DÜNYADA OLUP BİTENLER. rinden birini teşkil eden bir Devlet da- ha bağımsızlığa kavuşuyor ve Britan- ya Milletler Camiası bir Üye daha ka- zanıyordu Doğru: sunu söylemek gerekirse, Malezya bağımsızlığını kazanmakt diğer Günevy Doğu Asyalı komşu- lı.rmı nısbetle oldukça gecikmiş- k eski İngiliz müstemleke- lerlnden Hindistan ve — Birman- ya olsun. gerek Hollanda müstem- lekelerinden Endenezya ve Fran- sız müstemlekelerinden — Hindiçini lay değilse bile, daha çabuk kazan- mışlardı. Bunun sebebini, herşeyden önce, bu devletlerin Batılı müstemle- kecilerin hakimiyeti altına girmeden evvel de bir milli varlık devresi ya- şamış olmalarında ve bu devreyi bir türlü unutamamalarında aramak lâ- zımdı. Halbuki Malezya, İngiliz hâk!- miyeti altına girmeden evvel, bir coğ- rafi terim olmaktan öteye gidemeyen bir Ülkeydi ve bu ülke içinde yaşayan çeşitli sultanlıklar, ancak İngilter>- nin burada yerleşmesinden sonra tek bir otorite altında birleştirilmişlerdi. Yı.tımııda Üzerindeki nüfus ayrılıkla- aat ayrılıklarına da yol a yor. dezyalılar bu sında bir muvazı u is- tilâ karşısında Çinlilerin ıda.reqmde- ki Malezya Komumst Parılsi tarafın- dan bir çete mış; ancak başlangıçta bütün Malezvalılırın ka- tıldığı bu çete savaşı. Japon istilâsı atlatıldıktan sonra. iktidarı ele geçi- rerek Sovyet blokuna katılmak ist2- nen komünlstlerle milliyetciler ara- sında bir iç h. şeklini almakta ge- cikmemişti. Bu iç harp bir yandan bütün gayretiyle Malezya'da tutun- maya çalışan İngilizlerin durumuntu g'llçleçtırirken. diğer yandan da k: münist olm: tün Malezyalıları aynı sı.flı.rdu pluyor ve böylece aslı şuuru yaratıyordu. Bu bakım- arasında mühim ami! oldugunu söylemek yanlış olmı- yacı Bütün bu gelişmelerden sonra Ma- lezya'nın bağımsızlığı yolundaki ilk adımı atmak 27 Temmuz 1955 seçim- lerinde oyların ©4 80'i gihi büyük çotunlugıınu topliyarak başa £i binesine nasib ol- muqtur Koyu bir bag1msızlık taraf- tarı olmakla tanına ikan Ab- dül Rahman, seçim k ampanyası sıra- sında, seçmenlere “Hür mü, yokasaa le olerak mı yaşamayı seçeceksiniz ?” diye sormuştu. Malezya halkı, oyunu Abdül- çim kampanyası uımsmdı verdiği sü- zü tutmak için derhal ltere ile buğımsızlık gbrüşmelerlne batında, Londra'da Mal bakanı ile İngiliz Müstemlekeler Ba- kanı arasında bir &aşma imzalan- mıştır. Bu anlaşma gereğince, İngil- tere, 1957 osu sonunda Malez- ya'ya bağımsızlığını vermeyi kabul ediyordu. Malezya Başbakam Abdül Rah- man ile İngiliz Müstemlekeler Bakanı Lennox Boyd arasında Londra'da ya- pılan bu anlaşma geçen haftalar için- e Avam marası tarafından tas- dik edı'ldı'g'ıne göre alezya'nın ba- gımsızlığa nvuşma_-ı icin Lordlar Kamarasının e 31 Ağus tos tarihini beklemekten bsşkı birşey kalmamıştır. Bundan böyle, Malezya Britanya Milletler Camiası içinde hür bir devlet olarak yer alacak ida- Abdül Rahman " İstiklâl yolunda re şekli ise federasyon olacaktır. Federasyonun Üyeleri eski sultan- lıklardır.. Önümüzdeki günler — t- çinde toplanacak bir konferans- ta. sultanlar kendilerine bir başkan seçecekler ve kan — Malerzya Federasyonunun en büyük lideri sa- yılacaktır. Malezya devleti çeşitli ırklara gelince, sine katılmak bakımından yerli hal- ka Çinlilerden biraz Üstün bir durum sağlanacaktır. Bundan beşka yerli dil Malezya devletinin resmi dili, islâm dint de resmi dini olacaktı. Buna mu- kabil, nüfus çoğunluğu ile ekonomık üstünlüğü ellerinde tutan ve öteden- beri kendilerini Malezyadan ziy!i Çin'e bağlı sayan Çinliler de Malez- ya devletine sadık kalmak mevzuun- da söz vereceklerdi. Çinlilerin bu söz- lerini ne kadar tutacakları ise ancak ilerdeki gelişmelerden sonra anlaşıla- co. için Malezya hâdiselerinin tek d!kkıte değer tarafı İngilterenin Kıbrıs meselesine de Malezyaya ben- r hal tarzı düşmekte olmasıydı. Bulgaristan “K” nıtt izinde Geçen hafta İiçinde Demirperde gerisi memleketlerinden gelen haberlerden. Peyk — Devletlerin de Krutçef'in Rusyada verdiği örneğ3 uygun olarak, bir takım temizlik ha- reketlerine girişmiş bulundukları an- laşılıyordu. Bu temizlik hareketleri sekreteri Jivkof, Üs- e — yürüyerek, Gucorgui Çan- kof ile eski bakanlardan Dobri Ter- ve Yâanko Panof'u Parti Komitesinden — uzaklaştırı- yordu. Bu üç parti düşmanının du- rumunu incelemek Üzere 11 ve 12 Temmuz tarihlerinde toplanan Bul- gar Komlünist Partisti Merkez Ko- mitesinin bu toplartılar sonunda ya- yıntadığı bir tebliğe göre, Komite, Başbakan yardımcısı Çankof'u “par- ti birliğini bozucu hareketlerde bu- lunmak" ve “parti siyasetine aykın bir yol tutmuş olmak"la suçlandır- mıştı. Dobri Terpeşef ile Yanko Pa- nof'a gelince. bunların suçu da “ken- dilerine yapılan sert ihtarlara rağmen Merkez Komitesi. parti siyaseti ve birliği aleyhindeki faaliyetlerine de- vam etmek” hususundaki israrlarıy- dı. Tebliğde. Merkez Komitesi lyeli- ginden çıkarılan bu üç parti düşma- nının aynı Zamanda parti Üyeliğin- den de atıldıklarına dair hiçbir sara- hat yoktu. İşe biraz yakından bakılınca, Bul- gar Komünist Partisi saflarında ya- pılan temizlikle bundan Üç hafta ka- dar önce Moskova'da yapılan temiz- r Bulgaristandaki hareketinin başlıca kurbanı Çankof da. t.ıpkı Molotof ve Akibet yoldaşla- rı gibi eski komünistlerdendi ve ko- yu bir Stalinci olmakla şöhret kazan- mıştı. Bundan başka. gene tıpkı Mo- otof ve diğerleri gibi. Çankof ve ar- adaşları da Parti Merkez Komitesinden cıkanlıyorlır ve Parti pılan temiılıkle Sofya'da yapılan te- mizlik arasındaki en büyük be lik, hiç şüphe yok ki, her iki başk lerken, tıpkı ar Komünist Par- tisi ve ulgi Merkez Komitesinin Cankof arkadaşlarına yaptığı gibi, 3i üAY Ai AŞ *