DÜNYÂAÂDA OLUP BİTENLER Orta Doğu Dag Hammarskjoeld Gürültüyü sevmiyor Perdelerin gerisinde.. Gurultuyu ve beyanat — vermeyi sevmiyen Mr. H. Orta Doğudaki vazifesine sessiz sadasız devam et- mektedir. Bu hafta sıra Kahirede- dir. Geçen haftanın unda, atom eneıjısının sulh lunda kullanılma— üzere Mr. H,, gidecek- Kahireden Çarşamba günü Kahire ye tir.. Genel' Sekreterin Bagdada hareket edeceği ve yeniden Ürdüne döneceği söylenmektedir. Mr. H.'ın Ürdünde Kral Huseyın ve Başbakan Samir Riıfai ile yaptığı konuşmalar hakkında fazla bir şey bilinmemektedir. malardan sonra yayınlanan teblıg "Urd kümeti ve Genel Sekreter arasında geniş bir anlaşma zemini bulundu- ğu" nu söylemekle — yetinmektedir. Teblıgın getırdıgı tek aydınlık, Mr. H.' rdüne, Birleşmiş Milletler Kuvvetleri veya hudut — müşahitleri gönderilmesinin, meseleyi halletmi- yeceğini kabul etmesinden ibarettir. Anlaşılan Kral Hüseyin, İngiliz as- kerlerinin ilelebet Ürdünde kalması- nı istemektedir. Halbuki Mr. H.'ın başlıca vazifesi, İngiliz askerlerinin geri çekılmesının teminidir. rumda Mir. H.'a, Kahire ve Amman arasında bir anlaşma zemini bulma- ya çalışmaktan başka bir şey kal- mamaktadır. Mr. H. Nasıra, "ne o- lur, Ürdünlülere söyle, ral Hüse- yinin tahtına ilişmesinler" diyecek- AKİS, 6 EYLÜL 1958 tir. Gelgelelim Nasır bu acayip tek- lifi kabul etse bile -Birleşik Cum- huriyetin fakir Urdunu ilhakta men- faati yoktur- Ürdün anlıyacağı çok şuphelıdır Dulles'ın hâlâ inanmak ve dunyayı inandırmak ıstedıgı "bılvasıta teca- vüz" dışardan değil, içerden — gel- mektedir. Nasır, Kral — Hüseyinle sarmaş dolaş olsa bile. Kral Hüse- yin tıpkı Irakta olduğu gibi, tahtı- nı kaybetmekten kurtulamıyacaktır. O halde Orta Doğuda mevcut statü- konun muhafazasına — çalışmak bir hayaldir. Mr. Dulles, bu inattan vaz geçmediği müddetçe. Dünya Evinin Genel Sekreterinin vazifesinin muvaf fakiyetle neticelenmesi imkânsızdır. Bereket versin Batıda, bu basit hakikati anlıyanların sayısı gittikçe çoğalmaktadır. — Nitekim iyi haber alan Sunday Times, gecen hafta İn- giliz mütehassıslarının Orta Doğuda statükonun muhafaza edılemıyecegı— ni duşundugunu yazıyordu. Bu mü- tehassıslara göre, Arap Lıgi siyasi bir realite hâline gelecektir. — Arap memleketleri Kahirenin idaresindeki -diktatörlüğü altında değil- bir fe- derasyonda toplanacaklardır. Ame- rikan Dışişleri Bakanlığında da ay- nı şekilde düşünen mütehassısların sayısı az değildir. Ne çarı rikan diplomasisini tek başına yürü ten Mr. Dulles aynı fikirde değildir. Dulles ve Dulles'tan fazla Dulles' çı- lar hâlâ Nasırı tecrit etmeye ve ge- rekirse zora başvurarak — statükoyu kurtarmaya çalışmaktadırlar. Bu se- beple Mr. H'ın misyonunun muvaf- fakiyeti - Arapları değil, -fakat Dul- les'ı ikna etmesine bağlıdır! Uzak Doğu El ense.. eçen haftanın başında harp teh- likesi, Orta Doğudan Uzak Do— ğuya kaydı. Çın sahıllerınde Mig v Sabre uçaklar çuşmektedır Bataryalar olum yağdırmakta, hü- cumbotlar çarpışmaktadır. Pasifik- teki 66 gemiden — müteşekkil. VII. Amerikan Filosu hazırol emrini al- mıştır. Akdenizde dolaşan Essex u- çak gemisi ve dört destroyer Sü- veyş Kanalını geçerek Uzak Doğu yolunu tutmuştur. San Frâncıscoda irli uçak — gemisi- ve Long Beach'teki. Los Angeles ağır vazörü aynı istikamete doğru i- lerlemektedir. Amerikan ve Milliyet- çi Çin uçakları ise, Formoza boğazı Üüzerinde nöbet beklemektedir. Hadise, Kızıl Cinin Formoza Hü- kümetine ait olan, burnunun dibin- deki Ouemoy ve Matsu adalarını bombardım. etmesiyle — başladı. Bombardımanla şiddetini — arttıra- rak devam Kızıl ve Milliyetçi. Çin arasında bu cins çarpışmalar âdet haline gel- miştir. Hattâ bundan üç yıl kadar evvel, iki Çin arasındaki çarpışma- lar seon derece şiddetlenmiş, harp tehlikesi Amerikanın — müdahalesi sayesinde — yatışmıştır, Amerika o tarihlerde Çan Kay Seki Tachen sa- hil adalarını komünistlere terke zor- Yeni buhran sahasını gösteren harita 'Yar bana bir eğlence...” 21