diıma hazır oldukları söylenmekte- dir. Gene tebliğde ilâve edildiğine göre, bu yardım, 1950 müşterek dek- larasyonunun çerçevesi içinde yapıla- caktır. 25 Mayıs 1950 tarihli üçlü deklarasyonun kuvvet istimali, teh- ditleri -veya hudut ve mütareke hat- larının ihlaline matuf hazırlıkların yapılması halinde Birleşmiş Milletler çerçevesinde ve bu çerçeve dışında bazı imkânlar derpiş etmekteydi. Bu imkânların yeniden — gözden geçiril- mesinde zaruret vardır. Tebliğ, Ame- rikan ve İngiliz Devlet adamlarının bu imkânların neler olabileceği hak- kında bir fikir birliğine vardıkları- na işaret etmeksizin, bunların, ilerde Fransız hükümetinin de iştirakiyle yapılacak toplantılarda tesbit edile- ceğini bildirmektedir. Bu ifade ise,. Washington'da, Arap - İsrail anlaş- mazlığı konusunda arpa boyu ilerlen- mediğini açıkça göstermekten başka işe yarayamaz. Bağdat Paktına gelince, teblıgde Amerika'nın nihayet bu Pakta işti- NORVEÇ ticaret muvazenesi üzerinde taz- yikler meydana getirmiştir. 1955 in başından itibaren alebin tazyiki fiyatları yükseltmeğe — başlamıştır. Teçhizat mallarının ithali bilhassa makine ve gemi ithalinin son sene- lerde daima yüksek kalması Nor- veçin dış ticaret muvazenesinde mü- him tesirler husule getirmiştir. İç faaliyetin kesifleşmesi neticesi, ham madde ve yarı işlenmiş mad- de ithâli de artmıştır. — Bunlar da P. U. zonana borçları çoğalt- maktadır. Norveçin ihracat malla- rının ve pazarlarının artmasına rağ n E. P. U. da muvazene yine a- leyhlerınedır Nitekim, balık ve ba- ık yağları, kâğıt hamura, alümin- m, nikel ve diğer madenlerin İh- racatı artmıştır. Fakat yukarda saydığımız sebeplerden dolayı dış ticaret muvazenesi uzerınde tazyik- ler devam etmekte Görülüyor ki üç sene evvelki Türkiye ile bugünkü Norveçin ha- yat guçluklerı, karşılaştıkları prob- lemler, yapı e farkına rağ- men bırıbırıne benzemektedır An- cak, Norveçteki durum, liberal bir sistemin fiyat ve piyasa mekaniz- masından doğan kaçınılmaz İktisa- di dalgalanmalardan ibarettir. Tür- kiyedeki ise, belirli bir partinin, yi- ne belirli siyasi gayelerle (zirai sübvansiyonlar, kredi siyaseti, ver- gi muafiyetleri vs..) suni bir şekil- de yürüttüğü iktisadın çıkmazıdır... Ancak Norveçle aramızdaki asıl fark bandan sonra başlamakta- dır. Bir hükümeti de, bir cemiyeti de sınıflandıran bu farktaki un- surlardır. Norveç hükümeti bu yaz başından beri — muhtelif kesin ve AKİS, I1 ŞUBAT 1956 rak etmeye karar verdiğini gösteren en ufak bir işaret bile yoktur. Teb- liğde Paktın askeri — cephesi kadar iktisadi cephesinin de önemli olduğu kaydedıldıkten sonra. Paktın, heye- ti umumiyesi itibariyle, Orta Doğu'- nun menfaatlerine hizmet ettiğine Ve üye olmayan Orta Doğu Devletle- ri ile üye Devletler arasındaki dost- luk bağlarına bir halel getirmemesi gerektiğine İşaret edilmektedir. B son cümlede Ingıltere ye yapılmış bir kazı görmemek mümkün değildir. Washington goruşmelerı sırasında İngiliz Devlet adamlarının — Bağdat paktına üye olmayan Arap Devletle- ri üzerine yaptıkları baskı yüzünden epeyce siteme maruz kaldıklarına şüphe yoktur. Bundan başka, Ame- rika, Paktın askeri cephesıııden Zzi- yade ekonomik ve siyasi veçheleri üzerinde durmakla bu sonunculara daha büyük bir önem verdiğini — a- çıkça göstermiştir. Uzak ve Güney Doğu meselelerin- de ise İngiltere ve Amerika rol de- zecri tedbirler almaya başlamıştır. Bunun için de yumurtanın kapıya gelmesini — beklememiştir. Batıda "Hükümet etmek ileriyi görmek de- mektir". Norveç tahdit edici sıkı bir iktisadi politikayı tatbike başlamış- tır. Para ve butçe polıtıkasında ye- ni tedbirler, yeni vergi hadleri, ya- tırımların tahdidi bu meyandadır. rveç Merkez Bankasınııı faiz haddı D 2,5 tan 3,5 a çıkarıl- mıştır. Ticaret ve tasarruf bankal rının istikraz faizleri yükseltilerek piyasada kredi hacmi geniş mikyas- ta daraltılmıştır. Bu bankalardaki likid mevduatın bir kısmı da bloke edilmiştir. Bir çok vergi muafiyeti kaldırıldığı gribi, gittikçe sıkılaştı- rılan bütçe politikasına muvazi ola- rak gelir vergileri ortalama olarak 9o 10 artırılmıştır. Motörlü vasıta- ların ve otomobillerin ithali tahdit edilmiş ve satın alış fiyatları üze- rinden yeni ağır vergiler konm tur. İnşaat ruhsatları, muhtaç bol— geler hariç, yeni tahditlere tabi tu- tulmuştur. Şirketlerin yatırım poli- tikalarının değişmesini temin ede- bilmek maksadıyla yeni tedbir ve tahditlere gidilmiştir. Yatırımlar böylelikle şimdilik en rantabl kesim- lere yoneltılecektır Gümrük resim- leri, zaruri maddeler — hariç, geniş mikyasta artırılmıştır. Norveç, ge- lışme ritminin yabancı sermaye te- minine sıkı bir şekilde bağlı kalma- ması için de bir yandan iç istikraz- larla istihsalinin gelişmesini sağla- mak azmindedir. Bunun için de bi- ran evvel dış borçlarını ödemeyi ve E. P. U. da alacaklı duruma gelme- yi hedef tutmaktadır Bütün bu tahdit ve tedbirlerden sonra 956 bütçesinde bir fazlalık temin edil- — DÜNYADA OLUP BİTENLER gıştırıyorlar Birleşik Amerika, giltere'nin İsrarı üzerine, AT nun askeri cephelerınden ziyade e- konomik ve siyasi cepheleri üzerinde durmak sorunu hissetmiştir. Gerçek- ten, SEATO'nun ekonomik fonksiyo- nunu geliştirmek Sovyet liderlerinin yaptıkları son Asya seyahatinden ve bu 'seyahat sırasında bol keseden sa- vurdukları ekonomik yardım vaatle- rinden sonra kaçınılmaz bir zaruret olmuştu. Birleşik Amerika bu zaru- reti görmezlikten gelmemiştir. Aralarındaki görüş ayrılıkları ne olursa olsun, Birleşik — Amerika ile İngiltere'nin Batı dünyâsının en sağ lam unsurlarını — teşkil ettiklerine şüphe yoktur Washington görüşme- leri, bazı görüş ayrılıklarını ortaya çıkarmakla beraber sağlam unsur arasındaki bagları gevşetmek ten ziyade kuvvetlendirmiştir. Zira bu görüşmeler bazı dünya meseleleri ni bir hal tarzına bağlamaktan zıya de, yayınlanan deklarasyonda da işa ret edildiği gibi, hür dünya için ha- İn- O'- Aydemir BALKAN miş ve iki sene müddetle bu tahdit- 11 politikanın tatbiki kararlaştırıl- * Görülüyor ki Norveç bizim Üüç vvel almamız icap eden iktisadi tedbirleri, hiç t puler olmayan zecri tedbirleri, teredd etmeden almıya başlamıştır. Fakat ancak böylelikledir. ki iktidardaki sosyalist parti "sabık iktidar" ve başbakanları da "sabık başbakan" olmaktan kurtulacaktır. Yine tek- rar edelim ki Norveçin parası an- cak © 15 düşmüş, borçları ise kota- larım hiç bir zaman geçmemiştir, Norveçliler bu yenı tahditlere, yeni vergilere şuurlu bir gönül n— zasıyla katlanmaktadırlar. Çünk bilmektedirler ki en küçüğünden, lı— derlere kadar herkes aynı sıkıntıla- ra, aynı şartlar altında katlanacak- tır. Norveç cemiyetinin kudretini yapan bu sağlam imandır. Norveçte, başbakan — hariç, hiç bir hükümet üyesinin makam ara- bası yoktur. Bakanlardan biri, kabi- ne üyelerinin müştereken kullana- bilmeleri için hükümete dört servis arabası istediğinde muhalif millet vekillerinin şu cevabıyla karşılaş- mıştı: "— Norveç milleti, vergilerini bakanlarına otomobil hediye etmek için vermemektedir!.." * İşte kısa Norveç seyahatinde e- dindiğim malümat — ve intibalar bunlardır. Norveçin bize benzeyen ve benzemeyen tarafları üzerinde ibretle durup düşünmek icap et- mektedir. Fakat zaman artık dü- şünmekten ziyade icraat zamanı- dır. Yoksa daha beklersek, mihrap da kubbe de göçüp gidecektir...