METİN TOKER AKİS HAKKINDAKİ B undan br ay önce üzerine — Anka dan beri orulmemış ihtimam" içinde da Perşembe günü Metin Tokerin değil, — AKİ, okuyucularımız aşağıda — aynen bulacaklard uzurunuzda duruşması yapılmakta olan dâvanın benimle alâkalı kısmına aydınlık serpme zamanı gelmiştir. Bu bakımdan bazı hususları arzetmek isti- yorum. Evvelâ benim, bu dâvadaki vazıyetımı tesbit et- mek lâzımdır. ah rusu dâvalar mevzuu yazıların neşredıldıgı tarihlerde benim İS Mecmuasındaki sıfatım nedir? Neşriyat Müşavirliği. Kanuna anun neşriyat müşavirliği vazi- fesini deruhte eden bir şahsa ceza derpiş etmemiş. halde benim burada işim ne? Kantin neşriyat müşavi- Tine ceza derpiş etmemiş ama, savcılığın mutlaka bana ceza derpiş etmek arzusu var ası lâzım? Ka- u açmış, kimlerin ceza mükellefiyeti bulunduğunu tesbit etmiş. Kanun bir yazıdan dolayı 3 kişiyi ceza- ! Mevkutenin sahibini, yazı işleri müdürünü yazanı. Savcılık bana bu sıfatlardan birinci- birincisini de, ikincisini ya uçuncusunu degıl? Benim için tamamiyle meçhul Ama ben emınım ki savcılık beni boyle mahküm ettıre— mezse, yarın, 3yleyse yazı işleri müdürüdür", o tutmazsa "öyleyse yazıyı yazandır" dıye tekrar ve tek— rar huzurunuza getirecek, talihini, bir de öyle deneye- cektir. Bundan zerrece şüphe etmiyorum. O günleri beklerken şimdi, bugünkü iddiaları teker teker ele alalım: «Haziran ayının başında ben, sahibi bulunduğum AKİS Mecmuasını Yusuf Ziya Ademhana devrettim. Devir muamelesini kanunun gösterdıgı makamlara da bildirdik. Aramızda mukavele yaptık; ben mecmua- nın neşriyat müşavirliği — vazifesini aldım. Herhangi bir notere gidip, gizli ikinci bir mukavele yapmadığı- mızdan da emin olabilirsiniz. Bunu, bu türlü mukavele- lere meraklı olanların bulundugunu bildiğim için arze- diyorum. Şu anda - ve yazıların neşredıldıgı anda - be- nim ecmuası üzerinde ne maddi, ne manevi en ufak bir sahiplik hakkım kalmamıştır. Buna rağ- men reis beyfendi, savcılık bizim muvazaalı bir satış yaptığmız isnadıyle beni karşınıza çıkartmaktan çe- kinmemiştir. Yarın, suç ihtiva ettiği ileri sürülen yazı- ların esası ele alındıgında üsteli erhal görülecektir ki o suçlar bile, savcılık tarafından, sırf beni dâva edebilmek için yaratılmıştır. ü sert Basın Ka- nunu karşısında dahi yazılar öylesine masumdur Şimdi Reis beyfendi, bir muvazaa iddiası dâvasın- da noterlerin tozlu arşivlerinden unu getirilen gızlı mukavelelerın sarih maddeleri, karşısında dahi tatmin olmamak, o maddeleri muvazaanın delili sayma- mak hassasına sahip, son derece titiz savcılık makamı- nın; kendi iddialarını neye dayadığını tetkik edelim. Bu dayanakların adedi dörttür. Ve sayın basın savcı* sının hazırladığı iddianamede mündemiçtir. Aydınlık serpmek Zzamanının geldiğini söylediğim — hususlar bunlardır. Savcılığa göre AKİS'in sahibi Metin Tokerdir. İş- te bu iddianın ilk delili: Metin Toker, mecmuasını sat- tığım bildirdikten sonra ismini mecmuanın baş sayfa- sında Neşriyat Müşaviri olarak ilân ir. Basın Kanunu bir Neşriyat Müşavirliğini derpış etmemekte- dir. Metin Toker isminin orada bırakılması Metin ro- ketin mecmua ile alâkasının devamına işarettir. De- mek ki Metin Toker mecmuanın hâlâ sahibidir; de- mek ki Metin Toker mesuldür. O halde yürü Metin Toker mahkemeye!. Size, AKİS Mecmuasının son iki sayısını takdim 10 ara Cezaevinin ağır demir kapıları muhafaza To Ankara Talglu Basın Mahkemesinde bir dâvası vesilesiyle konuşmuştur. Yal- de vazıyetım en mükemmel şekilde aksettıren bu konuşmayı kapatılan ve o zaman- ge edilen Metin ker, geçen haftanın sonun- ediyorum. Bu mecmualar ben mahpushaneye sokulduk- tan sonra neşredılmıştır tamimin mutad e durdu- gunu göreceksiniz. Yalnız, üstündeki Neşrıyat Müşa- viri ibaresi kalkmış, yerine Müessisi ibaresi konmuş- tur. Şimdi, bir yeni yazıda savcılık suç görse, sahip diye beni mi yakalıyacaktır? Öyle ya, Basın Kanunu Neşrıyat Müşavirliğini derpiş etmediği gibi Müessişsli- gı de derpiş etmemektedir. Farzediniz ki ben öldüm. İs- mim “müessis" olarak aynı yerde kalmakta devam edecektir. Basın savcısı Sami Coşarcan gene bir yazı- da suç gördü. Ahrete, benim namıma ce me mi çı- karacaktır? Yani ben muhlerem iddia makamının hışmından mezarımda da urtulamıyacak mıyım ? Zannedeı'sem delilin saçmalıgını izah etmiş bulunuyo- lddıanamedekı ıkıncı delıl Yusuf Zıya Ademha- nın vaziyetinin, hanın vekili e pacağımdan çok daha iyi arzedecektir. Ancak, sahıplık vaziyeti nedir ? Devletin Vilâyetine gore AKIS imtiya- demhana aittir. Bu isimde bu mecmuayı ondan ba: aşkası çıkaramaz. vletin Basın Yayın Umum Mü- dürlüğü AKİS'in sahibi olarak Ademhanı tanır; bana Ademhanm imzaladığı bır beyannameye . istinaden ecmuası muha o asın kartı verir. Devletin Devlet Bakanlığı AKISın ihtiyaçlarını Adem- hanın yaptığı talepleri göz önünde tutarak karşılar. Devletin maliyesi AKİS'e ait vergileri, Kızılbey Vergi Dairesi marifetiyle Ademhandan alır. Ademhan bana verdiği maaşın vergisini de oraya öder. Ben ise Adem- hana yaptığım satışın vergisini ödemekle mükellef ad- dedilirim. Bir Ankara Savcılığıdır ki Ademhanın vazi- yetini bir sahibin vaziyeti saymaz eden? Meçhul... Şimdi bu delilin de saçmalığını oı'taya koyayım. Mese- la iddia makamını işgal eden zat KİS'i satın almak istedi, Ademhan da satmaya Trazı oldu. Anlaştılar, mu- kavele yaptılar. Benim buna itiraza hakkım olur mu? Olmadığına göre, insaf edilsin, bu ne biçim sahipliktir ki sahip malına tasarruf imkânını elinde bulundurma- maktadır. Böyle şeyi, savcıdan başka, aklı alan tek kimse yeryüzünde gösterilebilir mi? İddianamedeki üçüncü delil şudur: AKİS çıktığın- dan beri birçok yazı işleri müdürü değişmiştir. Buna mecmuanın hüviyetinde en ufak bir değişiklik olmamıştır. Bu demektıı' kı AKİS'in sahibi aynı kal- mıştır; bahis mevzuu sahip de Metin Tokerdir: mec- muayı o sevk ve idare etmekle İr, s beyfendi, işte burada şikayetine gelmiş oluyoruz: di. - savcılığın en mühim değişmiyecektir Ben arkadaşlarımı tanırım Takdim etmiş oldugum son iki sayıyı savcılık mu- tad dikkat, alâka ve ihtimamıyla, eminim satır satır ve mutad Veçhıle bazı yerleri kırmızı kalemle çizerek tetkik etmiştir. Zahmet buyurunuz ve siz de tetkik edi- niz, üslübundan zihniyetine, zihniyetinden tertibine, hatla kötü baskısından mürekkep emmey n kagıdına -Devlet bize onu tahsis ediyor- en ufak bir değişiklik muşahede etmeye imkân yoktur. Ve olmıyacaktır, Re- is be Halbu kı işte ben, mahpushanedeyım Hem de AKİS'le temas etmemem için alınmış ne tedbirlerle çevrılı olarak Ben 11 Şubatta mahpushaneye sokul- ushanenin kapısında müdüriyetin 12 Şubat tarıhlı bir tamimi duruyor Başgardiyanından AKİS, 9 MART 1957