Fakat bu hafta içinde Köprülünün hususi konuşmalarını duyanlar Kuru- cu Profesörün bir Menderes Kabinnr- sinde asla vazife ve yer almak niye- tinde olmadığını anladılar. Köprülü ne Parti idaresini ve ne de hükürne- ip ediyordu. Onun nlar yanlıştı. Bil- hassa nüfuz tacırî%n dürüst profesd- rün hışmını eskisi kadar çekiyordu ve dürüst profesör onlarla mücadele edilmediğine inanıyordu. Bu bakım- dan bütün zorlamalara rağmen Kabi- içinde çalış- makta devam edecek, gününü bekli- yecekti. Zira Profesör Köprillü sami- miyetle inanıyordu ki D.P. kendisinin teakip Köprülünün idaresinde avlet edecektir. Büyük garsıntının seçimler olduğu- nu anlamak için bir dahi olmaya lü- zum yoktu Yeni Bnknnlık eski Bakan T” akat hükümette bir tadilat yapıla- İ cağı söylentilerinin başka bir kay- nağı daha vardı. İşletmeler Bakaalı- KİMSE GÜZE ALAMAZ... m olmaları kolay değildir. Bu yüzden akıl ve mantık öteki tezi icap ettirdiği halde Muhalefet partllerinin birbirlerine bakıp bu gün lar altında dahi seçimlere iştiraki kabulleri asla sürpriz sayılmamalıdır. B ııııa rağmen Iktidar böyle bir kanunla ve bu şartlar altında seçimle- bulacak , 1lra ho'xlı— hir seçim İktidardayken İktidarda kalacak parti için tam dört yıl inanılmaz bir huzursuzluk demektir ve buna artık hi par- ti dayanamaz. Seçimlerin neticesi reylerin tam neticesi olabilir ve D.P. hakkıyla -1950 seçimlerinde olduğu gibi- ekseriyeti alabilir. ama buna münuzzam bir kitle asla ve asla inanmayacak, bu kitlenin nazarında İk- tida yrı meşru bir İktidar olacaktır. Böyle bir ihtimalin memleket için ııuuıl tehlike teşkil edeceği öylesine açıktır ki bir tek kelime ilâvesi- itmek cesaretini kendinde ne lüzüm yoktur. r seçinde sandığa giren reylerin aynen çıkması tek ve kâfi icahı değildir. Doğu demakrasllerinde de reyler sandığa atıl- dığı gibi çıkmaktadır, atna şeçimleri sın ıuuhırıılmıışken kalabalık bir hâkim temizliğinden sonra her an tekaüda sevkedilebilecek hakimlerin nezaretinde cereyan edecek ve rad- yolardan sadece İktidarın sesi çıkarak gidilecek hir seçim pek az kim- seyi tatmin edecektir. Üstelik Seçim Kanununun bilinen maddeleri İkti- dar ile Muhalefet arasındaki eşitliği tamamiyle yok etmekt Diyelim ki bu kanunla seçime gidildi, seçime Muhalefet de katıldı ve İktidar D. P. de kaldı. Muhalefetin ne şikâyetler edeceğini kim ke«- tiremez? Memlekette çok bitlyük kitlelerin D.P. ye bütün kaybetmiş olmaları Sağır Sultanın bile bildiği hakikatlerdendir. O halde tıpkı 1954 arifesinde yaptığı gibi D.P. mutlaka ve mutlaka seçim şart- rülerin altından tonlar ve yüz bin niütp “Ne yapalım, reyi siz verdiniz” koltuğunda oturamaz. AKİS, 25 VAYIS 1957 mse hâkim olamıyacaktır. Zira 1946'dan bu yan tonlar su akıp gitmiştir. Vlemlekı—d böylesine bir keşmekeş içine atmaya hiç kimsenin hakkı olmamak ge- rekir, 1954'ün arifesinde İktidarın başı “Teminat mı? Alın size, iste- diğinizden de fazla teminat” diyerek havasına çevirmişti. © sayededir.ki bugün en koyu muhalif, millete döü- diyor. ürkiyede hiç bir İktidar o enın.Lvet subabından mahrum İktidar ği lâğvediliyor, onun yerine Sanayi, aden ve Enerji Bakanlığı kurulu- yordu. Tasarı Mecliste kabul edilmek partiye daha Bakanlığına -ve belki Başbakan yar- dımcılığına - getirileceğini söylüyor- lardı. Halbuki Samed Ağaoğlu kendi tâbiriyle Teknik Bakanlığından mem- nundu ve orada, kendi çapında bir “görülmemiş kalkınma" nın mimarı olduğu knnaaıindeydi bitirmek niyetindeydi. Bu bakımdan söylentı!er bu haftanın içinde, daha ziyade bir tahmin mahiyetini aşnıt- yordu ve pek esaslı bir tahmin değil- di. İktidar Seçimler arifesinde lletvekili seçimlerinin bu sonba- harda yapılacağını ısrarla öne sürenler, bu haftanın başında buğday kü şart- mıdır? İnanmak Demokrasinin sempatilerini seçimler evveli havayı emniyet AKİS YURTTA OLUP BİTENLER Samed Ağaoğlu Teknik bakan fiatlarına kilo-başına 10 kuruş zam yapılacağımın bizzat iktidarın başının ağzı ile açıklandığını öğrendikleri za- bütün millet gibi, gözlerinin göklere çevrik olduğu biliniyordu. İktidarın başı birkaç aydan beri meteorolofi raporlariyle bizzat meşgul oluyor. yea- Kış vaziyeti hakkında kendisine veri- lJen malümatı dikkatle takip ediyordu. Bütün valiler bir kaç aydan beri vi- lâyetlerindeki yağış vaziyetini —her gün telgrafla hilkilmete bildiriyorlar- dı. Nisan sonunda başlıyan ve halen devam eden yağmurlar. kuraklığın bir facia olmasını önlemiş gibiydi. Başbakanın tabiriyle “bir aydan beri yağan feyizli yağmurlarla kuraklık tehlikesi hemen hemen kalmamış gi- bi” idi. Geçen İ aşan bir mahsul artık Ümit edileblli- yordu. Hububat fiatları da büy çüde arttırılırsa, çiftcinin geliri blr hayli çoğalacaktı. Bu arada afyon ve pancar mahsullerinin fiatları da yük- seltilecekti. Bereketlice bir mahsul ve yüksek fiatlar. her halde çiftçiyi memnun edecek en sihirli tiılsımdı. mizm” i ile hububat fiatlarını “dina- mik” bir yükselmeye tabi tutuyordu. Secimlere gitmek icin bundan iyi bir tlar yi htemelıydı İktidarın başımn kelt- menin tam mMmüânasiyle usta bir sivasi taktikçi olduğunu bilenler, hiç tered-