YURTTA OLUP BİTENLER . ye gelince, C.H.P. nın İstanbul a gönderilecek bir şahsiyet bulduğu hatıra gelebılı Her e chards'ın ziyareti birçok eğlencelı hadiseye gebedir. Bütün bu eğlence arasında temsılcı, memleketımız en intihayla ayrılsa.. Bunu temin yolu İktidarın onunde açık beklemekted ir. Kaza "İzmir" battı D enizcilik Bankasının Akdeniz se- ” ferine tahsis ettiği, beyaz boya- eçen hafi Pazar sabahı, ismini taşıdığı şehre ulaşmak uzere bulunuyordu. Gemi arşıda — Pelikan fe— nerleri görülüyordu. O gün hava da öyle güzeldi kı Deniz çarşaf gibiy- di: sis dağılmış güneş yükselmişti. bir telâş hukum suruyordu, İzmirin yarası çok a; Gemiyi lurma- ya başlayan suların kısa zamanda bu beyaz yolcı cağı mu- hakkaktı mahmuzla- yan H Lykı es bir destek vazife- si gör n bir anda sulara gomulmesını onlu ordu. İzmirin sü varisi Tahir Candaş ım talebi uzerıne Howell Lykes, batmak üzere olan yol cu gemisini Narlı dere açıgındakı sığ- ürükledi. kazazedel kurtarmak için vaka mahalline gel- mişti. Kazazede geminin terki işi bu- yük bir intizamla sona erdirildi. al iyice ağırlaştırdığı için destek vazi- fesi gören Howell Lykes gittikçe yol- cu vapurunun ıçıne gomulmeye baş- lamıştı. İzmirin e bölünme tehli- kesı başgosterdıgınden ve tahlisiye Gemi sahilden 180 metre açıkta ve 10 metre derinlikte batmıştı Hatta bır kısmı hâlâ deniz yüzü yüzdürme faalıyetıne çabuk baş— lamak lâzım — geliyordu. Suç kimde? H âdise gerek denizcilik muhitinde, ütün yurtta büyük tees- sür yarattı. Kaza can kaybı bakımın dan ucuz atlatılmış sayılabilirdi, tz- mirin süvarisi Tahir Candaş, kabaha- tin tamamiyle Amerikan şılebınde ol- uğunu ileri sürüyor ve ufak usurum olsaydı, inti e B diyordu. Amerikan şilebinin kaptanı Hans Beack, sinir buhranları İiri- yor ve kimseyle görüşmek istemiyor- du. Limandan çıkarken kılavuz Ziya Kaptanı da yanına almıştı. Fakat bu, süvarinin mesuliyetini ortadan kal- dırmıyordu. Adli makamlar nin tahkikatına girişmişlerdi. cilik mütehassıslarından teşkil edilen bilirkişi heyeti kazanın sebeblerını araştırmaya başlamışlardı. Kimin ka- bahatlı olduğu bu tahkıkatın sonun- İzmir vapuru facianın son perdesinde Vapurların ölüm marşı: Saat 9'a gelıyoı'du Bu'ıncı mevki yol- al k salonunda çay- larmı, ıçıyorlardı Hoparlorden gunun en sevilen şarkı arından biri, "Arri- vedercı Koma" işitiliyordu. Yolculaı'- şarkı kımsenın aklına eniz facıa— İtalyan tı'ansat- oOria, bır veç ge- dipsiz di güzel ve yolculuk ki kimse yaklaşan felâketi aklına getıremıyordu. Bu sırada İzmire yü n bandıralı Howell Lykes şilebi de lımandan çıkmak ü- lkan fenerlerine mahmı bi saplandı. Her ıkı gemıde de buyuk 10 ameliyesi esasen sona ermiş bulundu- ğundan şilep tornistan yaparak yol- çu gemisinden ayrıklı. sonra İzmir, yaralı tarafına yan yatarak IIESgsleıSıın sularına gömüldü. Saat tam Kurtarma faaliyet azanın bilançosu şuydu: 5 ölü ve 20 milyonlira zarar.. Denizcilik Bankası bu yepyeni vapurunun körfezi ağzında, sular altında yatıp kalmasını ıstemı rdu. unun için gemıyı yüzdürmek için teşebbüslere geçildi. Muvaff olunduğu takdirde gemi İstanbula goturulecek ve tersa- n le izde tamir edildikten sonra hızmete sokulacaktı. İlk yapı- lan tetkıkler kurtarmanın —mümkün olduğunu gösteriyordu. Denizcilik Bankasının tahlisiye mütehassısı Mr. Rees, derhal kaza mahalline gelerek urtarma işine nezarete başlamışti Hora tahlisiye gemisi halline gelmiş bulunuyordu. İndirilen dalgıçların raporları ümit vericiydi; İzmirin — yüzdürülmesi mümkündü. Arrivederci Roma da meydana çıkacakta. Şımd ilik Ame- rikan gemisinin kaptanı ile kılavuz Ziya Kaptan ve Izmırın suvarısı Ta- bir Candaş, Çarkçıbaşı Zühtü Can nezaret altına alınmışlardı. Resmi tahkıkatın devam ettiği bir sırada, denizciler arasında da kaza- nın sebebı aranıyor ve daha ziyade erinde du! ruluyoı'dıı Kaza sırasında "Arrivederci Roma" nın çalınması, Andrea Doria faciasıy- la irtibatlar kurulmasına yol açıyor- ın gemılere uğursuz gelip gelmedıgını bilmeye im an o tu. Fakat birçok kaptanın bu "uğursuz" plâğı denize atacağı muhakkaktı. Ba- zı gemiciler de bir geminin ilk seferi- ne kadın yolcu alınmıyacağı itika- dındaydılar ve kazaya sebeb olarak değ hakiki sebebını araştırmaktaydı AKİS, 9 ŞUBAT 1957