mesi, arkasından İngiltere ve Fran- sanın kanalı işgal etmeleri sebebile kanalın tıkanması, üzerine bu uzman- lar sadece Avrupanın acil ihtiyacını karşılamak meselesini değil, ayni za- manda uzun vadeli meseleleri de in- celemek zorunda kaldılar. Uzun vâ- de içindeki hal çaresi 75-100 bin tok- luk dev tankerlerdi. Avrupanın bugünkü sıkıntısını gi- dermek te pek zor değildi. Meksika Körfezi limanlarından Avrupaya pet- rol sevketmek üzere Birleşik Devlet- lerce bir plân hazırlanmıştı. Bu plan yirmi dört saat ıçınde yürürlüğe gi- rebilirdi. Bunun için yetkili kimsenin emri kâfi idi. Bu yıl içinde ısıtma ve ulaştırma i- çin Avrupanın günlük petrol ihtiyacı 2,6 milyon varil idi. Bunun 600 bin varili hariç, geri kalan Orta Doğu kaynaklarından ikmal ediliyordu. Kanal bölgesinin İngiltere ile Fran sa tarafından işgali sadece kanalın tıkanmasına sebeb olmakla kalmadı; bu iki devletle diğer arap memleket- leri arasında daha başka dertler ya- rattı. Suriye ve Lübnandaki liman- lara günde 420 bin varil petrol akıtan Irak Petrol Şirketine ait borular a- raplar tarafından tahrip edil Suudi Arabistandan Suriye ve Lüb- nana petrol akıtan Frans - Arabian Pipeline Company ve ait boru hattı hâlâ çalışmaktadır: akat onun da tahribe uğraması ihtimali, avrupalı— ların uykusunu kaçırmakta Süveyş Kanalının tıkanması Uzerı ne Batı Avrupa büyük bir petrol kıt- lığı tehlikesi ile burun buruna geldi. Avrupa memleketleri gözlerini der- hal Amerikaya çevirdiler. Ayni za- manda amerikan petrol şirketleri ve tanker sahipleri ile derhal pazarlığa giriştiler. Kendi tankerleri ÜUmit Bur- nunu dolaşıp Avrupaya gelinceye ka- dar Meksiya Körfezi petrolünün sü- ratle yetiştirilmesine — ihtiyaç vardı. Gözlerin Birleşik Devletlere döndü- rülmesi tabii bir hareketti. Nâsır ka- nal şirketine elkoyduğu zaman Was- hington bir plan hazırlamıştı. Bu plânın hedefi kanal tıkandığı takdir- de Avrupanın petrol ihtiyacını karşı- lamaktı Orta Doğuda menfaati olan ameri- kan petrol şirketlerinin yardımı ile hü kümet Avrupa'ya petrol sağlanması meselesini, akla gelen bütün ihtimal- leri gözönünde tutarak, inceledi. Ha- zırlanan plânlardan bırı her iki bo- ru hattının tahrip edilmesi ve kanalın tıkanması ihtimallerine dayanıyordu. Bir başkası sadece kanalın kapan- ması ihtimaline göre hazırlanmıştı. Üçüncüsü de kanalın acık kaldığı, fakat borulardan istifade edilemediği takdirde uygulanacaktı. Boruların kısmen tahribi ve kana- liın tıkanması gerçeklerine dayanan değişik bir plan şimdi Amerikan hü- kümetinin alinde, yürürlüğe girmek için karar beklemektedir. Amerikalı uzmanlara göre bugün Avrupanın petrol açığı günde 800 22 Çölde bir pipe - line Tehlikede bin varil kadardı. Bugünkü şart- lar altında, herhangi bir hususi plâna başvurmadan Birleşik Devletler Av- rupaya günde 500 bin varillik petrol yardımı yapabilecektir. Bu miktarın arttırılması ise oldukça kolaydır. Amerikanın elinde bu imkânlar varken Avrupanın petrol sıkıntısı çekmesi karşısında hemen herkes " merika petrol yardımı için hazırladı- ğı plânları neden uygulamıyor?" su- alini sormaktadır. Bu suale açık bir cevap vermek güçtür. Her nekadar Birleşik Devlet- YENİLİK | Önbeş günlük fikir ve sanat dergisi YILLIK ABÖNELERİNE l4 LİRALIK KİTAP ARMAĞAN EDİYOR. Suyımı 50 Ktp. Yüllik abanesi 12 liradır; Mürmncnat üdresi * P. K. #lâ - İSTANBUL. &a ler İngiltere ile Fransanın kendisine danışmadan Mısırı işgal etmelerine sinirlenmiştir. Ama petrol yardımını geciktirmesinin asıl sebebi bu değil- dir. Hukumetın yetkili ağızları asıl se- bebin, Amerikanın her iki tarafla dostluk bağlarını — korumağa çalış- mak, Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı hareketten sakınmak için elin- den geleni yaptığını dünyaya göster- mek istemesi olduğunu iddia ediyor- lar. Bu yüzdendir ki Amerika ingiliz - fransız birliklerinin derhal Mısırdan çekilmesini, onların yerini Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin almasını 1s- rarla istemektedirler Bunu yaptıkları takdirde sadece petrol göndermekle kalmayacak, U- mit Burnundan dolaştığı için daha pahalı olan petrolü kolayca satın a- labilmelerini — sağlamak — maksadile büyük ölçüde kredi de açacaktır. Fransa Dış ticarette güçlükler Süveyş Kanalının uzun müddet ka- palı kalması ve Orta Doğudaki karışık durumun devam etmesi Fran- sanın dış ticaretini de sarsmaktadır. Resmi makamlara göre Fransa bir yılda Suriye, Irak, Suudi Arabistan e Yemen gibi Orta Doğu memleket- lerinden 220 milyar franklık mal al- makta idi. Bunun 170 milyarlık kısmı petrol, 50 milyarlık kısmı da diğer maddelerdi. Bu maddeler pamuk, sert buğday, kuru sebze ve meyvedir. Orta Doğu memleketlerinden Fransanın yaptığı ithalât, bilhassa pamuk ve buğday, fransız ekonomisinde çok önemli bir rol oynar. rta Doğudan yapılan pamuk it- halâtı yılda 40 bın ten veya bütün it- halâtın B 20 sidir. Bu — sebeble uz- manlar, Orta Doğu karışıklığı ve bu bölgede fransız düşmanlığı devam et- tiği takdirde Fransa ekonomisinin a- gir kayıplara uğrayacağım — bildir- mektedirler. Fransa ayni Orta Doğu memleket- lerine 35 milyar franklık çelik, doku- ma ve mamul madde gönderir. Bun- dan başka bu bölgede bazı uzun va- deli taahhütlere de girişmiştir. Bu ta- ahhütler Irak'ta 20 milyar frankı. Mısırda ise 15 milyar frankı hunnak- tadır. Orta Doğu olayları bu sebep- lerle Fransanın dış ticaretini tehli- keye sokmaktadır. Son olarak, Orta Doğu buhranının uzayıp gitmesi Fransanın Pakistan ve Hindistan gibi Asya pazarlarına yaptığı ihracatı da azaltabilir. Çünkü malların Ümit Burnundan dolaşması, hem daha fazla zaman alacak, hem de fiatları yükseltecektir. Bu takdir— de bu iki memleketin Birleşik Dev- letlerle Japonya'dan — daha elverişli teklifler alacakları şüphesizdir. AKİS, 8 ARALIK 1956