YURTTA OLUP BİTENLER kan sıfatiyle Nedim Ökmenin de va- zifeliydi. Ama tatbikatta veya pren- siplerin anlaşılmasında husule gelen aksaklıklar yeni Maliye Bakanını il- zam etmezdi. Bu görüş, Maliye Ba- kanlığı tarafından bilhassa geçen hafta içinde — Başbakanlığa hissetti- rildi. Başbakanlık ise nutkun daha başka esaslar dahilinde hazırlanma- sını arzuluyordu. Gecen yıllarda Ad- n Menderes Hasan Polatkanın ma- kamına gider ve onun yapacağı ko- nuşmayı çok zaman rötuş eder, bazı yerlerini ise bizzat kaleme alırdı. Ne- en, Başbakanın vazifesini başka türlü anlıyordu. Söyliyeceği bütçe nutkunun kimse tarafından gö- rülmemesi elbette ki bahis mevzuu değildi. Ama tetkik ve rötuşlar baş- başa görüşmelerde değil, resmi Ka- bine toplantılarında yapılmalıydı. Ya- ni konuşma Adnan Menderesin de- Ekonomi ve Ticaret Bakam bunlar- dan biriydi. Fahrettin Ulaşın Bütçe Komisyonunda Dış borçlarımızın mik- tarının 3 milyarın Üstünde olduğunu soylemesı hiddete yol açmıştı. Nite- m Ulaş, Mr. Randall'ın geldiği gün lstanbula gidiyordu. Fakat müzake- relerde bulunmamasının garip kaça— cağı çabuk anlaşıldı Sonra, dış bor larımızın 3 milyarın üstünde oldugu da hakıkatın ta kendisinden, ibaretti. Böylece Menderes IV. kabi inesinin, öteki Menderes kabinelerinin icraatı- nı paylaşmaması ve yeni hükümet programım tatbikle iktifa etmesi fik- ri daha çok taraftar kazanmaya baş- lıyordu. Devlet adamlarının şahsiyet- lerim ve politik hüviyetlerini koru- maları gerektiği, bunlara itina gös- termeleri lüzumu yavaş yavaş anla- şılıyordu. Halkın tutmadığı, üstelik fena neticeler vermiş ve bizzat yara- Maliye Bakanlığı Yeni sakini inatçıdır ğil, Menderes IV. kabinesinin görüşü- nü ve politikasını aksettirmeliydi, İlk uç Menderes kabinesinin icraatını, ise, eğer gerekirse Başbakan çıkar, ar- zuladığı gibi Savunurdu. Başbakanlık ve Maliye Ba- kanlığı arasında mevc vayı biraz daha soğuklaştırdı. rence Randall ile yapılan temaslarda hasır bulunanlar bunu farketmekten kendilerini alamadılar. Fatih Rüştü Zorlunun müzakereler sırasında per- de arkasında bırakılması Maliye ve Dışişleri Bakanlıklarından gelen zor- lamaların neticesiydi. Bilhassa Ne- dim Ökmen ve Fuat Köprülü Başba- kanın rolünün başka memleketlerde- ki başbakanların rolüne ircaına ha- raretle taraftar görünüyorlardı. Ka- binenin içinde aynı görüşü destekli- yen başka bakanlar da vardı. Meselâ 6 tıcıları tarafından beğenilmeyip de- ğiştirilmiş — politikaların bedavadan şampiyonu kesilmek pek az kimse nin işine geliyordu. Hele D.P. Meclis Grubunun meşhur toplantısında Men- deres I1I. kabinesinin en cakalı aza- ları sapır sapır dökülürken hükümet başkanının takip ettiği hareket tar- zı hafızalardan henüz silinmemişti. Madem ki her koyun kendi bacağın- dan asılıyordu, ona göre davranmak en basit emniyet kaidesiydi. Bir başka ihtimal Mücadelenin — neticesi bu haftanın sonunda belli olmamıştı. Nedim Ökmenin iktidar partisi yüksek çev- relerinde kuvvetli — destekleri vardı. Üstelik Fuad Köprülüyle beraber hareket ettikleri görülüyordu. a- kımdan bütçe nutku mevzuundakı noktai nazarım Başbakanlığa kabul ettirmesi imkânsız değildi. Her halde, Maliye bakanına yakın çevrelerde be- lirtilen husus Nedim Ökmenin ken- disinden evvelki Maliye bakanlarının devrinde takip edilen hatalı politika- nın müdafaasını hiç bir surette üze- rine almayacağıydı. Başbakan — Ad- nan Menderesin Maliye ve Dış işleri bakanlarım ilk üç kabinesinin de me- suliyetlerine iştirak ettirtmek için sarfettiği gayretler ve bu yolda yap- tığı beyanat iyi karşılanmamıştı. Üs- telik Fuad Köprülü fena halde kız- mıştı. Böyle bir hareketin manasım ve gayesini gayet güzel anlıyordu. , Başbakanlık görüşünde ısrar eder- se ne olacaktı? O takdirde bütçeyi takdim nutkunu bizzat Adnan Men» deresin okuması lâzım gelecekti. Ha- kikaten Menderes bunu mükemmelen yapabılırdı Ancak o zaman da Ne- dim Ökmen için tek yol kalırdı; is- tifasını takdim etmek. Zira bu dere- ce vahim bir anlaşmazlık karşısında Bütçe nutkunu dahi okumayan Ma- liye bakanının kabinede kalmasına a- kıl erdirmek imkânsız hal alırdı. Bu ise bir buhranın ilk adımım teşkil e- debilirdi. Başka bir ihtimal iki görüş ara- sında uzlaştırıcı bir formülün bulun- masıdır. Fakat Başbakanlık ile Ma- liye bakanlığının münasebetlerini bi- enler, bu haftanın — sonunda böyle bir formülün keşfi ihtimalini — çok zayıf görüyorlardı. Hakikaten bütçe nutku ya Hasan Polatkan stilinde o- lacaktı, ya da Nedim Ökmen stilin- e. Bu ikisinin arasında üçüncü bir stile fazla yer yokt En mühim seyirci Devam — eden mücadelenin en mü- him seyircisi hiç şüphesiz D. P. Meclis grubudur. Başbakanın ilk üç Menderes hükümetinin mesuliyetine grubu ortak etmeye çalıştığı henüz unutulmamıştır. Maliye bakam ayak diremekte ısrar ettiği takdirde — Ad- nan Menderes pek tabu olarak mıl— letvekillerine dönecek ve onlara tü ütçelerini tasdik ettikleri- ni hatırlatacaktır. alnız söylemeyi unutacağı husus bütçelerde tatbika- ta ait metodların yar almadığı ola- caktır. Buna mukabil grubun göste- receği reaksiyon belli değildir. Millet- vekillerinin tekrar Menderes etrafın- da birleştikleri doğru olmaktan u- zaktır. Bir defa disiplin, Osman Kav- rakoğlunun manevi satırının son gün lerde yeniden bilenmiş olmasıyla te- min edilebilmektedir. Fakat — zecri tedbirlerin vicdanların sesini uzun müddet susturamadığı tecrübeyle sa- bittir. O bakımdan hele şu sıralarda Adnan Menderesin bir hadiseye yol açmaması politik olur. Yoksa beyaz reylerın kızardıgını görmesi imkân- sız deği Hele ispat hakkı mev- zuunda hükümet çevrelerinin gittik- çe aleyhte vaziyet almaya başlaması ve Zafer'in bu hak aleyhinde kam- panya açması gözden kaçmamakta- dır. Halbuki ispat hakkının taraftar- ları grupta ekseriyettedir. O mevzu- AKİS, I1 ŞUBAT 1956