SİNEMA Klasikler Kovboy -filmleri 1903 yılında "The Great Train Rob- -Büyük T en Soygunculuğu" tiyatroluktan kurtarma gibi çok ö- nemli iki cüretkâr denemenin yanın- da Porter, Hollywood'un daimi kah- erdeye aksettir- du. Bi sahnede tabancasını seyircilerin üs- tüne doğru boşaltıp büyük heyecan yaratan G.M. Anderson, "Broncho Billy" adıyla Tom Mix'lerin Gene Autry lerin prototipi durumuna geç- Porter'in haydutlarına çok geçme- den kızılderililer de katıldı. 1913 te bir vodvil rejisörü Cecil B. De Mille ilk filmi "The Sguaw Man" ile big business'e başladı. "Westerh"ler ar- tık hem epik konuların, hem macera filmlerinin çevrilmeleri için vesile oluyorlardı. Thomas Ince'nin tanıttığı William S. Hart kadınların hayranlığını kazanan ilk kovboydu. l915'te D. W. Griffith - © Bır Milletin Doğuşu" nu çevirdi. Si- nema tarihindeki yeri "The Train Robbery" kadar önemli, olan bu film mod nema sanatının belli başlı orneklerınd olup rikan sinemasının' karakterıstık te- ması iç harpler ve meseleleri üzerin- de hassasiyetle duruyordu. Bunun dışında fikri değeri olan pek az “western" hazırlandı. Hiçbir şey dü- şünmeye. mecbur bırakılmadan se- yirci Ken Maynard yahut Fred Thomson'un akla hayale gelmez ma- ceralariyle oyalanıyordu. "Western"lerin gelişmesinde kay- dedilmesi gereken bir film de Ja- mes Cruze'un ered Wagon'"uduR (1923). Bazı tenkıtçılere göre şahe- ser, bazılarına göre de sadece popü- ler bir film olduğu söylenen "Cove- red Wagon", "Western"lere yeni bir koNu, batıya doğru göçün hikâyesi- ni kattı. Kazandığı başarı hu konu- nun daha sık işlenmesine yol açtı. John Ford batıya doğru göçe, kızıl- derililerle savaş konusunu da rak çevirdiği filmlerle Amerikan si- nema destanlarım yaratmaya koyul- du. Sesli sinemanın icadı "Western"- lerde tabanca sesi, kızılderili çığlık- larıyla birlikte kitaralı şarkıcı kov- boyların da yer almalarına yol açtı. "Texas Rangers" — -Kin,; Vidor-, "Stagecoach" -John Ford- ve "Gone Witch the Wind — Rüzgâr Gibi Geç- ti" -Victor Fleming- savaştan önce- ki dikkati çeken eserlerdendi. Bil- hassa "Rüzgâr Gibi Geçti" sinema tarihinin en fazla kâr getiren filmi olarak diğerlerinin üstüne çıktı. Sa- vaş yılları "western"lerinden "The x-Bow Incident" -William A. Well- man- günahsız bir adamın linç edil- mesini gösteriyor, bu türlü, filmlere sosyal temalar sokuyordu. Yıldız. kovboylar arp sonrasının "western"leri ta- mamen kalıplaşmış — şekiller al- maya başladı. Bunlar tanınmış yıl- dızlar, sahte ekip bir havayla roman- tik macera filmleri oluyor, "Duel in the Sun"; kızılderılılerm yokedılme— sini gösteriyor, io Grande"; iyi- kötü mücadelelerine sahne oluyor "Büyük Tren Soygunculuğu" filminden bir sahne Kovboy filmlerinin AKİS, 4 AĞUSTOS 1956 . o ağababa”"sı "Copper Canyon"; batıya göç prob- lemlerini ele alıyor "Westward the Women"; avare kovboyların macera- larını işliyor "Branded"; yahut ta bitmez tükenmez kuzey-güney sava- şı hikayeleriyle — meşgul — oluyordu "The m Colorado". Bir de Roy Rogers veya Randolph Scott gi- bi kitaralı yahut kitarasız yıldız-kov- boylar için hazırlanan filmler vardı. Üzerinde asıl durulması gerekenler bu kalıpların dışında kalan bazı e- serlerdi. Delmer "Broken Ar- row — Kırık Ok"da kızılderilileri vahşi yaratıklar değil, yaşamak için savaşan 1nsan1ar olarak gösterdi. e çok önemli bir mesele olan kı- zılderililerın yerleştırılmelerıne de "Apaohe — Asi Cengâver" ile Ro- bert Aldrich temas etti. İ ahraman Şerifte Fred Zinne- mann tehlike karşısında - kabuğuna çekilen bir kasaba halkının psıkoloyk durumlarım göstererek merikan sineması şaheserlerinden bırmı ya- rattı. George Stevens'in "Shane — Vadiler Aslanı" da bu elek üstü eser- lerden olup klâsik "western" temala- rım işleyen en önemli filmlerdendir. Vadiler Aslanı atıda seviyesini — bulabilmek için herkes ayni fırsatlara sahipti. Sı- kı çalışma ve doğruluk aranan va- degerlendırılıyor yapılan işler kelimelerden sirli oluyordu. Kimse kimseye nere— den geldiğini, nereye gittiğini sormu- yordu. Kabiliyetini gösterebilme şah- sın kendisine bırakılmıştı. Mülkiyeti kılık kıyafet, — zarafet ve belagat; mertliğin, korunmasını bilmenin, a- dalete bağlılığın yanında önemsiz ka- lıyordu. Batılı kahraman kovboy dai- ma yanlışı doğrulamak, sebat ve ce- saret sayesinde imkânsızı altetmek, zayıfa yardım edip sevdiği kızı ve saadeti elde etmekle meşgu Lewis Jacobs "Rise ilm — Amerikan Fılmcılıgınm Do- ğuşu" adlı kitabında "western"ler hakkında işte bunları söylüyordu. George Stevens'in filmi bu tarife uy- gundur. Yalnız aynı tarife uyan Ö- bür filmlerden ayrıldığı bazı esaslı noktalar da mevcuttur: Küçük bir topluluk yeni kurulmak- tadır. Bırbırınden ayrı, yolsuz tektük evciklerde — yaşayan tarlacıklarda uğraşan bir avuç insan yerleşme me- seleleriyle karşı karşıyaydı. Çoban- lar daha önce geldiklerini, üzerinde hat bırakmazlar. Çiftçilerden sabrı tükenenler direnmeyi bırakıp başka yerlere gitmeyi tasarlar. Onlara dai- ma cesaret veren dâvasına inanmış Staret adlı bir çiftçidir. Durum gergin halindeyken Staret'lerin çift- liğine Shane denilen yumruğuna sı- kı, tetiğe davranmada eli çabuk bir kovboy gelir. Shane'in gelişi çoban- ların, mütecavizlerin hareketlerini frenlerse de onların çağırdıkları Wil- son adlı bir belâlı işleri yeniden kızış- tırır. Sharie'in başta ilson olmak üzere çobanları kışkırtan Riker kar- deşleri, öldürmesi yerleşmekte olan küçük topluluğu süküna kavuşturur. 31