ÜNİVERSİTE prensıplerını de almak sorundayız. Biz benzeriz, safsatasına artık yer vermemek icap eder. Efendim, bu umumi prensipleri bıze getirebilmek için yavaş yavaş miyetimizin kül- kendi yle savu - İ Ünıversıtesı - kultesının gürültü aldırmayan bir başka hocası da Prof. sey n Nail Kubalı idi. Prof. Kubalı a Hu- kuku okutuyor ve derslerınde akt iel şöyle dursun, fayda mülâhaza ediyo du. Meselâ geçen haft rdiği bir derste söz "İdare edenler ve kanun- lar" mevzuuna e. a kimiyetin tahdidı bahsınde şunları söyledi: "Devlet hakimiyetini kulla- Prof. Hüseyin Nail Kubalı | "Hakkınızı arayınız" nanlar, bilerek veya bilmiyerek huku- kun dışına çıkmaktadırlar. Bütün mesele, idare edenlerin 'kanuna ria- ; Fa i rafta demokratık bir Ana a, öbür tarafta antıdemokratık kanunlar yanyana yaşamaktadır". "Bu ders sı- rasınd Prof. Hüseyin Nail. Kubalı, klet- Kapaktaki hoca Prof. Ragıp Sarıca n zamanlarda İstanbul Hukuk Fakültesinin bazı dershaneleri, diğerlerine nazaran çok kala- balık olmaktadır. Bu dershane- lerde iğne atılsa yere düşmiye- ceği gibi, kürsüde konuşan pro- fesörün sesinden başka bir rek kumral saçlı kalın camlı göz- lüklerinin arkasından gözlerini kı- sarak talebelerini zekice süzen, ko- R agıp Sa “nazari bılgılerı günlük hayattan misaller vererek talebelere daha rahat ve kolay bir şekilde anlat- e elbeden medeni cesareti ve dü- Na Te üvi e tilerinin yarım bırakılarak fakulte yolunun tulmasında, gün Ra- gıp Sarıcanın dersi oldugunu anla- maya başlamışlardır. İstanbul Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Kürsüsü Profesörü Ragıp Sarıca, İstanbulun çok eski ve ta- mış bir elleşme mensup olup, meş ur Ragıp Paşanın torunudur. Lise tahsilini Galatasarayda yap- a kültesine girmiş ve 1937 de Pekiyi dereceyle mezun ol muştur. Kendi- sine meslek olarak üniversite ho- calığını seçen Ragı Sarıca Hu- kuk Fakültesine asistan olarak in- i iş ve dokto ı atlaması v aris'in manlar tarafından işgal — edilmesi üzerine önce Bordeaux'ya geçmiş, Prof. Kubalı bu şayanı dikkat der- sinde bilhassa demokrasi — davasının bir hukuk davası olduğunu, hareket noktasının bu olmak lâzım geldiğini belirtti. Asıl mesele, bir zihniyet da- vasıydı ve profesörün talebelerine a- şılamak istediği de bu zihniyetti. Ta- i, kısacası medeni olmalıydılar. a da Türkiyeye dönmek mec- burıyetınde kalmıştır. tanbul Hukuk Fakultesındekı mensuplarına 0rnek teşkıl edebılecek bır mükem- meliyet içinde etmiş ve Ragıp Sarıca ismi, ge ek meslek - daşları, gerek talebeleri arasında dalma sevgi ve hürmet uyandır- tır. Bu sevgi ve hürmetin se- bebi, Prof. Ragıp Sarıcanın hoş- sohbet ve tik cından mpa çok, meslekı salıası dakı kıymetlı çalışma ve araştırmalarıdır. Pro fesörün 1942 de neşredılen Turkı- yede İcra Uzvunun Tanzim Selahi- eti adlı eseri, Türk Am Huku- ku sahasında ilk etraflı monogra- (h şekilde ortaya koyan ilk ilim ada- mı olmak şerefini kazanmıştır İstanbul Hukuk Fakültesi Der- isinde muntazaman neşredilen, bilhassa İdari Kaza ve Danıştay rarlarının tahlili üzerindeki a- rastırinaları büyük alâka uyandı- müh e genişletilmiş bır ıkıncı tabı yapılan İdari Kaz adlı kitaptı Hususi hayatında tevazuu, lara karşı beslediği meraktır Boş vakıtlerınde şiirler yazan profesö- rün, çok iyi bir şair oldugunu ya- kınları soylemekt edir. özleriyle mensup olduğu mesleğ n şeref'ını yükselten Prof. Ragıp Sarıca, üniversitemiz hakkında beslenen ümitlerin yıkıl- maması için, benzeri pek fazla ol- mayan mükemmel bir örnektir. Haklarını korumayı, medeni olma- nın kaçınılmaz bir şartı telâkki eden ve talebelerine bu yolda nasihatlarda bulunan bir hocanın, elbette mensup olduğu camiamn haklarını koruma yolundan dönmesi beklenemezdi. Böy- le. Bir hocanın derse girerken emniyet memurları tarafından ikaz edilmiş olması ancak hayret uyandırabilirdi. AKİS, 9 ŞUBAT 1957