OLUP BİTENLER YURTTA politika ıastırapları, rejimin göz göre göre dejenere olması karşısında ha- zin bir süküt ihtiyar etmesi o derece teessslife şavandı. Eğer dış politika mevzuundaki iyi hareket, iç polti- bin li yoktu. Istırap çekenler İnönüden hiç olmazs» manevi destek bekliyor- lardı. Bahar Havası bu ıstıraplara ne melhem getirmişti? Hic bir şey. Bel- ki C.H.P. Meclisinin tebliği bu hafta o me vzuda sert olacaktı; ama C.H.P. Meclisinin tehliği kimseyt tatmin et- miyecekti. Zira herkes biliyordu ki İnönü adı C.H.P. Meclisi tebliği adın- dan kat kat Üstilndü ve ihtiyar liderin bu milletin Demokrasi için çektiği ıstıraplara mntlaka ve mutlaka ter- cüman olması lâzı Dış politikada gönül nasıl C.H.P. ile berıber ise iç politikada gönüller karşısında her geçen gün biraz daha Hür. P. ne doğru kayıyordu. Hükümet Artan itibar Ankaranın Atatürk Bulvarı Üzerin- deki bir evin önü geçen haftanın sonundan bu haftanın sonuna kadar uzun zamandan beri mahrum kaldığı bir “kırmızı plâkalı otomobil akını''- ahis mevzuu ev dört katlı ve ikinci katta Pro ailesi oturuyordu. Kırmızı plâkalı o- tomobiller ise bakanlara aitti.. Fakat Köprülü ailesinin ziyaretçileri bun- lardan ibaret kalmadı. Uzun zaman- danberi görülmez olan bazı dostların Prof. Fuad Köprülü , Koltuğu haziır da büyük tehalük gösterdikleri görü- lüyordu. Dostların arasında Hariciye mensupları büyük yer işgal ediyordu. Geçen haftanın sonunda Kurucu Pro- fesörün yeniden Dış İşleri Bakanlığı- na getirileceği yolunda “esaslı” ha- berler Ankara siyasi çevrelerinde du- yulmaya başlamıştı. Doğrusu istenilirse “Kurucu sörün yeniden Dış İşleri Bakanlıgın'ı getirileceği” demekten ziyade “Kuru- cu Profesörün yeniden Dış İşleri Ba- kanlığını kabul edeceği” demek 1â- zımdı. Zira Fuad Köbrülüye bu bakan- lik daima açık tutulmuştu ve asil hir hakan tâyin edilmemesinin sebebi de buydu. Adnan Menderes “Hoca'”nın eski yerini alması karşısında çok se- vinecekti. Bu husus kurucu Profesöre müteaddit defa hissettirilmiş, hat- ta resmen bildirilmişti. Köprülü Dış İşleri Bakanlığından çekildikten son- ra tecrid edilmemişti. Bir çok bakan- başta Ethem Menderes ve Samet A- kaoğlu olmak Üzere- sarı Apartmanı ziyaret etmişlerdi. D.P. erkânının ha- nımları da Bayan Behice Köprülüye karşı vazifelerini daima kibarca yeri- ne getirmişslerdi. Bilhassa Ethem Hatta o kadar da sinde de mevcut. husus ta bundan ibaret görünüyor. maya Ccesare na mukabil tılacağı bir seçimden Hür. P. ve C.M receği bir seçir davelei efkâra mu dln Giımıltav ve Hür, P. nin organı alışıyorlar. ikisine göre rışında yer-kabul e larını millete açıklamal sindeki C.M.P. nin tutumu malfim külle karşı karşıya bulunuyor. Eğer dhor Fikirler henüz kristalleşmiş halden uza p.P. mensup mllletıeklllerlııln Meclise verdikleri Seçim Kanununu tadil teklmerl bugünkü kanunun pek ç yı muhtevi olduğunun deliltdir. Umumit olara.k ün*rlndn ittifak edilen tek- böyle bir lhtlmal variddir. C. H.P. le diğer mtldemokratlk kanunların vnranıkları hava içinde Menderes sık sık Adnan Menderesin “selâm ve hürmetler'ini getiriyordu. Mühim meseleler h ında “Hoca” ya malümat veriliyor, Başbakan bu meseleler mevzuunda fikir du. Bun; &men bu h Koprülülerln etrafındaki “sıcak 3lâ- ka” daha da arttı. Bunun sebebi Ku- rucu Profesörün Başbakan tarafından yapılan bir daveti kabul ederek -ilk defa oluyordu- Ankara Palastaki res- mi kabule iştirak etmiş olmasıyldı. Simdiye kadar yabancı elçiliklere gi- den Köprülü Menderesiri resmi kabul!- lerine gitmiyordu Seçimlerin yaklaştığı bu sırada Köprülünün Kabinedeki yerini alma- sı parti için mülâhazalar dolayısiyle D.P. nin yüksek çevreleri tarafından hararetle arzulanıyordu. Böylece teş- kilâta Köprülünün de gidişi tasvip et- tiği intibar verilecek, hizipçilik ön- Jenmeye çalışılacaktı. Zira teşkilât- ta “Hoca bile gidişi befenmiyor” sö- ZÜ bir slogan halindeydi ve bu slaogan tesirli oluyordu. Şimdi Köprülünün Kabineye girmesi elbette ki Partiye görünüşte müttehid manzara verecek- ti. 4HUZURSUZLUK SENESİNİ ıhalefetin her kısmından seçimler mevzaunda bir ayTı ses çıkıyor. değil. Her kısmın her f Bir partinin bir selâhiyetli mensubu “bu kanunla seçime girilmez” di- rdi başka sarkı söylüyor. ok aksak nokta- Meselenin iki cephesi var. İktidar seçimi bu kanunla mı yapacak- anlaşılırna 1951 veya 1958 vılında Türklu-de hiç bir îktidar böyle bir seçimi yap- 1 İktidar lehinde pek çok açık ihti- kmunun “uhalefet seçimlere katılacaksa kullanılmasında mahzur gdrmhmk D.P. çevreleri mevcuttur ve bu çevreler kuvvetli- dir. Muhalefet seçime bu kanunla iştirak edecek midir? Boykot kara- rı ancak Büyük Mecliste buxlin temsil edilen üç partinin müşterek ka- rarı olduğu takdirde mâna taşıyacaktır. Yoksa meselâ C, H. P. nin kü- .P. nin uzak kalması ne fayda ve- de Hür. P. ve me girmemezlik edemez., Bu bakımdan me- sele üc Muhalif partiyi müştereken alâkadar eden bir hu—u—ıtur ve Mu- halefet partileri arasındakl münasebet ne olursa olsun böyle bir mü- utlak zaruret vardır. Son günlerde C.HP. de Semised- Yeni Günde Cihad Baban bu kapı- de eldeki seçi kanunuyla ve he- seçim ya- akıl ve mantığın alacağı bir iş değildir. O hal- de Muhalefet temsilcileri bugünden durumlarım belli etmeli ve karar- ıidırlar. Ancak kendi içlerinda fikir birliğine vara mamış pa.rtiler birbirleriyle nasıl anlaşırlar? Üstelik Bölükbaşı idar ur. Her partld milletvekili olmuk k denemeyi isteyenler kunetlldlrler. Bovle(-e Muhalefet iki hüyük müş- politikacılarımız he adamı olmayıp yarını düşünebliselerdi müşküller süratle — yenilebilirdi. e Fakat Türkiyede böyleleri devede kulak kabilindendir ve vaziyete hâ- AKİS, 25 MAYIS 1957 Hİ | a n