Afet AKİS kehanette mi bulunmuş- tur? Ne münasebet! B man yaptığımız, hedef ne — kadar mükeminel olursa olsun bu hede- fe hangi yoldan ve ne gibi imkân- larla varılacağının tetkikli olmuş- tur. Güzel lâflara kulak verilecek, hayallere dalınacak yerde haklikat- lere bakılmaydı. ihtimaj ki İmar de- nilen âfet bilhassa İstanbulda böy- undan memleket kadar DEP. ve Mendı-reu de kârlı çıkardı. * u hafta herkes, uzun haftalar- dan beri olduğu gibi “'kazma dan bahsediyordu. Kazma İstanhul- Vluhulc-tot Partllerinin kotngrelerin- de belirtildiği gibi akşam yatanlar ertesi sabuah evlerinin ne hale gele- ceğini; bilemiyorlardı. Bugün İs- tanbulda Imar denilince titrenilyen alılhl ne kiracı kalmıştı. Zaten — gen yollar. — büsbütiün xenlslı—lllıuı-k lı;ln kazmalar önleri- ikan her şeyi yıkmışlardı. Şim- yükselemeyeceğine Falih Rıfkı A- tay ve Ahmed Emin Yalman dahi iman etmiş haldeydiler. Buna rağ- men hâlâ bazı gazetelerde — ucıla- cak vullar istikbale ait projeler yer alıyordu. Bunların seliebi Buşbuku- nın lnııır işleriyle bizzat alâkadar olduğunun ve o mevzuda — hassas Iıuluııduiıınun bilinmesiydi. İmarı methetmek hoşa gitmenin bir yeni yolu olmuştu. 'Tenkit yapanlara ve fazla mesuliyeti vüklenmek htemnenlere misal iİse Fahreddin Kerim Gökaydı. İstanbul yapılacak diye ilmit e- denler görmüşlerdir ki İstanbul yı- kılıyor. İmarın böyle olamıyacağı, bir tek şahsın her arzusunun fren- sİz infazının işleri tamamlile karış- tırdığı. İstanbulun reyini almak 1- çin girisilen hareketin İstanbulun reyini büsbütün uzaklaştırdığı or- taya çıkmıştır. Hayvali — projelerin N çalıştırınak varın büylük vebali mu- cip olacaktır. Herkes köhne trum- vayların kaldırılmasını İster, ama evvelâ metro vapılır veya hbol oto- biüls temin edilir. tramvaylar övle alkar. İstim arkadan gelmlyecek- tir, zira kazan zedelidir. Gözler ar- tık açılımalı ve bu harekete bir noktada dur denilmelidir. Dur de- 4 ve İstanbulun yaraları sa- rılmalıdır. Ama, acaba fren tutar halde mi- dir ki? AHİS, 97 TEMMUZ 1967 u .. Mt İnönü ve Günaltay İstanbul C.H.P. Kongresinde İki mükemmel örnek Kendisine orada haber verdiler ki Savcılık Tahliye emrini hapishaneye bildirmiş. Bölükbaşı o anda tahliye edilmek Üzere bulunuyordu. Bölükbaşı gün ışığında sman Bölükbaşının tahliyesi hak- kında muamele tamamlanıp C.M P. lideri upu yu ve kır qaçlan- le Cezaevi Mndürmgnnün merdivenle- ri başında göründüğü zaman, telgrafın Ankara Savcılıgından gelmesinden bu yana tam 3 saat 15 dakika geçmiş bulumıyordu. Bölükbaşı hemen bir o- tomobile atlayıp, kendi tabhiriyle ço- luk çocuğunun yanına koştu. Çocuk- larına dtişktüin aile babası Bölükbaşı- nın kızı, oğlu ve karısı ile karşılaşıp kucaklaşması hazır bulunanlara göz yaşları döktürdü. Bu sırada Ankara Savcılığı, Bö- lükbaşının dosyasını Keskinden geri getirtmekle meşguldü. Doaya, tevkif talebiyle yeniden nöbetçi Asliye Ce- za Mahkemesine sevkedilecekti. durum karşısında Bölükbaşının yem- den meşhur 10 ncu koğuşa dönr mümkündü. Bunu — Bölükbaşı şöyle ifade ediyordu: “— Bir namazlık saltanatın ola- cak, taht misali o musalla taşında. diyen şair gibi herhalde bu hürriyeti- miz pek uzun Ömlirlü olmıyacak”. Bölükbası reddettiği hakim Adil Bölükbaşı bu dâvasını kazanırsa A- dil Güneşoğlu'nun 3 ilâ 5 sene arasın- da bir hapis cezasına uğratılması :- man lükbaşı ölse, tevkif edilse ne çıkar” diyen Adil Güneşoflu “Güneşoğlu hapse girse ne çıkar” dıyebılecek miy- dı? YURTTA OLUP BİTENLER Ce Ha Bir feragat örneği G eçen haftanın sonunda Pazar gü- nü akşamı Spor ve Sergi Sara- yından cıkan iki İstanbulludan bıri diğeri “——. Aman, ne büyük sürpriz!” dedi. Diğer İstanbullunun yüzünde mu- zip bir tebessilm vardı ve arkadaşıyla aynı fikirde olmadığı belliydı: “— Doğrusu ben hiç şaşmadım; zira AKİS okuyucusuyum” dedi İki İstanbullu Spor ve Sergi Sara- yında üç gün devam ettikten son- Kongresinden çıkıyorlardı ve bahm mevzuu “sür- priz” eski başbakan Şemseddin G'l- naltayın İl Başkanlığına seçilmesiy- di. AKİS okuyucusu İstanbullu bu se- çime şaşmamakta haklıydı. Zira C. H.P. İstanbul teşkilâtında Özden ve Atanç grupları arasındaki başkanlık mücadelesini ve bu miülcadelenin C. H.P. yüksek kademelerinde uyandır- dığı endişeleri yakından takip eden AKİS, İstanbul İl Baskanlığına bir- kanı ve 7 sene önceki başbakan Şem- seddin Günaltaydan başkası olmiıyu- cağını da duyan AKİS, gecen sayı- sında hâdıseyi okuyucularına akset- tirmi Hakikaten Şemseddin — Günaltay bu mevki için “biçilmiş kaftan"”dı. Tecrübesi ve yüksek şahsiyeti ile bir- leştiricilik vazifesini kolaylıkla yerı- ne getirecek, İstanbul teşkilâtındakı huzursuzluklar sona erecaktı. Bundan & »