Demokrasi Düşmanlığının Bedeli Rejimleri Demokrasi olmayan veya rejimleri Demokrasiden uzaklaş- makta bulunan b için çabalayan sözlerini Devletlerine dikmişti. Amerika Bırleşık Devletlerı bırakınız Dem li a İ esır ticaretini mubah göri n bir hükümdarı ata- fatla karşılamaya hazırlanıyordu Amerika Bırleşık Devletlerı, mem- leketi ve vicdan urrıye ini yo osyalist diktatö- rü mısalî Amerıka Birleşik Devletlerı junta kurmuş bir albaya kapılarını açmayı düşünüyordu. Bu adamların bir tek mezi- yeti vardı: Sovyet istilâsına karşı vaziyet almışlardı Demek kı bir kudret sahibi, isterse Demokrasiyi memleketinde bir kalem — geçsin, bütün insan haklarını çiğnesin, ne basın ve ne toplantı hurrıyetı ta- nısın, ama erikan politil asını desteklemeyi kabul n Amerika- de itibar görecektir. Amerikada!. Dünyanın en büyük Demokrasısın- de ve demokratik yaşayışın yer yüzündeki en mümtaz rehberinde.. Bu hakikaten feci bir ihtimaldi. Amerika halkı bunun böyle almadığını hiçbir tereddüde mahal bı- mknnyacak şekılde ispat ettı Kral Suud New York'ta düpedüz istis- kal edildi. Elbet! kı New York'lular Suudun petrol demek olduğunu biliyorlardı. yada petrolden mühim şeyler vardı. Aynı şekil- de Tito da Washin; gtonu ziyaret etmemeyi daha uygun gördü, zira bizzat Senatörler ve Temsilciler hu Doğu Avrupa diktatörünün aley- hinde imza topluyorlardı. Hakil n Amerika hükümeti Yugoslav dev- let başkanının ziyaretini Kongrenın kapalı bulunacağı bir tarihe dü- şurmeye çalışıyordu. Tito erikan kongresının huzuruna çıktığı tak- de, en şağısından ıslıklanacaktı. Bu ise bir rezaletti. Nihayet Ka- hirenin bütün davet bekleyen tavrına rağmen Nasır henüz Washing- ton'a çağırılmamıştı ve çagırıldıgı takdirde Suuddan daha iyi karşı- lanmayacağı muhakkaktı. milletinin tepkisi, Demokrasi içinde yaşamak isteyen kıtlelere hakikaten kuvvet vermıştır ve bun- dan dolayı Amerikan milleti teşekküre hak kazanmıştır. A rika hukumetının, dunya şermde omuzlarına yüklü bulun: zıfelerı yerine getırebıl esi İçin çok yardımcıya ıhtıyacı var- dır. Bu yardımcıların içinde Su dlaruı ve Titoların da bulunması daim: mumkundıir. Amerika onlarla ittifaklar imzalar, onlara pa a verir, hatta bizzat Başkan EFisenhower âdet olmayan iltifatta bulunur. Am: bu demek değildir ki Amerikan milleti o zevatın memleketlerinde kul- landıkları usulleri tasvip etmektedir ve kendilerine hakikaten dost gö- züyle takmaktadır. Zavallı Arapları esirliğe layık bol, Yugoslavyada kendi sesıne ymayan her sesi boğ, sonra da git erikada husnuka- bul gör. Amerıka halkı buna cevaz olmadıgmı katıyetle bildirmiştir. unun faydası büyüktür. Amerikada itibar gören bir dıktator memleketinde kuvvetlenir. "Amerika bile tutuyor propagandası, Ame- rıka ile münasebetleri sıkı sıkı olan Mmemleketlerde geçer akçedır. Hem de pahalıya geçen bir akçe.. Bun: ünev: verleri uykuda memleketlerde zulum istibdat, fikre baskı daha kolay ılir. Eğer Suud Amerikada samimi yareti böylesine gurultu uyandırmasaydı, bilâkis bu lki devlet adamı- nın meselâ Nehru kadar sıcak alâkaya mazhar ukları dünyanı dört tarafına yayılsaydı, dünyanın dört bir arafındakı aynı yolun yol- cuları iktidarlarını bir: aha uzatmış olurlardı. İşte Amerikan milleti taşa hayır demiştir. İşte Amerikan milleti buna cevaz olmadığını bildirmiş ve Batının medeni camiası içinde yer almak ısteyenlerın mutlaka ve mutl ka insanlar m en iptidai haklarına 1 göstermek zorunda olduklarını ifade etmıştır Yann veya öbür gün totaliter temayull başka devlet adamları da nın yolunu tutabı- lirler. Totaliter temayull aşka devlet adamları da Eısenhower tarafın- dan karşılanabiliri Ama hepsi Başkan Eisenhower'ın "siyaset İcabı" davetlileri olarak kalacaklar, Amerikan milletinin hüsnü kabulüne ma- ik olamıyacaklardır. Başkan Eisenhower'in ise bu Amerikan milletinin emrınde bulundugunu bilmeyen yoktur. İkinci Dunya Harbinden önce totalıter temayullu devlet adamları demokratik rejim ıçmde yaşayan milletlerin bir n bile hayranlı- ğına sahipti. İkinci Dünya Harbi yepyeni bir devi ç ıştır. Art bıı gıdışı, yani Demokrasıyı önlemek isteyenlerin akıbetı ortadadır' Bu- r Amerikan milletinin yuhası, yarın kendi millet! AKİS AKİS, 9 ŞUBAT 1957 YURTTA OLUP BİTENLER Nadir Nadi Ötekiler gibi olmıyan adam Toplantı parlak nutuklarla bitti. Bütün konferans müddetince ağzını açmayan Falih Rıfkı Ataydı. Halbu- ki Libyaya gitmek kadar tabif bir va- zifesi vardı: Sual sormak. Üstad ona yanaşmamıştı. Doğrusu, kendisini ta- nıyanlar vazifelerinden yarısını -lib- yaya gitmek- yapıp, öteki yarısını ihmal edeceğini sanmak istememiş- lerdi. Sonra yemek yenildi. Bu sefer Baş- bakanın sağındaki ve solundaki me- lekler Bahadır Dülger ile Ethem İz- zetti. AKİS - r hangi bir yanlışlıgı onlemek maksadıyla AKİS'in Başba- kan tar: bu neviden toplantı- lara çagırılmadıguıı bildiririz. Bu bakımdan AKİS'in hiç bir - temsil- cisi Park Oteldeki basın konferansı- na katılmamış, dolayısıyla sual sorup sormamak gibi bir meseleyle karşı karşıya kalmamıştır Sevmediği bir- çok şeyi tanımamal “detmde olan Adnan Menderes AKİS'i de böyle hal- lerde tanımamaktadır. Muhalefet Başbaşa yemek ecen haftanın sonunda Cumarte- Türkiyenin en ciddi ga- zetesi Cumhuriyette dört — sütunluk büyük bir başlık göze çarpıyordu: "Muhalefetuı ışbırlıgı mevzuu tazele- niyor". Manşetin altında şu cümle vardı: "Partile r İ dostane temaslara geçildiği haber veriliyor'". Fakat byuk başlıklarla gösterilen haberin muhteviyatında sa- dece üstü pek kapalı cumleler ve Mu- halefet partileri arasındaki münase- betlerin bir tarihçesi vardı. 5