24 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

24 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Mollet Uzağa bakıyor hesabını soracakları yerde, Mollet'ye bu sözlerde belirtilen bazı endişeler dolayısıyla teminat vermek zorunda kalmışlar, başka bir deyimle, Mollet- yi Dışişleri bakanının sözlerinden do- layı sorguya çekmeyi düşünürken, o- a hesap vermekten başka çıkar yol gorememışler ir. lngılız devlet adamları ılk olarak, Mollet'ye, Fransa'nın Ku fıka siyasetini tasvib ettıklerıne Kuzey Afrika'daki Fransız toprakları üze- rinde hiçbir emelleri olmadığına dair söz vermek zorunda kalmışlardır.İ şaret ettiğimiz gibi, Pineau, - konuş- asında, — İngilizleri Kuzey Afrika milliyetçilerıne yardım etmekle, si- lâhların bu milliyetçilere geçeceğini bile bile Mısır'a silâh sevkıyatı yap- makla itham etmişti. İngiliz devlet adamları bunu sonuna kadar inkâr etmekle beraber, Mollet'ye, bundan böyle Arap milliyetçilerine — karşı müşterek cephe alacakları hususun- da teminat vermişlerdir. Bundan baş- ka, İngiliz devlet adamları, nun Batılıların sadece askeri mese- leler üzerinde durdukları ithamlarına da yatıştırıcı bir cevap vererek, bun- dan sonra iktisadi ve psıkoloıık me- seleler üzerinde de durulacağını söy- lemişlerdir. Fransa'nın — ötedenberi cephe almış olduğu Bağdat Paktı ko- nusunda da, tebliğde açıkça kayde- dilmemekle beraber Londra'da çıkan söylentilerden bir anlaşmaya varıldı- ğı anlaşılmaktadır. Bu söylentilere göre, Fransa, paktın iktisadi cephe- si göz önünde tutulduğu ve geliştiril- diği takdirde, Bağdat Paktına karşı cephe almaktan vaz geçeceğini bil- dirmiştir. İngiliz ve Fransız Başbakanları- nın üzerinde anlaşmaya vardıkları ü- çüncü nokta silâhsızlanma meselesi- dir. Pineau, Anglo-Amerikan Basın Topluluğunun toplantısında yaptığı konuşmada bu noktaya da temas e- 20 derek Almanyanın birleştirilmesinin herşeyden önce silâhsızlanmanın ger- çekleşmesine — bağlı olduğunu söyle- miş ve böylece Batılı görüşlerden ay- rılmıştı. Eden ve Mollet'nin Londra- da, silâhsızlanma — konusunda ortak bir formül buldukları söylenmekte- ir. Bu formülün ne olduğu bilinme- mekle beraber, Eisenhower ile Bul- ganin'in görüşlerini telif eden bir formül olduğu sanılmaktadır Fransız - İngiliz münasebetlerin- de son zamanlarda kaybolan karşı- lıklı anlayış ve iyi niyet havasını tek rar getiren bu anlaşma, bu münase- betlerde yeni bir safhanın açıldığım göstermektedir. Pineau'nun başlan- gıçta Fransız basının da hücumları- na hedef olan beyanatı, bu safhanın açılmasına vesile teşkil ettiği için imdi — hararetle alkışlanmaktadır. Doğru olan şudur ki beyanat hedefi- ne ulaşmış, Fransa'yı milletlerarası alanda tekrar birinci plâna geçir- miştir. İngiliz - Fransız goruşmelerı ve bunun sonundaki anlaşma bu rakkinin ilk belirtisi ve netıcesıdır Malenkof Londra'da Geçen hafta, Londra hava alanına kısa boylu, tıknaz, sert bakışlı bir adam indi. Bu alana inen her adam gibi onun da kimsenin dikkatini çek- meden, basit bir gümrük yoklamasın- dan sonra, elini kolunu sallayarak alandan uzaklaşması beklenirdi. An- cak, böyle olmadı. Kısa boylu, tıknaz adam gümrük yoklamasından geç- memesine rağmen, alandan kolayca uzaklaşamadı. Diplomatik pasaportla seyahat eden bu adamın adı Malen- kof tu ve gazeteciler tarafından çev- rildiği için alandan uzaklaşamıyordu. Evet, Rusyanın sabık başbakanı Ma- lenkof... Kendisi, simdi, Sovyet Sos- yalist Cumhuriyetler Birliğinin Elek- trik Santralleri Bakanı sıfatiyle se- yahat etmekteydi. Söylediğine göre, İngiltere de elektrik tesislerini geze- Hayatında ilk defa Batının hür toprağına ayak basan Malenkof, Do- ğu Berlin'den geliyordu. Başbakan— lığı sırasında, Malenkof, demirperde gerisinden Uuzaklaşmamız, hep bu perde gerisinde dolaşmayı tercih et- mişti. Öyle anlaşılıyordu ki, Başba- kanlıktan uzaklaştıktan sonra, yeni önderlerinin verdiği misallere uygun olarak, biraz da demirperde dışında dolaşmanın uygun olacağım anlamış ve bunun için de, ilk merhale olarak, Ingıltereyı seçmişti. Malenkof, Ingıl— tere'ye yalnız gelmemişti. Yanında Elektrik uzmanlarından müteşekkil bir grup da vardı. Elektrik santralle- ri bakanı bu gruba başkanlık etmek- teydi. Alanda, gazetecilere "Elektrik enerjisini tevzi sistemi ve elektrik santrallerinin ışleyışı hakkında bilgi edinmek için geldik" demişti Gerçekten, İngilterenin dunyanın en büyük elektrik santrallerine ve en iyi elektrik tevzi sistemine sahip dev- letlerden biri olduğunda şüphe yoktu. Ancak Rusya da bu bakımdan geri kalmış bir memleket sayılamazdı. Bu konuda, Rusyanın İngiltereden oldu- ğu kadar İngilterenin de Rusyadan ogrenebılecegı şeyler — bulunabilirdi. Bu ziyaretin arkasında elektrik sant- rallerinin işleyişini tetkikten daha başka bir takım sebepler de olsa ge- Rusyanın şu günlerde yeni bir sulh taarruzuna girişmek üzere oldukları bilinmektedir. Sovyet liderleri, dün- yanın dört bir tarafında, gayelerını gerçekleştırebılmek önce sempati ve güven runda olduklarım anlamışlardır. yet Rusyanın yeni dış münasebetleri, geçen sayılarımızdan birinde de a- çıkladığımız gibi, artık kütleler-arası değil, idareciler-arası , münasebetler olmak — yolundadır. Eisenhower'le Bulganin arasında teati edilmekte o- lan mektuplar Amerikan ve Rus ida- recileri arasındaki münasebetlerin bir başlangıcı sayılabilir. Fransız idareci- leri ile temas, Guy Mollet ve Pineau'- nun gelecek aylar içinde yapacakları Rusya seyahati sırasında temin olu- nacaktır. Şu günlerde, Rusya'nın, Türk devlet adamlarını da Moskova- ya davet etmek niyetinde oldukları bile söylenmektedir. — Böyle niyetler besleyen Rusya'nın elbette ki İngiliz idarecilerini bir tarafa bırakmak gaf- etinde bulunması beklenemez. Nite- kim, Bulganin ve Kruçef, önümüzde- ki aylarda Londraya seyahat yapma- yı tasarlamaktadırlar ve bu tasarı da gerçekleşmış gibidir. Malenkof'u on- n bir öncüsü olarak görmekte, bızce bir hata yoktur. Neden bir başkası değil de Ma- lenkof bu öncülüğe seçilmiştir? Bu- rada muhtelif ihtimaller akla gelebi- lir. Birinci ihtimal, kısa bir müddet önce Başbakanlıktan uzaklaştırılan Malenkof un Londra'ya yollanması i- le, ele-güne karşı şimdiki Sovyet i- idareciler arasında hiçbir fikir ayrı- liğı ve kin kırıntısı bulunmadığı an- latılmak istenmiştir. İkinci ihtimal ise sert ve Stalin taraftarı bilinen Malenkof un şahsı etrafında bir iti- Georgy Malenkof turist Yeni AKİS, 24 MART 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: