' ÇAİ IŞMA yolundaki gayretleri bir netice ver- medi. Bunun için derhal işverenler, iş- çiler ve Çalışma Müdürlüğü arasında müşterek bir toplantı yaparak taraf- ları uzlaştırm. ve her ne pahasına olursa olsun işçilerin fazla mesai yap- malarını sağlamak lâzımdı. İktisat Müdürlüğünü temsilen İlhan Serezm fırıncıları temsilen Mehmet B rın, Çalışma Müdurlwınü Lemsilen Berati Bolayın ve işçiter tarafından da Ahmet Cakırla Yusuf Dikyokuşun hazır bulunduğu bir toplantıda: F- riın işçilerinin ücretinin dlüşük oldu- ğu, ve bu sebeple bu Ülcretlere 1 Tem- muz 1957 den itıibharen 9, 15 zam ya- pılması; fazla mesainin bugünkü şek- li ve mahiyeti ile kanunen mahzurlu olduğu ve yılda 90 günü ve günde 3 saati aşamıyacağı; fazla mesai Ücret- Jerinin X 50 zamlı olarak ödeneceği: işverenlerin de fazla mesai için Bölge Çalışma Müdlürlüğünden gerekli “mü. saade”yi almaları lüzumu karar altı- a alındı. Bu suretle işçiler kanunsuz ve müsaadesiz olarak kendilerine fazla mesai yaptırıldığını, fazla mesai Üc- reti alamadıklarını resmen kabul et- tirmişler ve bundan sonra da Üc- retlerine ©, 15 bir zamla birlikte, fazla mesat halinde kanuna uygun hareket edilmesini ve fazla mesal Ücretlerinin saat b aldık- ları Ücretin ©< 50 fazlası ıle ode sini sağlamışlardı. Bir vazife anlayışı u durum karşısında 1 Temmuz 1957 tarihinden itibaren işçiler - O da arzu ettikleri takdirde- yıl so- nuna kadar 90 gün ve günde 3 saat olmak üzere fazla mesai ve 8 saati geçen ©» 50 zamlı olarak alacaklardı. Tabi- atiyle işçilerin bu yıl 6 aydanberi yap- tıkları bir fazla mesai vardı ve bu her bakımdan kanuna aykırı olarak yaptırılmıştı. Bölge Çalışma Müdür- lüğü bütün bunları billyordu. Şimdi durum resmen teyid olunmuş ve bir iş müfettişinin de imzasını taşıyan “kollektif mukavele” de işgçilerin ay- lardanberi fazla mesal yaptıkları tes- mak şöyle dursun, bugltne kadar iş- çilerin mitlsaadesiz olarak ve kanıında tâyin edilen sürelerden fazla, tistelik zamlı tediye yapmadan çalıştıran işverenleri mahkemeye vermek Böl- ge Çalışma Müdürüne İş Kanununun yüklediği bir vazifeydi. Simdi iaçiler, kendilerini o kadar koruduğunu iddia eden Mümtaz Tarhanın emrindeki Bölge Calışma Müdürlüğünün kanun hükümlerini yerine getirmesini bekliı- yorlardı. Fakat hâdiseler işçilerin umduğu gibi yürümedi. Vakıa üÜcretlere ©- 15 zam, fazla mesaiye de ©. 50 zam öden mesi “kollektif mukavele” ile kabul edilmişti. Fakat kanunut tatbik et- miyenlerin bu kollektif mukâveleyi ereceye Kkadar tatbik ede- c_eklın Mhnemezdi. Nitekim, Hallek- tit mukavelenin iımzalanmasından he- men sonra Gıda Sanayii İşçileri Sen- dikası Başkânı Ahmet Çakır -Aley- hinde “işçileri greve teşvik”ten hiç- bir delil olmadığı halde-, Belediye Başkanının savcılığa vâki müracaatı üzerine tevkif ediliyor ve işçiler bazı fırınlarda İktisat Ürü İlhan Se- rezin bazılarında da polislerin -İstık- lâ) fırınında olduğu gibi- tehdidi al- tında yeniden fazla mesal yıpmayı mecbur ediliyorlardı. Üstelik Bölge Çalışma — Müdürlüğünün sendı'kaya gönderdiği yazıda “kollekti muka- vele” olarak adlandırılan muşterek sözleşmenin zam, fazla mesalnin 9, 50 zamlı olması, günde 8 saati geçmemesi gibi şartlarının ye. rine getirildiğine dair bir işaret de yoktu. Ahmet çakırın ne işçileri greve teşvik ettiği, ne de başka bir suçu ol- madığı tahkikat neticesinde anlaşıl- mış ve tahliye edilmişti. Belediye Başkanının gayretleri B elediye Başkanı fırın işçilerine ö- enen üÜcretlerin düşük olduğunu kabul ettiği halde işverenlere Ücretle- Ti arttırmnıalarını tavsiye etmesi iste- nince bu isteği “fırıncıların bana o- lan itimadı sarsılır” diyerek reddet- mişti. Bu suretle Belediye Başkanı Reşat Oyalın işçileri fazla mesaiye Zzorlamak hususunda sarfettiği “gay- retler”in sebebi biraz daha iyi anla- sılıyordu EMNIYET SANDIĞI 1357 Vıs -. ) Vasarrat Hasaşlar İaramişütan Çittek srastar d APARIMAN OAİBELERİ Bahçallerler de âKRS$SALAR Zöagin PARA İKRAMİYELERİ ! arşfye 120000 Ciwrotıb AYUK GELİR İkramiyesi 'ÖĞRENCİ Haasapıiarına 35.000 (Çisalık TAHSİL İksamiyeler olarak ea 64 500.000 ... , Apraa 2 Milyün taratık - Moskon GÖdimnme Eradileni (iporaa Ksrylığı ) “Reis Bey” bununla da kalmayıp yapılan müşterek toplantıda fırın iş- çilerine daha yüksek Ücret almak is&- tiyorlarsa amelelik yapmalarını sert bir lisanla tavsiye etmiş ve 70 lira a- lan odacısı ile 200 liraya memuriyet yapan lise mezununun da işçiler ngi günde 12 - 14 saat çalıştığını mal;i iftiharla belirtmişti. İşçilere da- ha yüksek Ücret almak ve daha az çalışmak için “tahsil” yapmış olma- nın şart olduğunu bildiren lise mezu- nu belediye başkanı, lise mezunları 200 liraya çalışırken kendisinin -bir lise mezunu olarak- nasıl olup da 4 haneli rakkamlarla ifade edilen bir maaş aldığını işçilere söylemeyi u- nutm Tahll_ve Ütün bunların üstünden 7 gün geç. tikten sonra met Çakırın 100 lJira teminatla ta.hlıyeslne karar ve- rilmesi kendisi hakkındaki ithamın yersiz ve Belediye Başkanının gayret- lerinin de faydasız olduğunu meyda- na çıkarıyordu. Fakat Bursa fırın 1$- çilerinin bırlik ve dayanışması ve Ah- met Çakırın mertliği sayesinde fazla mesai hakkında ilgililerin ve halk ef- kârının bilmediği birçok hakikat ortaya çıkmış ve vatandaşlar sofrala- rında buldukları ekmeğin işçilerin feragatı sayesinde imal edilebildiğini anlamışlardı. firiın işçileri tarafından desteklenen Ahmet Çakırın fazla me- saiye karşı açtığı haklı ve kanuni mücadele dığer iş kollarındakı bütün ced n) sağlamak, işverenlerln haksızlıkla- rını ve kanunsuz hareketlerini önle- mek için hep birlikte mücadele etmek sendikacılara düşen bir işti. Ahmet Çakırın tuttuğu yoldan vürilmek bü- tün işçilerin menfaatineydi. Bununla beraber, Türk işçi hareketinin birli- gini ve ahengini sağlaması gereken ve büyük iimitlerle iş başına getirilen Konfederasyon icra heyetinin bu işte pek yavaş hareket ettiği görülmüştü. Konfederasyon Bursa fırın işçilerinin fazla mesai aleyhine actıkları haklı mücadeleden — başlangıçta — habersiz olduğu gibi, bu mevzudaki durumunu ve tutumunu da tâyin etmemiş ve binnetice Tdirk işci hareketine isti- kamet vermek vazifesini yerine getir- memişti. Mesgelenin incelenmesi için Bursaya gönderilen Konfederasyon idare heyeti Üyesi ve şahsan iyi bir sendikacı olan Cemil Giderin Bursa- dan nasıl bir raporla döndüğü bilin- yordu. Fakat Cemil Giderin Bur- sava gittiği halde Ahmet Çakırı gör- meden ve onunla konuşmadan dön- ye kadar aksettirebilece- ini gösteriyordu. Konfederasyondan derhal hareke- te geçmesini, Bursa fırın işçileri yanında yer almasını ve fazla mesa— iye karşı miücadele Aaçmansını bekle- mek işçilerin en tabil haklarıydı. AKİS, 18 TEMMUZ 1957