ÇO — p DİLCİLİK kendi mevzuunu enine boyuna ince- ledi. Uzun tartışmalar oldu. Bilhassa, Sözlük, Terim, Yayın, Tüzük komis- yonu çalışmaları uzun rdü. Genel Kurulda da, tartışmalara yol acçtı. Terim Komisyonu raporunun Ge- nel Kurulda okunmasından sonra söz alan delegeler, terimler ilzerinde dü- şüncelerini belirttiler. Bir kısmı sert tenkidlerde bulundu. Bu arada din terimlerinin de yapılması teklıfı leh - te ve aleyhte geniş tartışmalara yol açtı. Hattâ camide vâaz eder gibi konuşanlara bile rastlandı. Yayın Komisyonu, çalışmalarını dört ana maddede toplamıştı: Türk Dili Dergisi, Belleten, Konferanslar ve İlmi Yayınlar, Ödüller... Dil Kurumunun çıkarmakta oldu- gu Türk Dili Dergisinin, gerek yazı, gerek dil bakırgından daha başanıı olmasına çalışılması, Belleten için ayrı bir yazı kurulu teşkil olunması, bir yıl içinde içerde ve dışarda Türk Dili Üzerine yayinlanan yazıların bib- liyografyasımn ; konması, yıl içinde apılan araştırrlıalara ait yazıların, gerekirse sa etmek suretiyle her yılın Belleten'ine konulması, yıl- hk bir çalışma programı içinde yur- dun mııhtelıf şehirlerinde en az ay- a bir kere, ilim ve sanat konuların- da konfemnslar verilmesi, Evliya Çe- lebi Seyahatnamesinin tamamının, Kirdeci Divanının, Nurullah A- taçın dil konusunda yazdığı yazıların bir monografi ve bibliyografya da eklenerek, yayınlanması ve Atatürk'- Ün “Nutuk” unun dil bakımından öz- leştirilerek yeniden basılması ve bu süretle yetişen neslin bu büyük ese- Ti anlama kolaylığının sağlanması, alınan kararlar arasındaydı. Ödül bahsinde, Dil Kurumunun 1- ki yıldır dağıtmakta olduğu ödüle a- ) iği yetersizliği, komis- Bu konuda Sunullah Arısoyun yaptığı konuşma ve teklifler komisyon Üyeleri tarafın- dan tasviple karşılanmıştı. Ödül yö- netmeliğinde yapılması teklif olunan değişiklik şunlardı: 1 — im eser- leri ile edebıyat eserleri jÜrisinin ay- rı ayrı olm. üle, o yıl için- yayınlanmış bütün kitapların gi- esi, yazarlar tarafından Hdebiyat eserlerinde, eserlerin aanat değerlerine de dikkat edilmesi, Ün yedi avrı dala verilmesi (şiır. hiktâye, roman, tiyat- ro, deneme - eleştirme - gezi, tercü- me, ilmi eserler). 5 — Bu dalların her birite 2 bin lira ödül verilmesi.. Bu suretle dağıtılacak ödül 7 bin saglıyıcak bir şekle sokulmuş olu- Asıl gürültü ve çatışma Tüzük Komisyonu raporunun okunmasında çıktı. Bu komisyon raporunu neden- AKİS, 18 TEMMUZ 1957 e geç vermişti. Raporun hazırlanma- ıının bitmediğini ileri slirüyordu. Ku- lise sızan haberlere göre ise sebep ydı. Komısyondakı bir zümre i- le Yönetim Kurulu esasta birbirlerin- den ayrılmışlardı. Bu komisyonun raporu elektrikli bir hava içinde din- endi ve tartışıldı. 1954 Kurultayınca kabul edilmiş olan Tüzük, k hü- küm, gerek dil yönünden yetersiz gö- rülmüş, Yönetim Kurulunca yeni bir tasarı hazırlanmıştı. Komisyon bu tasarı Üzerinde çalışmakla beraber bazı yeni hlikilmler de koymuştu. Ça- tışma da buradan çıkıyordu. Bilhassa tüzükteki, kurumun “devrimci"” vas- finin komisyonca çok az bir çoğun- lukla kaldırılması isteği, havayı elek- triklendirmişti. Komisyon Başkanı Abdülkadir Karahan ile eski Yöne- tim Kurulu adına konuşan Ömer A- sım Aksoy ve Hikmet Bayur arasın- da sert tartışmalm oldu. Enver Ziya Karal, Genel Kurulu aydınlatıcı, sağ- duyunun hâkinı olduğu güzel bir ko- nuşma yaptı. Karal diyordu ki, Tü- zük, Kurumun anayasasıdır. Hem dil, hem hüküm bhakımından tam bir mil- kemmellik ister. Bu ise, geniş bir za- man ve titiz bır çalışma işidir. Ace- rinde düşünebilmelidir. Bu bakımdan, hem yönetim kurulunun tasarısı, hem tüzük komisyonunun raporu basılma- l Üyelere dağıtılmalı, dileyenler Ku- ma bu konuda fikirlerini bildirme- lı. yeni seçilecek yönetim kurulu da işi yeniden ele alarak önlimüzdeki Kurultaya kadar çalışmalı i toplu, ilerde kolay kolay değiştirme mecburiyeti hissedilmiyecek bir tü- zük hazırlanmalıdır. Bu teklif, km—sü dibinde yumruk- laşmaya kari an sert münaka- şalardan sonra ııvgun görüldü. BİR MECMUAYI EN AZ DÖRT KİŞİ OKURSA Her hafta 100 binden faz- la insan AKİS okuyor demektir Bunlar ilânlarınızdan fay- dalanacak müstakbel mnüişterilerinizdir REKLÂMINIZI AKİS'TE YAPTIRINIZ Ve seçimler Ama 230 delegenin asıl merakla beklediği seçimlerdi. Nihayet Cu- ma günü öğleden sonra seçimlere ge- çildi. Perşembe günü akşam Üüze- rinden itibaren hazırlanan listeler, gizliden gizliye Üüyelere dağıtılma- ya başlamıştı. Hararetli bir kulis faaliyeti gbze çarpıyordu. —Ortada dört liste Bunlardan biri, sarı renkliydi. eski yönetim ku- rulu tarafından hazırlanmıştı. Bu listede Salâh Birsel, Sabahattin sal, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Hikmet Dizdaroğlu, Orhan Hancerli- oğlu, Halduın Taner gibi genç nesil sanatçılarına da yer verildiği görülü- yordu. Bu, sayt bakımından olmasa bile davranış olarak iyiye işaretti. İkinci liste bir kısım sanatcılar tara- fından hazırlanmıştı. Listede sanatçı grubu çoğunluğu teşkil ediyordu. Ne var ki, gerek listenin hazırlanışında- ki, gerek propaganda tarzındaki da- ğınıklık ve meselâ kuruma Üye ol- madığı halde Munis Faik Ozansoyun listeye alınması gibi yanlışlık. kolay kolay bağışlanamıyacak taktik ha- talarıydı ve bu liatenin mağlübiyeti- ne daha başından şahitlik ediyor gi- biydi. Nitekim öyle oldu. Üçüncü lis- te genç ilim adamlarının hazırladık- Jları listeydi. Bu liste de çok tek ta- raflıydı ve yalnız ilim adamlarını İ- çine alıyor, öbür kollardaki kimsele- re seçilme fırsatı tanımayan bir zih- niyet taşıyordu. Dördiüncil lıste daha çok muhafazakârların listesiydi. Oy- ların tasnifini gecenin saat 22 sine kadar uzatan dağınık bir seçim, taa- seçilenle ğılmıştı İşin içinden güç halde çıkıl- . Tasnif sonunda en yüksek oyun 155 olması da bu dağınıklığın en gü- zel işaretiydi. Hele birer oy almak suretiyle kendi kendilerine oy verdik- leri anlaşılan delegelerin adları, tas- nifte epeyce eğlendirici nüktelere ge- bebiyet verdi. Bu bir bakıma iyi ol- muştu; tasnif heyeti hiç olmazsa bu içinden güç çıkılır yorucu iş arasında biraz olsun dinlenmek fırsatı bul- du. Seçim sonunda sarı listenin ço- ğunluk kazandığı anlaşıldı. Genç sa- natçılardan sadece iki kişi, Fazıl Hüsnü Dağlarca ile Orhan Hımcerlı- oğlu. Yönetim Kuruluna seçilebilmiş- ti. Sarı listedeki genç sanatçılardan bir kısmının yedekliğe düşmelerinde bahsettiğimiz o zayıf, sanatçılar İla- tesinin epey hissesi vardı. Bütün çarpışmaların, çatışmala- rın, küçük bir takım meselelerin ta- mamen dışına ve üstüne çıkarak dü- şünülürse, Sekizinci Türk Dil Kurul- tayının çalışmaları verimli olmuştur. Kurumun bundan sonraki çalışmala- yaklaşmasını iyi