tir" gibi rahavet verici bir uyku ilâ- cı değildi. Bu hakikati bir an önce anlamak, menfaatimiz icabıydı. Ya- tırım politikasıyla atbaşı giden sıkı bir para ve maliye politikası takip et- medikçe, edebiyatını şevkle yaptığı- mız Kalkınma tahakku etmiyeceği gibi, fiat yukselmelerının de ardı ar- kası kesilmiyecekti. Almanya İktisadi taarruz arifesinde Bonn-Mart... (Feyyaz Tokar yazıyor) Geçen senenin İlkbaharında Bonn'- da yapılan Türk - Alman Ticaret görüşmeleri sırasında Türk heyetin- den Ziya Muezzınoğlu, Kiel Üniversi- tesinde sessiz sedasız cereyan eden bir olaydan haberdar olmuş ve Tür- kıyeye açılacak yeni bir imkân kapısı sevinmişti. O sıralarda A- n de haber vermiş olduğu gibi, Fecleral Almanya Doğudaki pazarla- rını kaybetmemek için müteveccih bir yardım plânının ha- zırlıklanyla meşgul bulunuyordu. Fakat Federal Almanya bu yardım programı üzerinde çalışırken cereyan eden siyasi hâdiseler ve bilhassa A- merikanın Eisenhower doktrinini or- aya atması, Almanyanın tasavvurla- rında değışıklıkler meydana gelmesi- ne âmil oldu. Orta oguda Amerıkay- la lıoy olçuşuyor gibi görünmeyi arzu letmeyen Almanlar, yardım program- larını bu bölge yerine Batıya yönelt- meyi tercih ettiler ve iktisadi yardım- larını NATO çerçevesine tevcih ede- ceklerini açıkladıla bir basın t sonunda yaptığı nin de toplantısında kendisine Türkiye bu yardımlardan — faydalanıp fayda- lanmıyacagım sorduğumuz Şansolye denauer n vabı üzerine me ü ra ıı ngisinin Turkıyeye tatbık ecıleceğını beklemek koparmak için ha- zırlıklı bulunmak lâzımdır. Fakat bu işlerle vazifeli şuı)elerımızın, mutad olduğu üzere r kıpırda- mada bulunmadıklarını gormek daha başlangıçta elem verici bir muşahede olarak dikkati çekmektedir. Almanyanın üç programı M evcut dolar ve altı. ahzenlerin kurtarmak azminde olan nın, döviz ihtiyatlarını getirebilmesi hususunda üç hazırlanmış bulunmaktadır. Tekliflerden bırısı, Başbakan yar- dımcısı Blücher'in programıdır ki esasları hukumet tarafından da be- nimsenmekte Blücher, NATO devletleri bunyesınde teşekkul ede- cek beynelmilel bir ajansın iktisaden az gelişmiş memleketler -bilhassa Av- rupa kıt'asında bulunanlar- için yar- diım programları hazırlamasını teklif etmekte ve "iktisadi ferahlığa erişe- ATO memleketlerinin ve diğer AKİS, 9 MART 1957 stoklarını rutub inden Almany aktif hale program İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Amerikan Yardımında Son Gelişmeler Bundan on yıl evvel, Amerika ta- rihte şimdiye kadar görülme miş bir maceraya girişiyordu. Tur- kiye ve Yunanistana yardımla baş- la al leket, milletlerarası münase betle- re hılJe usulunu getırıyordu. O ta- raber, Amerika kadar yar- dım gören memleketler de durum- dan tamamiyle memnun değiller- dir. Yardımın büyük sım askeri masraflara yöneltilmiştir. Meselâ, 1957 yılı için ayrılan 3,776 milyon- dan ancak 350 milyonu, yani 92 10 an az bir miktar, ıktısad’* kalkın- mayı ilgilendirmektedir. erika- nın sabık Hint sefiri Chester Bow- les'un yazdığı gıbı, yardım kredile- © 99'u makamların emrıyle harcanmaktadır Diğer ta- raftan az gelişmiş memleketlere yardım tamamiyle ihmal edilmiş- tir. İngiltere 1948 den beri adam başına 75 dolar almıştır. Hindistan için bur dır. Buna rağ asraf- lar için, dış memleketlerde harca- nan milyarlarca dolara ses çıkart- m bi Am n senatörü, Hindistan gibi bir memlekete yapı- phrey bütçe denkliğinden dem vur- maktadır. Bununla beraber, Cenevre ve tır. D B Bombası devrinde, iki fın da dünya har- bmı ıntıhar olarak duşunduğunu ymuştur. Bandung, yeni ıstıklalıne kavuşmuş bir milyar in- cehal let ve hastalık- milyar insanın onlemek a fe- merika için, bu bir komünizme hayati bir meseledir. Iş nası, Rusya gürültülü bir İktısadı taarruza başlamış bulunmaktadır. Hını:lıstan, Mısır, Afganistan, Su- Rusya ve peyklerinden yardım gormektedırle . Asya ve rika memleketlerının kalkınmasını te- min için, büyük bir isadi, yar işte bu şartlar altında dogdu Askerı yardımın birdenbi- Demokrasi âleminin kavuşacağı mo- ral düzgünlüğünün bu cephenin, poli- tık ,ve askeri gucunu de arttıracağı- na" ışaret etmek gemi inşaat ve yapı malzemesi tezgah Doğan AVCIOĞLU re azalması, iktisadi kalkınma pro- jelerinin anide Ççoğalması beklen- memelidir. Fakat, —Amerikan dış yardımınm askerî olmaktan çıkıp, z gelişmiş memleketlerin ıktısadı kalkınmalarına yoneld ği — gözük- mektedir. . Hindist: geçen yaz yapılan 300 ılyon kus dolarlık rdıma aha büyük ölçüde de- Amerikan sıyasetındekı değişikliği ıfade etmektedir. Eisenhower'in “insanlığın üçte bırı yenı bir hürri- yet, fa kırlı ten kurtulm: huı'ı'ıye- ti için tariht bir mucadeleye giriş- miştir" sozu bu yeni görüşü ifade etmekte' Sıyası sebebler kadar Amerika- nın iktisadi menfaatleri de, dış yardımın arttırılmasını — gerektir- mekted Kauçuk, kalay, kurşun, çinkı krom, boksit, petrol gibi Amerıkanın gittikçe buyuk ölçüde muhtaç oldugu ham maddeler, Af- rıka ve Asyada bulunmaktadır. başka ıstıhsalı hızla artan hayet bu fikirleri Dar görüşlü siyaset adamlarının nüfuzundan kurtulmaya çalışmak- tadır. Fakat Amerikanın iktisadi yardımını arttırması, otomatik 0- larak Afrika ve Asya memleket- lerinin iktisadi gelişmelerini tonun etmiyecektir. İktisad? kalkınma, u- adeli bir meseledir. Marshall Plânı gibi dört yıl süreli bir yar- dım, az gelişmiş memleketler için büyük bir fayda saglamıyacaktır Diğer taraftan, yardımı ala! leketler, hakıkaten kalkınmayı aı'- maz, ayı kâğıt üstünde kalmayan hakiki bir plan çerçevesinde gerçekleştirmez- lerse, pek az müsbet netice elde edılecektır Bilâkis, cömertçe harca- nan dolarlar, o memleketlerın sOSs- yal güçlüklerini arttırarak huzur- suzluk yaratacaktır, dım. Amerika v leketlerın uzun bir zaman karşılık- h anlayış ve gayret içinde çalışma- lariyle beklenen neticeleri verebilir. zaman, içinde bulunduğu- muzdan farklı bir dünyaya kavuş- mak mümkün olacaktır. ve fabrıkalarının kralı olan Sohlie- ker'indir. Şimdiki halde Alman ikti- sadi çevrelermın tasvibini toplayan plân da budur. Üç maddeden ibaret bulunan plânını — birka gün evvel Adenauer'e de izah ederek Şansölye- 13