DÜNYADA OLUP BİTENLER dildiği takdirde 150 koltukluk bir farkla mücadeleyi kazanacaklarını ilân ediyorlardı. İngilterede artık hiç kimse, vakitsiz açan çiçeklerin baha- ra delalet etmiyeceğini savunmuyor- u. Muhafazakâr Parti İngilterenin itimadını kaybetmişti. Muhafazakâr partiye göre dış polıtikalarını ayarla- r eden memleketler, belki hiç hoşlanmıyacakları sürprizlerle burun buruna gelecekler- di. İşçi Partisinin iktidara gelmesiy- le birçok meseleyle birlikte Kıbrıs dâ- vasının da yepyeni bir safhaya giri- vermesi beklenilmiyecek bir hâdise sayılamazdı Kibrıs ve NATO I ngiltere, Kıbrıs bir meselesine bir an önce yapıcı ak bal çaresi bulm zorundaydı. Ekserıya Amerikan hü- kümetinin — görüşlerini aksettiren New1 York Times, geçen hafta çıkan bir başyazısında 'Adanın Yunanista- na verilemiyeceği gibi, statükonun da muhafaza edilemiyeceğini yazıyordu. ir teşebbüs olarak i almamasıydı. York Times'a göre Kıbrıs hak- kında başlıca üç çeşit hal çaresi dü- şünülebilirdi: 1) Muhtarıyete kavuşturulan Ada- nın NATO veya Türkiye ile Yunanis- tanın da katıldıgı Batı Avrupa Birliği çerçevesınde Avrupalilaştırilması DA ı'ınde akimiyeti- ni tanımak Adanın mudafaası— nı Ingıltere veya NATO ya bırakmak.. Commomvealt içinde veya dışında istiklâl tanınması.. İkinci ve üçüncü hal şeklinin Tür- Harold MacMillan Seçime doğru... kıye tarafından kabul edılmesıne ım— ân bulunmadığını New ın başyazısı da kabul ediyordu. Ada- da Yunan hükümranlığını elbette ta- nıyamazdık. Adanın müstakil bir dev- let haline getirilmesi ise Yunanistan tarafından ilhakına doğru bir adım teşkil edebilirdi. NATO veya Batı Av- rupa Birliği çerçevesi içinde Adanın Avrupalılaştırılması ılara Ü- avunma olduğunu ve hükümranlık haklarına sahip bulunmadıgını öne sürüyorlar- di. Bu, çok dar bir hukukçu görüşüy- A lâsik bir ittifak de- birliğini ifade — ediyordu. Yarin askeri faaliyetleri dışında ikti- 1 ve siyasi mesuliyetler de taşıya- bılırdı ve bu zannedıldıgınden çok ko- y mümkün olabilirdi. Hindistan Serbest seçim ünya efkârı Şubatın son hafta- başlayan Hindistan umumi seçimlerini, Galatasaray ile bir taş- a takımının yaptığı maç ne kadar alâka uyandırabılırse o kadar dık— katla takip etti. Halbuki Dünyanın hiç bir yerinde şimdiye kadar bu ka- dar çok insan katıldığı bir ser- best seçim yapılmış değildi. 193 milyon seçmen 3100 koltuğun sa- hibini seçecekti. Seçmenlerin çoğu ma bilmiyordu. kendilerini belli etmek için sembolle- re başvurmak Zzorunda kalmışlardı. Meselâ Nehrunun partisi sapana ko- şulu bir çift öküzü alameti farika o- larak kabullenmişti. Okur yazar sa- yısının bu derece düşük okluğu başka serbest seçimle- iş şey değildi. Hindistan seçimlerini alâka çekici kılmak için kâfiydi. Fa- kat alâkayı azaltan bir husus da Neh- runun e Partisinin bu seçimle- ri rahatça kazanacağının bilinmesiy- di. Neticesi önceden o gösteremiyecek birleşemiyecek kadar âcizdiler. cı Jan Sangh ve Hındu Mahasabha partilerının Prog ramı "öküz kesmenin esini" istemekten ibaret- ti. Seçimlerin neticesi ancak bir a sonra resmen ilin edilebilecekti ama bu gibi partilerin hiç bir eyalette ek- seriyeti kazanamıyacakları şimdiden belliydi. Komunıstler ve Praja Sosya- list Partisi sadece Batı engal vi Güney Kerala eyaletinde ışbırhgı ya- pıyorlardı. Bu bölgelerde ünist ve Sosyalistlerin bazı mevzu muvaf- fakiyetler kazanması mümkündü. Bu partiler yeni Hindistan Parlamento- milletvekiliyle gelmeyi ü- mit edebilirlerdi. 500 mevcutlu Par- lamentonun diğer koltuklarını Kong- re Partisi dolduracaktı. Nehrunun ilk zamanlardaki arzusuna rağmen, Hin Javvaharlal Nehru Muhalefeti de mi o kuracak. distan Parlamentosu ikinci bir West- minster olamıyacaktı. Hintli seçmen- ler kuvvetli bir Muhalefet grubu seç- miyorlardı. Ha endilerim seçtir- mesini bılmeyen Bazı Muhalefet li- derleri, mademki Nehru demokrattır, çıkmıştı. Rakiplerine koltuklar hedı— e et iyor Parlamento ikinci bir Westminster olmasın. Varsın demokrat lider Neh- ru kendisini Kongre Partisinin ba- şında bir diktatör kadar hissetsin, ne çıkardı? Nehru'ya halli gereken iktisadi ve sosyal meseleler kuvvetli bir Muhalefete sahıp olmakı Esa- sen Muhalefet kendi kendını yaratn'— dı, yaratılmazdı. Sovyet Rusya Çıplak kadın Moskovanın sanatsever halkı bir- kaç haftadır, ufak bir resim ga- taşınmaktadır. Bu galeri Leningrad Guzel Sanatlar Akademısı talebelerinden 26 yaşında İlya Glazon- nov'un resimleri teşhir edilmektedir. İlya Glazonnov tanınmamış bir res- samdır ama, bu sergi onu bırden bi- re meşhur rlar arasına, katmıştır. Zira bu genç talebe Ihtılalden bu yana, çıplak bir kadın resmi yapmaya ce- saret eden ilk ressamdır. Moskovalı resim meraklılarının alâkasını çeken, 1şte bu çiplak kadın resmidir. Ressa- mın "Sabah" adım verdiği bu alâka AKİS, 9 MART 1957