MUTABIK OLMADIĞIMIZ POLİTİKA rtık kiminle kardeş olup, kimin- le olmadığımızı bız de şaşırdık. Hükümet ricalimiz reye gi nereden Türkiyeye hukumet gelse Ajansımız, Radyolarımız, İk- tidar organı gazete ve bizzat,devlet adamlarımız oralar halkıyla kardeş— liğimizi ilân ediyorlar. Bundan bir Yunanlılarla kardeş- Sonra onlara Yugoslav kardeş- lerimiz eklendi. Kral Faruk Mısır- dan kovulunca asır kardeş ve kardeş Mısırlıları kazandık. Irak- lılarla ikiz vaziyetteyiz. Sırasıyla İranlılar ve Pakistanlılar kardeşler- rımız arasında yer aldılar. Bir haf- maralı kar deşlerımız Lıbyalıları Şimdi Suudi — Arabis tanlı kardeşlerımızın hasretı ıçınde— yeli kardeşle- rimizi bir ara unu ibi olduksa da bunların bırıncısı Vazıyetını ge- ne sağlamlaştırma nanlı kardeşlerimiz ise hayli müd- det dillerimizde dolaşmışlardır. ardeşliğe son Zzamanlarda din- daşlık da karıştı. Zaten artık deşlerimizi dindaşlarımızdan — seçi- yoruz. Ötekilerden, yavaş yavaş u- zaklaşmak yolunu tutmuş, olmamız- dan, endişe edilebilir. Başbakan Adnan Menderes Lâbyada bütün Arapları topyekun kardeşimiz ilân ettiği gibi "mensup olmakla muşer— ref bulunduğumuz İslâm alemı ne n bizi ayırmanın asla olamayacağını da bildirdi. Bu politikayla mutabık olmadığı- mızı söylemek ister. vvelâ, müslüman olan benim. Müslüman olan Adnan Mende- restir. Müslüman olan Ethem Men— derestir. Ama Türkiye Cumhuriye- tinin müslüman okluğundan bızım haberimiz yoktur. Yeryüzünde dev- let olarak müslüman olanlar vardır. Suudi Arabistan veya Pakistan müslümandırlar. Türkiye Cumhuri- Üstelik, dinen bu her mensubuyla illâ dostane münasebet kurmak zorunda değiliz. Dostları- mızı milli -dini değil- menfaatleri- mizi göz Önünde tutarak seçeriz. Halkı hıristiyan öyle müttefikleri- miz vardır ki bizim için "Arap kar- deşlerimiz"den kat kıymetlidir. Üstelik, yüzümüzün dönük oldu- ğu yer Batıdır. Biz orneklerımızı oradan alırız. Gayemiz o âlem sevilen, sayılan bir mensubu olm ak tır, Bunun için de hayat tarzımızı, zıhnıyetımızı bilhassa evlet ya- şatma ve hükümet etme usullerimi- AKİS, 9 ŞUBAT 1957 zi onlara benzetmeye çalışırız. Bizi ayırmanın mümkün O mamasını te- menni ettiğimiz âlem, asıl o âlem- dir. Ötekiyle, devlet ve cemıyet o- arak, bağlarımızı Türkiye Cumhu- riyetini kurduğumuz gün koparmı— şızdır. Ar abın sesi, düşün- , Arabın telâkkileri bize pek bir şey so lemez. Son senelere kadar biz onlara model olmuşuzdur. On- lar bize değil. Demokrasi, Cumhuri- yetimizi kuranların Batılılaşma yo- lunda sonuncu inkılâbıdır. Bızim, siyasi sahada İslâm alem hu susi bir bağımız yoktur Ayn mensupları olmak, şahısları alaka— dar eden bir iştir. Devletleri buna karıştırmak gerekmez. Şimdi, kendimizi âlemin parçası ilân lur? Batıdaki âlemden uzaklaşmış oluruz. Batıdaki âlemde bizi iste- meyenler çoktur. Onların ağzına sa- kız veririz. Biz kendimizden "Bağ- dat Paktının Müslüman ye bahsedersek onlar, bizi bır medeniyetin saliki" lar. Bizim hakiki camiamız Avrupa Konseyidir, Atlantik Paktıdır. Asıl onlarla aramızda siyasi münasebet- lerin dışında üstünde glar var- dır. Bunlar bağlarıdır. Başka medeniyetlerden artık alaca- ımız birşey yoktur. O medeniyet— lere çok şey Vermışızdı akika ten yeter. Atatürkün halifeliği bı— akması, harflerini geldikleri yere gondermesı ezanı Türkçe okut- atıya çevirtmesi hep bu yüzdendi. Ne seçimle iş ba- şına gelmış devlet adamlarımız ta- rafından Arap kıtlele rinin idare e- dildiği gibi idar ruz, ne oralardakı ahlâk telakkılerı— nin, devlet ükümet mefhumla- rının buralarda rağbet bulmasına taraftarız. Dinimiz vıcdanımızdadır Orada kalmalıdır. ratmı- zı kafamızla tâyin etmek zorunda— Doğumuzdaki ' N enilebilir ki bütün o edebiyat, bir politikanın icabıdır. Polıtı— kanın pek ço vardır ve elbette bunu anlamak lâzımdır. Ama hâdi- seler böyle bir icabın musbet neti- celerini göstermiyor. Eger ardeş- lik" bir taktikse, bu taktiği daima fena kullanmış olduğumuz ortada- dır. Yunanlı kardeşlerimizle Yugos- lav kardeşlerimiz şimdi adır. Nasır kardeşimiz ve Mısırlılar Radyolarımızdan apara yemektedirler. Zaferin öv- meye başladığı ve şimdiye kadar bize karşı has davranmadık- ları ileri surulen Suudi Arabıstanlı kardeşlerimiz uçaklarımızı ken Metin TOKER topraklarına indirtmemiş olanlar- dır. Libyalı kardeşlerimizle memle- ketlerine gidere maların neticesi, kardeşlerimizi elele, bize görürsek şaşır- Mısırlı kardeşlerimizle sırtlarını dönmüş malıyız Bu niçin böyledir? Bu böyledir, zira Araplara karşı politikamız işin başından ıtıbaren hatalıdır Başba- kanın Libyadan döndüğü gün D.P tarafından İstanbulda karılmak- ta olan Havadis gazelesınde İslâm âleminin lideri olduğumuzun artık katiyet kesbettiği sarih şekilde ifa- olunuyordu. Halbuki bizim, böyle bir liderlik iddiasında hiçbı'r avantaja sahip bulunmadığımız, me- selâ bütün lslam âleminin reylerını arkamızda rükleyip; — Birleşmiş Milletlerde bır blokun başı olarak aleyhimizde — nümayişler tır. Arap âlemini tanımak lâzımdır. Onun hislerini bilmek şarttır. Arap liderleri pohpohlamak, onlar: da bin bir gece masallarını hatırlar tan Ziyafetler vermek, merasımler tertiplemek netice verici bir takti değildir. Irak Kralı, Ürdün Kralı Lübnan Cumhur başkanı mükemmel ağırlanmışlardır. petrol alacağımızı alabil- mişizdir ve ne de Ürdün ile Lübnan Bağdat Paktına dahil olmuşlardır. Bu milletlerin uzerlerıne düşmemek, bu milletlere karşı daha ağır dav- ranmak lâzımdır. İslâm âlemi yüzünde en çok hangi devletle dost- tur bilir misiniz? Koyu katolik l Zira İspanya Arapl onların dâvalarına daha anlayışlı davranmaktadır. uzey frika Fransızlara isyan ederken, Mısır İngiliz - Fransız empeıyalızmını takbih ederken, Suud "Türk kardeş- lerinin uçaklarını kendi toprakla- rina kondurtmazken hepsi İspan- bağırlarına basmaktadırlar, slında, herg klaş imiz raplard ayı 1 Araplar İspanyayı Birleşmiş Millet- erde daima desteklemi şeyi selâ Kıbrıs dâvasında, bizi ümeti tekeffül edebilir mi ? Bu politikanın üzerine mutlaka yeniden eğilmek lâzımdır. Hiç bir- şey elde etmeden çok şey - kaybet- mek tarihin hiçbir devrinde başarı- li politika olarak — vasıflandırılma-