İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Cumhurbaşkanı ve Dulles, yardı- mın kısılmasından hiç de memnun değillerdir. Doğu ve Batı arasında- ki soğuk harbin İktisadi — mahiyet kazanmaya 'başladığı bir devrede, Kongrenin diktiği dar elbise içinde dolar siyasetinin zor yürütüleceğini düşünmektedirler. Buna rağmen ve- tosunu kullanmayı sevmiyen — uysal Cumhurbaşkanı geçen haftanın so- nunda yeni yardım programının al- tına imzasını koymuştur. Acaba .- M. ndeki son konuşmasın- B da kalkınmanın gayesının Ba- tı memleketleri seviyesine — yetiş- mek olduğunu açıklıyan sayın Menderes, Cumhuriyetin ilk gibile- rinden beri işitilen bir iddiayı tek- rarlamaktan başka birşey yapma- da. Acaba bu gayeyi ne dereceye kadar — gerçekleştirebildik? — Batı Dünyasıyla aramızda mevcut me- safe kapanıyor mu? Diğer bir de- yişle, Türkiyede milli gelir Batı memleketlerine nazaran daha hız- la artmakta mıdır? Bu suallerin cevabı, maalesef kati bir "hayır" ır. AKİS'in 210 uncu sayısında ya- yınlanan ve Birleşmiş Milletlerin damgasını taşıyan bir tablo, bu mevzuda en iyimserleri hayal kı- rıklığına ugratacak kadar acıdır. Zira 1953 - 1957 yılları arasında Mıllı Gelırdekı artış bakımından 15 Avrupa mleketi — arasında Türkiye sonuncu gelmektedir. Bı- rakalım fransayı, Almanyayı, İtal- yayı.. Bırakalım Batıdan çok daha büyük bir hızla kalkınan Polonya, Çekoslovakya, Macaristan gibi De- mirperde — gerisi — memleketlerini, Yunanıstanda bile Milli Gelır l949 an beri muntazaman © 6 kın bir nisbette artmaktadır. buki 1950 - 1953 şahlanmasından sonra» Türkiyede Gayri Safi Milli Hasılanın yıllık artış nisbeti yüz- e 14 e düşmüştür! O halde, hiç şuphe yok, Batıyla aramızdaki me- safe kapanacağı yerde günden gü- ne açılmaktadır. Bu tempoyla Ba- tıya yetişmek hayaldir. Acaba- diğer az gelişmiş mem- leketler ne âlemdedir? Meselâ şu hiç beğenmediğimiz Orta Doğu memleketlerine nazaran — durumu- muz nedir? Orta Doğunun iktisa- rumunu inceliyen — Birleşmiş Milletlerin 1957 yılı raporunda bu sualin cevabım bulmak mümkün- dür: Türkiye, bu komşu memle- ketlere nazaran 1953 ten beri en yavaş kalkınan memlekettir. 1858 yılında Gayri Safi Milli Hasıla 100 sayılırsa bu rakam 6 da Mısır- da 109'u, Lübnanda 129u Suriye- de 139'u. İsrailde 146*yı bulmakta- dır. Halbuki aynı devre zarfında, 20 Hindistan Ya buna ne buyrulur? Son dış yardımı Türkiyede zafer olarak göstermeye çalışanlar ge- çen haftanın ortasında Washington'- dan gelen bir haberi yürekleri bur- kularak okudular. Zira bu aber, Batılıların, ikinci beş yıllık — plânı için nötralist Hindasta- kadar bir milyar — dolar -evet bir milyar dolar- kredi açma- Kalkınıyor Turkıyede Gayri Safi Milli Hasıla 100 den 105,4'e geçmiştir. Başlıca Orta Doğu — memleketleri arasında Turkıye demek ki en ya- vaş kalkınanıdır! Şu küçümsediğimiz — Suriyeyle yapılan ufak bir mukayese büyük laflar ve hakikatler arasındaki me- safeyi daha iyi gösterecektir: Mil- li Gelirin memleketimizde — yılda yüzde 1,8 nisbetinde -yükseldiği bu devrede, Suriyedekl yükseliş nisbe- ti yuzde 13'tür. Haydi diyelim son yıllarda Turkıyede hava — şartları iyi olmadığı i ek fazla artma- mıştır. sanayinin Milli Gelire getirdiği hissenin artışına bakalım: Suriyede sanayinin rattığı kıymet 1953 te 100'den 1956 a 154'e geçmiştir. Halbuki Türki- yede ancak 126 ya erişmiştir. Belki bu rakamlara da dudak bükülecek, yatırımlar daha mey- valarıım vermedi, hele bir meyva- lan toplıyalım da görürsünüz" de- necektir. Birleşmiş Milletlerin ra- kamları maalesef bu hususta da ümide yer bırakmamaktadır: Zira Türkiyede yatırımların Gayri S fi Milli Hasılaya nisbeti 1953 . arasında | :2; 141, 13.5 nis- betleri arasında dolaşırken, i yede 15.4, 17, 21, 16 5'a ulaşmak- tadır. Demek ki Suriye, Türkiyeye nazaran Milli Gelırm dah büyük bir kısmını yatınmlara — ayırmak- tadır. 1953 ten beri yatırımlarda- ki artış nisbeti de bun göster- mektedir. Surıyede yatırımlar 1953 te 100 iken, 1956 da 149'a erişmiş- tir. Halbuki Turkıyede 1956 da an- ak 126'ya varabilmiştir. Yani şu kuçumsenen uriye, cüssesine gö- re, “"yatırımcı Türkiye"den çok daha fazla yatırım yapmaktadır' Menderesin B. nin son toplantısında kullandıgı bır i- fadeyle, "Milli Gelir, şu.bu, hep uydurma" denilebilir ve yukard ki rakamlara — aldır edılmıyebılır Buna da peki dıyelım ve şahhas istatistiklere inelim: Mese— lâ bir memlekette adam başına dü şen ve Ker. ile ifade edılebılen e- nerji miktarı. Milli Geli hesapları dışında, kalkınmanın en iyi miya- D yı prensıp itibariyle kabul ettikleri- bıldırıyordu Bu bir milyarın üç- iri, 1959 Martından evvel veri- lecektir. Daha geçenlerde - büyük miktarda yardım gören Hindistana, önümüzdeki mail yıl içinde Amerı— ka 200 mılyon İngiltere 75 - 100 m yon dolar tutarında -büyük dost In giltere bizim için 10 milyondan yu- karı çıkmadı— kredi açacaklardır. tuhaftır ki, bir milyarı ga- rantılıyen Hindistandan en ufak bir zafer sesi işitilmemektediri . muyuz? Doğan AVCIOĞLU Maalesef, bu bakımdan da, ir. Zira 1850 yı- adam miktarı edilmiştir- 280 -Kıbrıs için bu rak 590 Kgr dır!. Yani her iki mem— lekette de, nüfus sayısı göz önüne alınırsa, aynı miktar enerji sarfe- dilmektedir. Yalnız Türkiyede 1954 56 yılları arasında adam başı- na düşen enerji miktarı sabit kal- dığı halde, Suriyede 190 dan 230 Kgr. a geçmıştır Küçük — komşu memleket, Milli Gelirin daha büyük bir kısmını yatırımlara ayırdığına önümüzdeki yıllarda — enerji ıstıhlakı bakımından bizi herhalde geride bırakacaktır. İşin daha acı tarafı Suriye dı- şarıdan bir yardım gormediği ve borçlanmadıgı halde de Rıısyadan kredi almıştır- biz- den daha hızlı kalkınmaktadır. Fil- hakika Suriyenin tediye bilançosu- rıdır. denk kapanmaktadır, yılında 29 milyon Suriye lirası bir fazlalık bile mevcuttur. Hikâye bu kadarla da bitme- mektedir: Büyük ölçüde — yatırım yapan Suriyede, f"ıyatlar artacağı yerde düşmüştür. 1953 te 100 o- lan toptan fiyatlar endeksi, — 1957 de 95'e inmiştir. Halbuki bu dev- rede Türkiye bölgedeki pahalılık rekorunu kırmış, toptan — fiyatlar endeksi 100 den 159'a yükselmiş- tir. Birleşmiş Milletlerin yayınladı- ğı rakamların ortaya koyduğu ha- kikat acıdır: Kalkınmanın kendi- sinden çok, edebiyatıyla uğraştığı- mızı kabul etmek zorundayız. Kal- kınmayı hakikaten — hızlandırmak istiyorsak, sadece dış yardıma gü- venmekten vazgeçip. Milli Göelirin veya Milli Gelirdeki artışın çok da- büyük bir kısmını müsmir ya- tırımlara — yöneltmemiz — lâzımdır. Batı memleketlerine yetişmek ga- yesini güdenler, herşeyden evvel, gayeye erişmek için yılda ne nisbette ve hangi sahalarda yatı- rım yapılması gerektıgını söyle- melidirler. — B g y — AKİS, 6 EYLÜL 1958