hatırlayınız. Mıtıngler bırbırını takip ediyor ve devletin radyoları dünyaya "Ya Taksim, ya ölü avazelerini duyuruyordu. Dış- işleri Bakanı Farin Rüştü Zorlu planın Cumhurıyet hukumetı tarafın- dan kabul edılemıyecegını bildiriyor ve en büyük vasfı intihale kabili- yeti olan Dr. Fazıl Küçük şehir şehır dolaşarak Ingılızlerın melanetını anlatıyor, hiç bır kuvvetin Ada erine Taksimden başka bir hal çares ine boyun eğdirtemiyeoeğini soyluyo rdu. Daha hararetli hatipler ise Kıbrısa, hattâ Londraya Türk bayrağını dikmekten bahsediyorlar- dı Radyodaki Kıbrıs saatinde spikerler topyekün Türk milletinin coş- muş l uğunu belırtıyorlardı Cumhurıyet hükümeti — bütün bunları, elindeki Toplantı ve Gösteri Yürü, uşlerı Kanununa rağme ha ile, teşvik ıle karşılıyordu O kadar ki Dışışlerı Bakanına planın pekala bir müzakere zemini olabileceğini, bizim için faydalı kısımlar ih- tiva ettiğini, meselâ. Adada selâhiyetli temsilici bulundurmamızın ve çif- te tabiyet hakkının ileri adımlar teşkil ettiğini o bilinen serinkanlılığı ve diş, polıtıkadakı dirayetiyle Muhalefet lideri gosterıyordu, anlatıyor— imdi aynı plân, o iki ileri adım kuşa benzetildikten sonra. Cum hurıyet hukumetı tarafından baş tacı ediliyor. Bunda ızaha muhtaç bır taraf bulunduğu nasıl inkâr olunabilir? Anlaşılıyor ki Cumhuriyet hükümeti, baştan reddettiği plân üze- rinde müzakereye girmeyi kabul etmiştir. Ama başarılı müzakereler anlıların rızasını almak için yapılmış Tür- kiye aleyhindeki tadıllerle plan üzerinde mutabakat bildiriliyor. Ada- daki temsilcilerin selâhiyetleri kısılmış, çifte tabiyet ıse bir meçhul is- tikbale bırakılmıştır. Buna mukabil Lennox-Boyd'un meşhur muğlâk beyanatının hâlâ mer'i bulunduğu İngıltere tarafından değil, Turkiye tarafından belırtılmektedır Aslında, Taks bristan hiç bir za an bu kadar uzaklaşmamıştır. Ada halkının tek bir cemaat sayılması f'ıkrı hiç bir zaman bu kadar yakınlaşmamıştır. Yunanistan son darbeyi in- dirmek ve Birleşmiş Milletlerde bir ekseriyet sağlamak için bu İngiliz planını da reddederken Cumhuriyet hükümeti gelip duvarın dibine da- yanıyor, zakere kapılarım kapıyor, olmadığını fiilen bıldırıyor ve yeni statüden memnun bulunduğunu ilân ediyor. Bu ke- rametteki fazileti öğrenmek, hakikaten pek faydalı olacaktır. Dışişleri Bakam Zorlu Meclisin son celsesinde Kıbrıstan bahset- meye mecbur kaldığında bir kaç karışık cümleyle İktifa etmiş, arzu edi- lirse bir gizli celsede daha fazla açıklamada bulunabileceğini söy- lemiştir. Bu gizli celsenin biran evvel akdine kat'i zaruret vardır. Zi- ra milletvekillerinin bilmesi lâzımdır: Kıbrıs Üzerindeki taleplerimizden taviz vermemiz nasıl veya ne mukabilinde mümkün olmuştur? Taviz- lerin Taksimi bir hayal haline sokacak derecede & cömertçe verilmiş | bu- lunması meselenin ehemmiyetini arttırmaktadır; "Ya Taksim, ya ölü formülünü benimsiyenler bu açıklamanın yapılmasını talep etmek mev— kiündedirler ve zorundadırlar. Zira tarih Önünde umumi efkârın da bir mesuliyeti vardır. ramanlısı - ki Atinada en —mutedil nlerde Kıbrıs Türk- —şahıstır - ikna etmeye imkân yok- reaksıyonu >ita- at, ve sadakat olmuştur. Bu sebeple NATO Başkumandanı Norstad, An- karada en ufak bir güçlükle karşı- laşmadı. Türk hükümetinin de ken- disinden farklı' düşünmediğini gördü. Kıbrıs meselesinin NATO bakı- mından arzettiği vahameti görebil- mesi için Generalin Atinaya gitmesi lâzım gelmıştır Zira Atinada, Anka—. i bir ranın tam t hava hukum sür- mektedir Atınada parola, evvela Kıbrıs, sonra NATO 'dur. Saçlarını Kıbrıs meselesi yüzünden kırlaştıgı rivayet edilen Yunan Başbakanı Ka- tur. Yunanlılar, ne subaylarını İz- mire göndermeye, ne müşterek ma- nevralara yanaşmaktadırlar. Nors- tad'ın ısrarı hiçbir şeyi değiştirme- miştir. Bu durumda, "Flame Tide" manevralarım iptal etmekten başka ak şey almamıştır. — Am: mağlübiyeti sevmiyen NATO Baş- umandanının, — kendisini — yenilmiş 1 kırmak için n ikna vasıtalarım seferber edeceği muhakkaktır. Gözler dünya evinde Hîlen NATO'ya hayır anistan, — ümitlerini diyen Yu- Birleşmiş AKİS, 6 EYLÜL 1958