mamur bir rejisör olarak karşımıza çıkıyor. Genç tiyatro adamının, vasat bir aktör olarak kalacağına iyi bir reji- sör olmak yolunu tutması ve buna çalışması memnuniyet verici bir hal- dir. Sahneye koyacağı eser üzerinde dikkatle çalışıyor — rol tevziatından dekoruna, kostümlerinden fon müzi- ğine kadar en ufak teferruat üzerin- de titizlik gösteriyor ve neticede İyi bir temsil ortaya çıkarıyor. Netice olarak denılebılır ki, Anou- ilh'in "Hayal Köşkü" gerek müterci- mi Prof. Sabri Esat Sıyavuşgıl in ba- şarılı Türkçesi ile, gerek rejisörün dikkatli çalışmasının mahsulü olan muvaffak bir mizansen ile mevsimin en çok alâka toplayacak oku Ur temsili sayılmalıdır. Bu piyes bir ©ok hayallerin hakikat olmasının müm kün olduğunu göstermiştir. Eserde rol alanlara gelince: Mu- zaffer Arslan, sevgilisine sadece bir gece için kıraladıgı bu hayal köşkün- de randevu veren eorges rolunde Tiyatromuzun 1 num ön'ü duğunu ispat ediyor. Sevgılısı Isabel— le de Gülistan Güzey, saf ve masum r genç kızın bütün hususiyetini Verebılıyor Georges onu, tatlı yala- nına inandırabilmek için sahte ana- baba da kiralamıştır. Bunlar eski Ur aktörle yine eski meşhur bir akt- ris'dir. Ercüment Behzad Lav ile Necla Sertel bu rollerin en uygun mümessilleridir. Gerçi, Bayan Sertel biraz alaturka kalıyor, fakat kendi- sini rolüne öylesine kaptırmış ki bu kusuruna affetmek güç olmuyor. Georges'un hakiki ana babasında, Şaziye Moral ne kadar tabii ise Ne- şet Berküren o derecede mübalağalı Perihan Tedü "Hayal Köşkü"nün Barbara'sında büyük ilerlemeler kay detmiş, diksiyonunu — düzeltmiş oyu- na ile ahenk temin edebilmiş... Sa- dıman Ayşın ile Fatma Andaç, ufak rollerinin hakkını vererek oynuyor- lar. İbrahim Delideniz, köşkün e- mektar bir adamı olarak kirayla tu- tulan şef garson rolünde, başarılı Ur kompozisyon yapmış. emsilin en başarılı — san'atkarı, Georges'un arkadaşı Robert rolünde Abdurrahman Palay'dır. Fizik imkân larından, dolgun sesinden faydalan- masını bılen bu aktör, karısını en yakın arkadaşının metresi olarak bi- len ve bu doruma parası için - göz yuman Fransız delikanlısı Trolünde çok muvaffak olu. Netice itlbarile "Hayal Köşkü" bu sezonun en güzel temsilidir demek mübalağalı olmaz. Dr. Ercüment F. KAYNAK GİNEKOLOG - OPERATÖR Doğum ve Kadın Hastalıkları Mütehassısı Kızılay Atatürk Bulvarı Foto Apartmanı Daire: 3 AKİS, 11 ŞUBAT 1956 s P O R Futbol Hasan Polat Mali mesuliyet Milli maç ocak cuma günü bir sabah gazete- 35inin sekiz sütun üzerine iri pun- tularla verdiği haber ortalığı karma karışık etti. "Macar Milli Takımı gel- miyor". Bu başlığı okuyanlar hayret lerini gizleyemediler. Macarların son dakikada Ur mali garanti istemeleri ve bu temin edil- medikçe seyahate çıkmıyacakları ha- ber veriliyordu. Halbuki, istihbaratı uvvetli ve spor mevzuunda iddialı bulunan diğer gazetelerin hepsi Ma- carların aynı günün akşamı İstan- bula geleceklerini bildiriyorlardı. A- caba bu zıt haberlerin hangisi doğru idi? Sporla alakalı, alâkasız pek çok şahıs, tam, bir aydanberıyapılan bü- yük re klâmlar karşısında — hadiseye yakınlık göstermişlerdi. Hayatında hiç maça gitmiyenler dahi bu sebeple olacak bilet uydurmanın peşine düş- müşlerdi. Talebin fazlalığı bilet piya- sasını korkunç denecek bir şekilde yükseltmiş ve karaborsaya düşür- müştü. Atlayan kimdi Macarların gelmeyecekleri haberi spor çevrelerinde bir bomba te- siri yaratmıştı. Büyük gazeteler sa- bahın erken saatlerinde haberi tah- kik etmek için müracaat edecek mer- ci arıyorlardı Vakit ilerlemiş olma- sına rağmen bu mevzuda konuşacak bir tak selahıyetlı şahıs yoktu. Bulu- nanlar, ise "bizde böyle bir şey duy- duk. Temas halindeyiz. Henuz kat'i ğ demekte bir şey öğrenmiş değiliz" idiler. Bu arada Ankaradaki Macar Sefirinin telefonu sık sık çalıyordu. elefonu açanlar daha karşı tarafın sualine meydan vermeden: "Sefir bey yoklar. Nerede olduğunu bilmi- yoruz" demekle iktifa ediyorlardı. Macarların gelip gelmiyeceğini, karadaki sefaretten başka bilmesi ihtimali olan bir de İstanbuldaki Ti- caret Ateşesi Terec vardı. Organi- zasyonu yapan bu şahıstı. Ateşe ken- disine müracaat edenlere mali ba— kımdan anlaşmaya varıldığını, — ve rilecek yüz bin liraya mukabil pisa- sadan mal çekebilecegını bu durum karşısında ihtilaf mevzuu kalmadığı- nı bildirdi. Federasyon faaliyete geçiyor Haberden en çok heyecanlanan futbol federasyonu azaları oldu. Durumu hemen Ankaraya aksettir- diler. Hadiselerin son şekli hakkın- da Dışişleri Bakanlığına malümat verdiler. Macar federasyonunun Ba kan Hasan Polattan bir garanti mek- sistemesi doğrusu Çünkü federasyon bi imza vermek yetkisine sahip de- ğirdi Başbakan müdahale ediyor Macarların son dakikada bu seya— atten vaz geçmeleri ve maçı amile etmeleri Ankarada çok soğuk karşılandı. Başbakan Adnan Mende- res işe müdahale ederek "Türk Hü- kümetinin Verdıgı sözle bir spor kon- seyinin verecegı kararın bir tutula- mıyacağını" Dışişleri Bakanlığı ka- nalı ile Macar sefirine bildirdi. Bu söz karşısında Macarlar daha fazla direnmediler. Vaziyeti derhal mem- leketlerıne naklederek milli takımın gi nadan kalkacak uça- ğa yetişmesını bildirdiler. Hıkaye de böylece bitmiş oldu. Macarlar geldi Bütün bu hadiselerin olup bittiği günün akşamı şiddetli Karayel fırtınasının muhalefetine rağmen sa- at 23.40 sularında Macar milli takı- mı Yeşilköy hava meydanına indi. Soğuk, hava alanını dondurmuştu. Uçağın iniş yapamıyacağı ve Atina- ya döneceği Trivayetleri dolaşmaktay- dı. Nitekim meydan durumun tehli- keli olduğunu pılota bildirdi. Fakat pilot bütün mes'uliyeti kabul ederek piste indi. Gecenin geç vaktinde İs- tanbul gazetecileri, Federasyon erkâ- 1 ve acar sefaret memurları kar- şılamaya gelmişlerdi. Hava iyi ol- saydı hiç şüphe yok ki büyük Ur meraklı kütlesi de gene bu saatte ora da toplanacaktı. Çünki bu şöhretlere karşı-biraz danın tesiri ile - sempati duyanların adedi bir hayli kabarıktı. Dr. Sebeş'- in peşi sıra inen futbolcular doğruca Gümrük salonuna alındılar. Gazete- cilerin sual yağmuruna sadece Dr. Sebeş cevap veriyordu. — Futbolcular ve kafilede bulunan diğer idareciler 33