Zaten ticaret dediğin de... I' stanbulda bir yol açıldı: Vatan caddesi. Bu yolun açılması için ya- pılan istimlâkların sonunda Belediyenin elinde arsalar kaldı. Yol geniş, gösterişli, asfalt bir yol. Ee, bunun kenarındaki, arsaları kim almak istemez ? Arsaları yuksek f iyatta satarsın, boylece giriştiğin imar hareketi finanse edilmiş olur. Öyle ya, yol için 10 milyon lira mı sarf ettin? Arsalar sana 10 milyon lira getırırse,, muamelenin so: yapıları yol kâr kalır. TürkçeMsi"Bedavaya gelir". D.P. İktidarının meş- hur Kristof Kolomb yumurtasi budur. Bu sistemin methiyesini iktidar Meclıs kürsüsünde yapmış ve bu kadar basit bir hesaba aklı ermeyen- leri ayıplamıştır. Şimdi, Vatan caddesinin kenarındaki arsalar tamamen satılmış bu- lunuyor. metre karesi 2500 lira üzerinden. Böylece Belediyenin eline başka ıstımlak borçlarını karşılamak, yeni yıkımlara — girişmek ühim bir meblâğ geçmiştir. Yumurta sisteminin parlak bir za- 2500'lük arsalara bakmamıştır. bile... Bakmaz da. Vat 'de da metre karesine 2500 lira oa'eyerek arsa almak aret le en ufak alakası bal unmayan bir hareke ttir. Simdi arsaların yeni sahipleri orada blok inşaat yapacakları flar Idaresı Emekli Sandığı, Işçı Sigortaları ve Emlâk Kredi (l hareket kabiliyeti olmayan, yukardan gelen arzulara boyu, e erı muesseseler Üstelik, ter dö kerek kazandıkları bir parayı saıfetmedıklerı için eli son derece açık müesseseler. İnsan 2500'lük ar- saların'yeni sahiplerine bakıyor da, Kristof Kolomb siyasetinin niçin bu kadar mütevazı yürütüldüğüne şaşmamaktarı kendisini alamıyor. Öyle ya, getirle gideri denk tutmanın âlemi var müdı r?Arsaların met- re karesme 2500 değil, 25 bm lira fiyat koyarsın, o zaman muamele sa- na Ve 10 verir. Boylece 'anbullun imarının yalnız kendi kendisini fi- nanse etmediğini, üstelik Beledıyeye varidat da sağladığını, dolayısıy- la İmarın Kristof Kolomb yumurtası degıl altın yumurta yumurtlayan tavuk olduğunu göğsünü gere gere o "hiç bir şeyi beğenmeyen vatan haini Muhalefet'in yüzüne haykırırsın. metre karesi 25 bin liradan bir arsayı, hesabı kitabı bulunan bir kimse tutup da almazmış! Almasın. 2500 liradan da almiyor ki.. meydana çıkarıldı. Sabah ortalık a- ğarırken de, imar yoluna şehit olan erlerin taş ve demir yığınları altında mru yumru olmuş cesetleri teker teker çıkarılmağa başlandı. Görünür kaza Hğdisede bir ihmal ve dikkatsizli- in rol oynadıgına hiç şüphe yok" tur. Ancak bir ihmal ve dikkatsiz-, Iık netıcesınde ölenler kadar, onları a gönderenlerde de suç aramak lazım gelmektedir. Zira haberin İs- tanbulda duyulduğu ilk anda akla gelen sual Belediye İmar sahasında, başlarında bir de yarbay bulunan er- lerin ne aradığı olmuştur. Ancak İs- tanbullulardır ki bu suale bir cevap verebilmektedirler. Zira — onlar ay- ardan beri, vazifesi memleketin sa- vunması olan Orduya mensup bir- liklerin yıkım işleri ile ugraştıkları— nı bilmektedirler. Yalnız pazartesıyı salıya bağlıyan gece degıl, a undan aylarca önce de imar sa- halarında Orduya ait buldozerler, traktörler. G. M. C. ler. kazmalar ve küreklerle çalışan ve yıksın hare- ketlerine yardım eden askerleri gö- ren bir yabancı hayret duyabilir ve ne oluyor diye endişeye duşebılırdı ama, İstanbullular için böyle bir su- al bahıs mevzuu değildir. Zıra bü- tün İstanbullular bilmektedirler ki, son bir kaç aydır İstanbulda büyük 16 bir humma içinde devam eden "i- mar—yıkım" faaliyetlerinde — Ordu- nun, bilhassa ihtihkâm birliklerinden penis ölçüde istifade edilmektedir. Üstelik bu hal artık, son derece nor- mal karşılanmaktadır. Ancak ya- bancılardır ki, bir istimlâk sahasın- da İstihkâm birliklerinin çalıştıgını gorduklerınde kend kendilerine "ne var, ne olu diye — sormaktadır- lar. İstanbul 1çınde İstihkâm Birlik» leri geceli gündüzlü harıl harıl ça- lıştıklarına göre muhtemel bir har- karşı istihkâmlar mı hazırlanı- yor, yoksa İstanbulda da Lübnanda- ki gibi olağanüstü bir hal mi var sualleri hatıra gelebilir. Ancak olan ne odur, ne de bu. Ortalıkta ne harp- le, ne de olağanüstü durumla alâka- lı bir şey vardır. Olan. iki yıldır yi- kıla yıkıla bir türlü bitirilemiyen İstanbulun yıkım işinin daha çabuk ve daha ucuza mal edilmesi için Or- dudan da istifade edilmesi yolundaki parlak fikrin tatbikat sahasına ko- nulmasından başka bir şey değildir. Ucuz etin yahnisi Geçen yıllar içinde yapılan is- timlâklerin bir hayli — tuzluya hâlâ bu istim- laklere ait bir takım borçların öde- nememesi, yani istimlaklerde tasar- rufa riayet etmek Zzaruretini orta- ya koymuştur. Ancak bu tasarruf. istimlâklerin durdurulması şeklinde tezahhür edeceğine, yani ayak yor- gana göre uzatılacagına başı açıp yorganı ayağa göre örtmek seklın— de tezahür etmiştir. Önce istimlâk- te kullanılan personel azaltılmış ve bunların yerine vatan müdafaası için teçhiz edilmiş ordu birlikleri sefer- ber edilmiştir. Sonra da yeni açılan yolların etrafındaki arazi, olması lâ- zım gelenden çok fazla kıymetler takdir edilerek resmi ve yarı resmi mUlesseselere - satılmış elde edilen fazla parayla eski borçların ö- denme yolu tutulmuştur. Buluş, ger- çekten son derece zekice bir. buluş- tur! Ancak ah, son kaza olmasaydı zamandan beri istimlâk iş- lerinde çalıştırılan leri, gerçekten de mınd büyük bir gayret ve dirayet göstermişlerdir. En modern Ameri- kan vasıtaları ile teçhiz edilmiş olan -tabii istimlâklerde kullanılmak için değil, bu birlikler, Belediye vasıta- ları ile belki de aylarca, yıllarca yı- kıl amayacak, yerinden kaldırılama- yacak olan bina yığınlarım kısa bir zamanda yerle bir etmekte- dirler. Böylece imar faaliyetleri is- tenen hızla ilerlemektedir. Işte hu haftanın başında pazartesi günü de Kadık Ööy ile Azapkapı arasındaki açılmasında bu istihkâm bırlıklerınden birine vazife verilmiş- . Yıkım emrini alan İkinci İstih- kâm Taburu Komutam Yarbay Sa- bahattin Evren, yıkılacak binaların etrafında gündüzden gerekli tertiba- tı aldırmış, kazaya sebebiyet veren beş katlı hanı bir anda çökertebil- mek için binanın temel direklerine sapan tabir edilen tel halatlar bâğ- latarak bunları buldozer ye traktör- lere rapt ettirmişti. Gündüz herhan- gi bir kazaya meydan vermemek i- çin gecenin geç saatleri beklen Gece 23.45'de, yıkılacak binaya atı- lan sapanların yerlerini son bir de- fa görmek için yanında asteğmen Hüseyin Sofu ve altı er olduğu halde mşaatın içine — girdiğinde — müessif eydana gelmiştir. Şıddetlı tepkıler Hâdise muhtelif çevrelerde derhal geniş tepkilere yol açtı. Muhale- fet bu haftanın ortasında meseleyi Büyük Meclise getirmeye hazırlanı- yordu. Ordunun bu gibi işlerde, hem de gece yarılarına kadar ması keyfiyeti kanunlara, nizamla- ra ne dereceye kadar uygundu. He- le askeri birliklerin akar yakıtının İstanbul sokaklarında kullanılması- cevaz var maydı? Muhalefet mil- letvekilleri bunları — öğrenmek isti- yorlardı. Üstelik İstanbulda askeri birliklere yıktırılan bazı yerlerin yı- kım müteahhidlerine para ödendiği rivayetleri de kulaktan kulağa dola- şıyordu. Bunun yanında bazı subay- İarın enkazlardan malzeme yattıkları gazetelere intikâl etmıştı öylece Kristof Kolomb siyaseti turlu zararlar doğuruyordu. Meclis- te sorulan, işte bunların hesabıydı. Son şehitler, bardağı taşıran damla oldu. AKİS, 6 EYLÜL 1958