İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Mart sürprizi Mart ayı, vergi ayı. Herkes gibi ar da vergi dairesine gıt mışlerdı Esnaf vergısınde yıldan la değişiklik olması varit değildi. O— nun için, hepsi geçen sene ödedikle- ri miktarda bir parayı ceplerine ko- yarak gelmişlerdi. Tatsız bir sürp- rizle karşılaştılar: vergilerinin üç misli kadar arttığı kendilerine tebliğ ediliyordu. Mesela bir berber, geçen sene 235 lira vergi vermişti; şimdi ondan 646 lira isteniyordu. Geçen se- ne 315 lira ödemiş olan bir kundura tamircisinin şimdi 875 lira vermesi lâzım geliyordu. Tabi, bir kere dü- şünmek üzere vergiyi ödemeden geri döndüler. Ne olmuştu" Vergi kanununda değişiklik mi yapılmıştı? yır, böyle bir şey yoktu; sadece eski bır hatanın kokusu yeni meydana çık- mıştı. Esnafın gelir vergisi işgal et- tiği dükkânın kirasına nisbetle ta- yin olunurdu; Bilindiği gibi kiralar Milli Korunma Kanunu ile dondurul- muştu. Normale doğru dönmek için zaman zaman yapılan tâdillerle mu- ayyen ölçülerde arttırmalara müsa- ade olunuyordu. Her kira artışında esnafın vergisi de ayni ölçüde art- masın diye, Milli Koı'unma Kanunu tadilatına kira artışının vergıde müessir olmıyacagına dair hük- mün ilavesi unutulmuştu. 0 zaman Van milletvekili olan Ferit Melen'in ikazı üzerine Komisyon maddeyi ilâve etmişti. 1954 sonlarında Mec- lise gelen yeni kira tadilâtında bu hüküm yine unutulmuştu. Bu sefer ikaz edecek bir mütehassıs zuhur et- medi ve kanun böylece noksan ola- rak çıktı. Vergi Daireleri de ister is- temez esnaf vergılerını artan kira- lara muvazi olarak tahakkuk et- tirmeğe mecbur kalıyorlardı. Ankara'da bir kundura tamircisi ni misal alalım: 1939 esasına göre dükkânının kirası 20 lira, ilk gör- düğü zamla beraber 30 lradır. mek kiranın yıllık tutan elan 360 liranın - Ankara'da - 96 704 nis- betinde, yâni 252 lıra gelır vergisi ödemektedir. Sonra bu kira 60 lira- ya çıkmış, fakat bahsettiğimiz ko- ruyucu madde dolayı siyle vergi mik- tarında değişiklik - olmamıştır. Son Mıllı Korunma tadilatı üzerine, , 1955 hazıranından itibaren, 100 lıraya çıkarıldı. Verginin müesses usullerimize gore değişmemesi lâ- zımdı. Ama, bu sefer, bahsi geçen madde zuhulen düşmüş olduğu için, bu mart ayında ödenecek vergi 252 lira yerine 595 lira olmuştur. Bere- ket ki, kira artısı haziranda başla- mıştır, eğer yılın başandan itibaren artış olsaydı. 252 liralık vergi 7 ay yerine 12 aylık bir artış esasına göre 840 lira olacaktı. Bu sebeple vergi dairesine giden esnaftan hiç birisi bu acaip zammı 14 Vergileri artan esnaf Bu kabul etmiyor, 31 marta kadar bek- lemeyi tercih ediyordu. apıcısı esnaf vergısının arttırılmasını kastetmemiştir. Bu maddi hatadır. İşte böyle hallerde, kanunları tatbik edenlerin anlayışı imdada yetişmelidir. Meclis mart- ta açılacaktır. Hâdiseyi öğrenince el- bette hatayı tamir etmek için ek bir kanunla kira artışının esnaf vergisin- de müessir olmayacağı hükmünü es- ki yerine oturtacaktır. Bu muamele tamamlanıncaya kadar Maliye Ba- kanlığı yetkilerini kullanarak vergi ödeme müddetini uzatabilir. Bir tem- ı(ilıt bir tamir. Esnafın beklediği bu- Dış Ticaret Almanyanın derdi Bonn'da bir masa etrafında topla- an Türl man ticaret heyet- leri müzakerelere devam etmektedır İki heyet de görüşmelerin küçük m seleler yu zünden ağırlaşmaması ve inkitaa uğramaması için gayret sar- fetmektedirler. Bu bakımdan görüş- meler pek sevilen bir tabirle "tam bir anlaşma havası — içinde" devam etmektedır Türk heyeti, Almanyaya olan borçlarımızın ödenmesi için mü- sait şartlar ile daha geniş ithalât imkânları ararken, — Almanlar da "Türk hastalıgının devası peşinde koşmaktadırlar. 1082 yılının eylül ayında dış öde- me imkanlarının darlığı, iktisadi iş- lerimizdeki aksaklığa hükümetin de dıkkatını çekmişti .İthal taleplerinin “tescil"i diye ilan edilen ılk tedbirle liberasyona da "artık yeter" denmiş ve bu sistemin fiilen durdurulması yo balık, başka balık!.. lunda ilk adım atılmıştı. Bundan baş- ka memlekete girmiş olan malların bedellerinin ödenmesi de talik edilmiş ve bu suretle . U. üyesi olan dev- letlerin hemen hepsıne borçlanıl- mıştı. Hükümet bu sıralarda duru- mun ciddiyetini küçümsüyor, pek kı- sa zamanda bu sıkıntıların geçeceği- ne dair teminat veriyordu. Bu sebeb- le bazı memleketler bize eski tempo- da mal göndermeye devam ettiler ve bunların alacakları büsbütün kabar- dı. Bütçelerimizde “"kısa vadeli dış krediler” gibi adlar altında ve ya- bancıların sanki bize gönül rızasıyla verdikleri krediler gibi gösterilen bu borçlarımız, hakikatte turnikenin bir den bire kapatılması Üüzerine içerde kalan yabancı memleket alacakların- dan ibaret İlk şaşkınlık devresi geçtikten sonra alacaklılar tedbir almaya baş- ladılar. Umumi kar memleket ihracatçılarına Turkıyenın tediye du- rumundaki ukları haber veri- yor ve ıhtıyat tavsıye ediyordu. İşin nereye varacağım ilk anla- yan Isvıçre oldu. Erkenden Ticaret Bakanlığı ile anlaşarak alacaklarım muayyen yüzdelerle sessizce tahsil etti. Almanya da kendisine göre ih- tiyat tedbirleri aldı. Türkiyeye ihra- catı tamamen durdurmadı, fakat si- gorta usulüne başvurdu. Hermes mü- essesesi muayyen bir hudut dairesin- de, Türkiye'ye — gönderilen malların bedellerinin ödenmemesi halinde ih- racatçıyı sigorta ediyordu. Bu sigor- ta bize 8 raddesinde bir masrafa mal oluyerdu. Ama bu masrafa kim- se ehemmiyet vermedi, yeter ki mal gelsindi. Herkes Hermese koştu, ni- hayet onun da imkanları tükendi. Bu arada Türkiyedeki alacaklarını tah- AKİS, 24 MART 1956