C-t PY e T Atatürk Üniversitesinin temeli bu sosyete haberinden ibarettir. İlerde in- şaat tamamlanıpn Üniversite öğretime başlayınca haberin lâyık olduğu şekil- de . ihtimal kapağımızda - AKİS'te yer bulacağı şülphesizdir. * Akbıyı&t&kı Köprülü konagmdan iki kişi hafta sonunu geçimmek üzere Cumart günü er- kenden sokafa çıktılar Ekspres va- purun bir köşesinde oturan bu orta- nın biraz üstündeki yaşta — bıdunan çiftte bir sükünet vardı. doğru yürüdü. Kendtlerine bir yd ev- velki parlak karnşılama töreni yapıl- madı ama, onlarm böyle şeylere aldırmadıkları hallev'lndern belli.ydl Hanım Behice Köprillü. erkek iae Pu- ad Köprillü idi. Behice Köprülü iki gün, en vyakın dostu M. Kemalin ge- lini Neclâa Hanımefendi ından Fuad Köprülü ise bircok dostları, bil- hassa Ahmet Emin Yalman tarafın- dan ağırlandı. Klitbün salonunun bahcesindeki koltuğunda — otururke de durmadan kahverengi tesbihini a sabır diyerek çekmek kolay iş değildir!” * eçm hafta Çarşamba günü Prof. Gökay'ın çıktığı seyahat- ten uç gün zarfında uçakla avdet e- deceği haberi duyuldu. Bu haberin hi çıkmadı. fakat kilçük valiyle aJâka- li ışlerln esrarlı bir hale getirilmes Üüzünden bu mevzamla rivayetler ço- galmaya devam etti. Valinin en yakın mesal arkadaşlarından Belediye Reis vekili Ferruh |ltı'r ile İktisat İşleri Müdürü Muzaffer Akiin'ün daha An- nrhn ayrılalı iki saat p r bakanlık emrine alınmalarının sebebih&lâımiıedümış değildir. Geçen hafta valinin altı yıl- dir. vanından avmmadığıı Başkomiser İhranim Altan'ın da bu vazifeden - temay lli kuvvetdenmis bulunmakta- dir. Simdi em Müdürü Nabi Up'un başma blr lş gelmesi mekte ve vali valiliği ve Belediye reisliğinin her halde bir an evvel vuzuha kavuşması temenni edil- mektedir, AKİS, £7 TEMMUZ 1957 Üçük Sahnenin çalışkan Ve sevim- H müdürü Gullp San'ın gayretleri neticesinde Tiya kurucusu Haldun Dormen, Küçük Sahnenin bu- şına getirildi. Disiplinli ve ciddi çalış- masıyla tiyatro çevrelerinde —şöhrst yapan rejisör, aktör Haldumun tiyat- ro kadı Şükran Akın, Şükran üngör. Cahit Irgat, Uğur Başaran. Mücap Ofluoğlu ve Cep Tiyatrosunun bi Ö meni- Sahnede kalmıyacağını söyliyenler k—mbthye'tl.ı aktörün üÜzerinde israrla durarak gitmemesini temine çalışı- yorlar. * İ ş bularak Amerikaya giden a.r!fka- turistlerimizden Ali Ulvi'tâ oral: dayken bile “yurtta olup bitenler” le alâkasını kesmemiştir. İşte Ali Ulvi- nin Amerikada çizdiği ve Beynelmilel Basın Enstitüsünün Bülteninde neş- redilen nefis bir karikatÜrü: Kilk L " ”HıA GAZETECİNİN GARDROBU * Ürkiye'nin 1957 New York sergi- sine iştirâk edeceği ve bu iş için 30 bin dolar harcandığı bi " muştu. Hatta bu sergide çalışmak Üüzere Amerikaya bhirkaç dekoratör ve bir heyet de yollanmıştı. Memlekete dövi sağlamak maksa- dıyla da tanınmış tacirlerimiz malla- rını satmak icin New Yorka hareket etmişlerdi. Şimdi bu tüccarlardan bi- rinin buraya avdetinde verdiği deme- ci dinliyelim: “New York'a gittikten sonra her giln memleketten gelecek mallarımızı boşuna bekledik durduk. Paramız mahdut olduğundan hesabı- mızı ödiyemeden kaldığımız oteller- den cıkıp en basit pansivonlarda yer- leştik. Bu arada sergi açıldı. Fakat blzim mallardan haber ı. Ne yapacağımızı şaşırdık. Bir sata- lim da, ne olursa olsun, dedik; bit New York'lu Türk vatandaştan bir duk ve bomboş sergi- in ortasına onu yerl ştirdik”. Sayın tacirimizin demecinde ol- mayan ve pirinç çuvalı ile alâkalı bır hususu da biz burada nakletmeden geçemiyeceğiz. Tacirlerimiz öyle he- yecanlıymışlar ki, pirinç çuvalının il- zerindekı etikete İngılwce “rıce ye- şeyin kendi lisanlarıyla izahına alış- kın olan Amerikalılar Türk pavyonu- nun ortasında duran çuvala zerre ka- dar alâkalanmamışlar. Böylece sat- ma imkânlarının ve serginin bitmesi- ni bekleyen Türk tacirleri perişan bir halde memlekete dönmtüşler. Malları ise kapanıştan tam on n sonra New York'a varmış. Ancak açılma- dan geri gönderilmek Üzere! > göre İstanbul Beledi- ptırmağa karar verdiği üç ka*tlı n.rkAh daırv-qlnin birinci katın. rme mluğu orta ka- tmda düğiüm lnnu. Uci!nrn katında da otel odaları bulüunaraktır. Bele- diyenin bu hayırlı işi mantıki netico- daha ç'kın kliniği yapması emenni olunmaktadır. * B ıldırnmgı akistan'ın nasif Basın ateşesi Ar- zadıizzaman'ın Londradan memle- ketine dönen Pakistan Dış İsleri Baka- nı Firuz Han Mun'la Thr'k gazetecile- Tİni görüştürmemek is*emesi Hindis- tan Basın ateşesi Barakat Ahınet'in Nehrir geçerken Tülrk bazınına gös- terdiği kolaylıkla nmkaysas edildiği zaman aleyhine bir not verdirdi. * ğa Hanın kendisine bir milvon 1li- ra bıraktığı yolunda bir berin yayılması üzerine Dolmtabahçe vapu- ru kaptanı Münir Egemen bantba mü- dürlerinin elinden yakasını kurtarı- mamaktadır. Peşin ve emin paravı görünce ağızları kulaklarına varın bu yüksek finansmınan miltehamsısları, gervetin kendi bankalarma yatıımlması için Münir kabptanı durmadan tazyik etmektedirler. Maliye sahasındaki ka- biliyetleri bankacılardan Aasağı kal- zgenç kadınımız da iki- Cemiyetimizde hususi teşehhils ruh'u- nun ne kadar geliştiğimi gösteren 'mı gibi mlsaller iş Çevrple-rımızd mem- nuniyet uyandırmaktadır. İ stanbul şoförlerinin gıntada ” ne- Bağdat — plAkalı otomabillerden 77 nımnmaralısı Prens AbhdiiliNâh'ındır. Zavif nrens 1- rabasını bizzat kulianarak İs'unhtu- dlun her tarafını dolüşiyor. Bu urada çok sevdiği Hilton'a gelesek öğle y-- meklerini de viyor. Bebek koyundaki kraliyet vatların la yaZı geçiren genç Kral Faysal da deniz gporlarını ara- ba gezintilerine tercih ettiğfini Ve ev- ten kızın mutlaka bit TÜrk kızı olacağını söylüyor, Ha -—