KADIN Oyun odasında geçen'eğlenceli saatler Dağıtmanın değil toplamanın zevki öğretiliyor rinde ailelerinden alâka ve şefkat gö- ren çocuklar her şeyi çabuk kapıyor- lar. mesut oluyorlardı. Annenin daha çok gezmek, serbest olmak ve ço- cuğunu başından atmak için onu yu- vayâ göndermesi çocuk tarafından a- deta seziliyor ve çocuğu bedbaht e- diyordu., Yatılı talebenin, hafta sonu uıtllinı evinde, ailesinin içinde mesut f- tar değildi. Buna mukabil gündüzleri çocukların kendı akranları arasmda gülerek oynıyarak bir şeyler öğren- nreleri, disipline alıştırılmaları mu- hnakkak ki çok faydalıydı. Çocuk de- vamlı bir alâka, sabır, bilgi ve de- Bu işin yu valarda, yetışürilmış oğretmenler ta- rafından yapılması muhakkak ki çok daha kölaydı ran mektebinde en çok önem verilen hu&uslardan bir tanesi çocuk- 1 kontı*oldan geçiriliyordu ama çocuk vazife olarak bunu bellemeli ve ha- talarını düzeltmeye çalışarak daima daha iyisini yapmaya gayret etme- liydi. Yemek masalarını ada nöbet sı- rası ile çocuklar tertip ediyorlardı: Kimi bardaklardan, kimi peçeteler- den mesuldü. Tabakların kırılması tehlikesi olsa da çocuklar masayı top- lamalıydılar ve tabii kaza neticesi kı- ARKİS, B TRMMTIZ 1957 rılan şeyler için de azar işitmemeliy- diler. Bazı anneler şu kırılmasın. bu dökülmesin, ziyan olmasın diye Çço- cuklara hiçbir iş yaptırtınazlardı. Bu- nun Ziyanı maddi zarardan çok daha büyüktü. Böylece orta işlerine yardım eden cocuklar şahsi işlerini de mııhakkak kendileri yapmaktaydılar. Üc ya: dan itibaren her çocuk ayakkabısım bağlamayı, düğmesini düğmelemeyi öğrenmeliydi. İncı Moran bunun için talebelerine tatbikat işleri hazırlamış. tı. Kalın bezlerin üzerine delikler acıl- mış bağlar geçirilmişti, bazıları da ı- likli ve düğmeli idi. Çocuklar bu bez- leri önlerine alıyor ve bilmece çözer gibi meselevyi halletmeye uğraşıyor- lardı. Küçük parmaklar, önceleri düğ- meyi yakalavıp iliğe geçirmeğe uğra- cek kadar staj yapardı. Moran mek- tebinin oyuncaklı, kitablı. minimini koltuklu oyun odalarını da talebeler kendileri dağıtır, kendileri toplarlar- dı. i Moran çocukların yaramaz ol- ğun mesele çıkardığını nadiren görm üştü Ş$gul olmak. meşgul edılmo—k isterlerdi ve mesele bundan ibarett Sabahları kaptıkactı ile evlerden alınan çocuklar okula gelir gelmez evvelâ jimnastik, sonra bir saat ka- dar ders yapıyorlardı. Yaz tatılının büsbütün başıboş geçmesi de ıyi de- gildi. Herkes bu saatte zayıf olduğu derse calışıyor. öğretmenden yardım görüyordu. Ders faslı bitince çocuk- klasik müzik dinliyorlardı. Saat onda denize hare- ket ediliyordu. Saat birde yemek ye- niliyor, bundan sonra bahçedeki şez- longlarda istirahat ediliyordu. Uyku- dan sonra kahvaltı saatine kadar ço- cuklar kâh bahçede kum havuzunda. salıncaklarda eğleniyorlardı. kâh ev- de öğretici oyunlarla meşrul oluyor- lardı. Büyükler İngilizce ders alıyor- lardı. Dönüste etmek de icap ederdi. yemeğe mecbur tutulmaz, fakat ye- meğini yemiyen çocuk oyun saatinde uykuya yatırılırdı. Bu bir ceza değil- di. Madem ki çocuk gıdasını alma- miışti, bunüu uykü ile telâfi edecekti. Bu usul ceza sisteminden, lvarıp yunu seven her çocuk yemeğini de severdi. Okulda mükâfat sistemi de revaç- ta idi. İyi çalışan, başarı gösteran, gayret sarfeden çocuklar istedikleri kitabı satın alır, sinemaya götürülür- dü. Hiltonda dondurma yemek de co- cukların en çok sevdikleri bir mükâ- attı İnci Moran için cocuk terbiyesin- de en mühim nokta çocuğun saadeti idi. Mesut çocuk, kendisine bilgi ile verilen her iyi şeyi gayet çabuk kabı- yordu. Mesut çocuk çalışmayı oyun kadar ve disiplini de hürriyet kadar seviyordu. Bir yaz tayyörü Şehre inerken lâzıem r &5