ristik bir seyahata çıkan 15 idareci- nin, kafileyle zerrece alâkalanmadık- larını ve gezip ozmaya koyuldukla- rını bildiriyordu. Bu aşagı yukarı her seyahatta böyle olduğu için, normal sayılabilirdi. Fakat şampiyonluğun kaybedilmesi, kafile yurda döndükten sonra bir takım ithamlara yol aça- caktı. Bakalım o zaman bu Melburn turistleri ne buyuracaklardı. — Belki de susacaklar, tek kelime söylemiye- ce Tokyo'da çalan alarm 954 senesinde Tokyo'da yapılan Dünya Serbest Güreş Şampiyona- sında takımımız şampiyonluğu ancak bir puan farkla kazanmaya muvaffak olabilmişti. Bu tek puan farkla elde edilen şampiyonluk o zaman idareci- ler tarafından fazlaca — büyütülmüş, hakikatlar efkârı umumiyeden gizle- nerek memlekete bir zafer'den döner K İ İ | | sizlikler bir ikaz vazifesi girmeliydi- ler. Ama görmediler. Beyanatlar ve- rildi, şampiyon olacağız denildi Ve u- çağa binilerek Melburn'a gidildi. İşte şimdi alınan netice ortadadır ve her- kes bir mesul aramaktadır Greko-romende ok büyük Ümitlerle girdiğimiz Serbest gureşlerden sonra. Gre- k —romende iyi bir netice alacagı— in ediliyordu. Fakat güreş- z tahm çılerımız beklenilen netıcelerı vere- memışl erdir çüncü turda 52 kiloda Dursun Er- baş amerikalı John Wilson'u 6 daki- kada tuşla yenmiştir. 57 kiloda Yaşar Yılmaz, isveçli Edvin — Vesterby ile yaptığı güreşin 13 ncü dakikasında minderi terk etmiştir. 73 kiloda Mit- hat Bayrak, amerikalı Joy Holt'u sa- yı hesabıyla, ağırda amit Kaplan Fınlandıyalı Thisto — Kangasniemi'yi Melburn'da kafilemizin karşılanışı Alâka - devam gibi gelinmişti. Zafer şampiyonluğu- nun başları döndürdü gü bir sırada kimse sesini 1kar1p ta "tek puanlık bir fark, ilersi için bir tehlikenin işa- reti degıl midir?" diye sormaya ce- saret edememişti. Üstü kapalı yazı- larla bu meseleyi ortaya atan gazetecilere de o zamanlar kulak vermemişti. Şampiyon muştu ya.. Daha ne istiyorlardı? Doğrusu milli takımımız Melburn'a hareket etmezden az önce kampta cereyan eden hadiseler bile karşısın- da bulunduğumuz tehlikeyi bize an- latabilecek mahiyetteydi. Fakat an- lamadık kendimizi iyimserliğe kap- tırm Yevmıye meselesi, güreşçilerin top- lu olarak kampı rket eleri, Fede- rasyonun bocalamaları, antrenörler arasındaki anlaşmazlıklar, disiplin- 34 etmedi ekseriyetle — yenmişlerdir. 62 kiloda Müzahir Sille, Gunnar Hakansoon'a sayı hesabıyla yenilmiş, 87 kiloda A- dil Atan da kaburga kemiklerinden yaralı olduğu için güreşlere iştirak edememiştir. Futbol El - ayak şakaları G eçen hafta Prag'dan yurda dö- nen futbolcular doğruca kamp- lara çekilerek cumartesi günü yapa- cakları çetin mücadeleye kendilerini hazırlamanın yolunu tuttular. Milli maç havası içinde haşır neşir olan ve iyice kaynaşan Fenerbahçeli ve Ga- latasaraylı futbolcular, milli maçın men akabinde Mithatpaşa stadında birbirlerine karşı o kadar haşin, o derece sert ve kırıcı bir şekilde ha- reket ettiler ki bunun sebebini anla- mak mümkün değildi. Uzun senele- rin renk rekabetı bazan sahalarda arzulanan istikametten çıkarak baş- ka şekillerde tezahür etmişti. Son se- nelerde el-ayak şakasından ziyade sa- hada efendice ve centilmence müca- dele etmek yolunu tuttuklarım sandı- ğımız futbolcular hiç sebep yokken birbirine girdiler ve sahada tekme- ler, tokatlar, surata yapıştırılan ka- falar gırla gitti. Hakem bu hareket- ere seyirci kaldı. Fakat — seyirciler bu taşkın sporcuların en ufak hare- ketlerini dahi yakından takip etti- ler. Doğrusu bir sporcu için en acı netice, seyircinin gonlunden çıkmak, sevgisini kaybetme Hakedilen mağlübiyet aça süratli birtempo ile başlayan Fenerbahçeliler kısa paslı ve bol deplasmanlı bir oyunla sık sık akın- lar yapıyorlardı. Galatasaray kalesi bunalmış, Turgay ne yapacağım şaşır mıştı. Beşinci dakıkanın dolduğu bir sırada Can plase bir sütle Turgayı mağlüp etti. Hemen bunun peşi sıra Şerefin şütü Şirzat'ın kafasına vu- rarak gol olmaktan kurtuldu ve aka- binde Lefter'in şütü direkten döndü. Adeta bir kasırga, Galatasaray kale- sinin uzerınde esmekteydi. Bu hal u— zun sürmedi. Sarı-Kırmızılı takım ra- kibinin süratini kesmek için akıllıca bir yol tuttu. Sertlik!.. Hakemin mü- tereddit hareketleri, daha doğrusu zaafı karşısında — Galatasaraylıların tempoyu yavaşlatmak için baş vur- dukları çare müsbet netice verdi. Fe- nerbahçe tam 20 dakika sonra hızını kaybetti ve durdu Oyu mütevazi bir şekle döküldü. Hatt San-Kır- mızılılar rakiplerine daha faik duru- ma geçtiler. Buna rağmen devrenin sonlarına doğru Turgay'ın eline ge- len topu bloke edememesi yüzünden bir gol yemekten kurtulamadılar, İ- kinci devreye şuurlu bir şekilde baş- layan Galatasaraylılar Metinin pe- naltıyı dışarı atmasından sonra büs— bütün toparlandılar, Ergun ve sen Ergunun hazırladığı bir fırsatı çok güzel kullanan Metin vasıtasıyla ga- libiyet gollerini atarak kuvvetli ra- kiplerini Federasyon Kupasından eli- mine ettiler. Bir gün sonra Mithatpa- şa stadında Beşiktaş İstanbulsporu 1-0 mağlüp ederek Federasyon ku- pasında dömi finali oynamak hakkım kazandı. İstanbulspor hakim oyna- mıştı, fakat forvetlerinde gol çıkara- cak kıvamda bir tek eleman yoktu. Galatasarayın Fenerbahçeyi, Be- şiktaşında İstanbulsporu mağlüp et- mesinden sonra Federasyon kupası futbol maçları gayet enteresan bir safhaya girdi. Federasyon Kupasın- dan elimine olan kulüpleri en fazla ü- zen şey, diğer maçlardan hasılat te- min edememeleridir. Meselâ Fener- bahçenin Galatasaraya mağlüp oluşu sn az kulup kasasına 100 bin lıranın girmemesi demek S. AKİS, 8 ARALIK 1956