başlamıştı ve yakında dört yaşını dolduracaktı. Talipler daima çoktu. akat her memlekette olduğu gibi, bizde de bu talipler sıkı bir elemeye tâbi tutuluyorla dı. Hostes olacak bir genç kızın lise veya muadili bir tah- sil yapmış olman elbette ki lazımdı. tahsille muayyen bir kültür seviyesi- ni elde eden ve lisan bilen genç kızlar da bazan elemelerde kazanıyorlardı. Lisan şarttı. Bu yalnız dış hatlar 1ç in değil, iç hatlar için de faydalıy- Çünkü memleket dahilinde uçak- la seyahat eden cnebi var- dı. Hosteslerin vazifesi ise her yolcu ile ayrı ayrı ve teker teker meşgul ol- Hosteslerin dış görünüş itiba- riyle de kibar ve zarif olmaları mes- leğe kabul edılebılmek için gerekli şartlar dahilindeyd teslik mesleğinin diterlerine nazaran ilk adımda para bakımından tatminkâr oluşuydu. Hostesler 325 li- ra ile işe başlıyor, ayrıca uçuş parası alıyorlardı. Türk Hava Yollan, perso- nelini maddi bakımdan daha çok tat- mın etmek yolunu tutmuştu. Şartları daha da mükemmelleştirmek — üzere gayretler sarfediliyordu. * $ Mahzurlar B ütün bu cazip taraflarına rağmen hostesliğin de, elbette hermeslekte olduğu gibi mahzurlu veya güç ta rafları mevcuttu Evvelâ uçmak ca- zip olduğu kadar da yorucuydu. Hostes uçakta bir süs gibi dolaşır zannedilmemeliydi. Hostes her yol cunun yardımına koşan, icabında o- nun manevayatını yukseltecek kadar psikolojiye vakıf olan ve başkala Uçak içinde tatbiki dersler Misafir ağırlamak kolay mı? Kurs Kabul edilen adaylar derhal kursla- ra tâbi tutuluyorlardı. Bu kurslar- da hosteslere ilk yardım bilgileri, ne- zaket, muamele, ikram kaideleri uze— rinde dersler veriliyordu. Hostes lügat mânası da zaten ev sahibesi de— mek değil miydi? İlk yardım bılgıle— ri de çok mühimdi. Çünkü uçakta bir yolcu ani olarak hastalanabilirdi. Bu takdirde hostes, eli ayağı dolaşma- dan, ilk ardımları yapabilmeliydi. Bu sebeble hostes adayları arasında hemşire okullarını bitirmiş — olan ekseriya çok şanslı - sayılırlardı. Bu arasında böylece aten yüksek tah- sil yapmış olan bazı gene kızlar da uçmayı cazip bulduklarından, hostes- liğe heves ediyorlardı Belki rağbeti artıran birşey de hos- AKİS, 9 ŞUBAT 1957 mn rahatı için mütemadiyen kendi- sinden birşeyler veren bir kimse ol- malıydı. Hostes yolculuk — esnasında kendisine emanet edilen bir çocuğu oyalayabilmeli, bir hastaya hemşire- Hostes aynı zaman- güler yüzlü, neş'eli, ikramı seven bir evsahibesi — olm. Kahvaltı, yemek, içki servıslerını yapacak, her- kesin ne istediğini bir bakışta seze- cekti lik edebilmeliydi. a Bunlar mesleğin belki güç taraf- larıydı Fakat asıl mahzur hostesli- ğin hemen hemen bir genç kız mes- leği oluşuydu. Birçok memleketlerde evlenen bir hostes otomatik şekilde uçuştan ayrılırdı.. Birçoklarında bu mecburiyet yo tu akat çocuklu bir kadının haftada aç gece evden ayrılması elbette kı kolay birşey de- ğildi.. Fakat evlenen bir hostes, büro KADIN işlerine alınabiliyordu. Çalışmaya de- isteyenler uçuştan vazge- çiyorlardı. Çalışma şekli merikalı mütehassıslara göre bir hostes ayda saat uçabilirdi. Fakat memleketimiz dağlık ve arızalı Yay ayda Uçuşun bizim için daha elve- rişli olduğunu söylüyor ve programı- üzeri hazırlıyordu. ruretinde kalmışlardı. Çünkü o za- manlar hostes adedi çok azdı. Bugün kadroda 26 hostes vardı ve yeni ola- rak sekiz tane de erke muru alınmıştı. Bunlara birçok yerlerinde "Steward yordu. İlerde dış seferler genişletil- iği zaman bir hostes ve bir Stewarı beraber uçacaklardı Hostesler bir program dahilinde çalışıyorlardı Meselâ iki gün üst üs- uçuyor, bir gün nöbete giriyor, iki istirahat ediyorlardı. Hosteslerin evlerinden uzak kaldıklav personeli için tutulmuş güzel vi forlu bir apartman vardı. e- hirlerde oteller veya misafirhaneler, )jmanlar temin edilmişti. Yazın hostes ihtiyacı çok arttığı için Mart içinde yeniden hostesler tı. Muhakkak ki hostesiik büyük avan- tajları olan, temiz ve cazip bir mes- lekti Bu satırların yazıldığı sırada E- senboga Hava Alanında hayat, sürat- le akıp gidiyor, telsizler işliyor, yol- cular gıdıp geliyor, uçaklar kalkıyor, uçaklar iniyor ve mavi üniformalı neşeli, mesut bir kız gülerek toprağa ayak basarken, bir başkası gülerek uçmağa gıdıyordu Terbiye Çocuk ruhu onferans dinlemeyi seven Ankara- lılardan kadınlı erkekli oldukça büyük bir kalabalık, bir buçuk aydan i Cuma akşamı s Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesine gitmekte ve karatahtada yazılı, iza- hatı okuduktan sonra kâ lona, kâh Hâmit veya Ziya Gökalp dershanelerine — girmektedirler. Bu konferanslar, ri Cemiyeti tarafından ve halkın- ruh sağlığı mevzuunda aydınlanması maksadıyla tertip edilmektedir. Geçen haftanın sonunda, Cuma akşamı Hâmit dershanesinde verilen konferansta bilhassa anne ve babaları çok yakından ilgilendirecek bir mevzu ele alındı. Konferansçı pe- dagog Şükrü Selçikoğlu idi. "Çocuk- larda ruhi kompleksler" hakkındaki bu konuşmasında Şükrü Selçikoğlu, anne ve babalarının bilgisizliği ve 25