11 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

11 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiye VC ohn Richard Bonn'da intişar eden bellı başlı gazetelerden biri olan eneral Anzeiger'in Londra mu- habiridir. John Rıchard ın Londra'- dan gazetesine gönderdiği haberler arasında bilhassa Kıbrıs — meselesi ıle alakalı olanlar muhabirin mes- çıkca göstermektedir. "Yeşil ada"nm kaderiyle — alâkalı plan ve tasavvurlardan haberdar olmak isteyen Türk iktidar parti- sine mensup milletvekilleri, muha- lefet idarecileri, hatta Dışişleri Ba- kanlığımızın selahiyetli elemanları General Anzeiger'e abone olurlarsa bu iş için verdikleri paranın hiç de boşa gitmediğini göreceklerdir. Türkiye'nin bu derece yakından ilgili bulunduğu bir mesele baklan- daki haberleri Bonn'da çıkan bir gazeteden öğrenmek, — şüphesiz ki, Demokrasi kelimesinin pırıltılı yü- züne yosunlu bir gölge düşürecek- Sanki Tanrı, bir alman hu- disi olan muhabir John Rıcharda "John, demiştir. Londra'da kendine iyi bir muhit yap! Seneler sonra bir Kıbrıs meselesi çıkacak. Tür- kiyede Dışişleri bakanlarının ika- metine tahsis edilen köşkte oturan bir profesör, evvela bu meselenin İngiltere ile Yunanistan — arasında halledilmesi lâzım geldiğini — söyle- yecek; sonra meselenin ehemmıye— tini anlayarak "yeşil ada"nm mu- kadderatında ilk ve son sözün Tür- kiye'ye ait olduğunu Öne sürecek- tir. Ama bu zamana kadar ışler çoktan sarpa saracaktır. Kıbrıs'ta Makarios adında bir papaz, adaya Self Determination verilmezse isti- fa ederim, diyecek kadar saf bir dost bulacaktır. Ada'nın valisi olan John Harding adında bir İngiliz dost. İşler böyle bir çıkmaza girin- ce Türkiye ilgili devletlere şıfahı notalar verecek, unu Türki- yenin Başbakanından ve bir kaç yakınından başka kimse — bilmiye- cek. Herkes merak içindeyken sen, John Richard, vazifeni yapacak 0- Lup bitenlerden Dünya ve Türk e ârı umumıyesını haberdar ede- ceksin * Doğrusu istenirse, John Richard, bu vazifeyi usta gazetecılere has bir şekılde büyük bir dikkat ve maharetle ifa ediyordu. Haberleri- ni hiç taraf tutmadan veriyor, tef- sirlerinde Sezarin hakkı Sezarda kalıyordu iye'nin şifahi notasını, Kıb- rıstakı İngiliz Valisi Harding'in is- tifasını ve bu istifanın Eden tara- AKİS, 11 ŞUBAT 1956 deki Kıbrıs' fından kabul edilmediğini bildiren Anzeıgerın Londra muhabiri geçen hafta yeni bir haber daha verdi: John Harding, Ingılız Başbaka- nı Eden'e — Kıbrıs'ın muhtariyeti mevzuunda yeni bır proje vermişti. Diğer taraftan Tü Hükümeti de ayni konuda ıkıncı bir teklifin ha- zırlıklarını tamamlamak üzere idi- — o — .Kıbrıstakı İngiliz Valinin Eden'e kabul ettırmeye çalıştığı projeye göre "yeşil ada" Üüçe bölünecekti. Adanın Yunanlıların kesif bulundu- ğu bölgelerinde Yunanlılara Türkle- rin kesif bulundugu bölgelerinde de muhtariyet verile- stratejik kesimlerde ise İngi- Türklere idari cek, Rumlar taki Türkler Feyyaz TOKAR gelecek Türklerden fazla olduğu takdirde arta kalan miktar Garbi Trakyadan anavatana — getirilecek Türklerle karşılanacaktı. John Richard, bu teklifin Tür- kiye'nin Londradaki sefiri vasıtası ile bir kaç gün zarfında İngiliz Dış işleri Bakanlığına tevdi — edilmesi ihtimalinden de bahsediyordu. Doğrusu bu teklifin İngilizler tarafından değil, — Yunanlılar tara- fından nasıl karşılanacagı merak e- dilmeğe değ Meselenın hıç merak edilmeyen, herkes tarafından bilinen tarafı, Kıbrıs'ta — Makarios'un tahrikleri neticesinde hem Yunan, hem Türk, hem de İngiliz kanının aktığı; Tür- Kıbrıs için nümayiş Kararları başkaları liz askeri idaresi devam edecekti. John Richard, haberine, bu proje- nin Eden Amerikadan — döndükten sonra Muhafazakar Parti hüküme- tinin bir toplantısında müzakere e- dileceğini de ilave etmişti. General Anzeiger'in Londra mu- habirinin Türkiyenin muhtemel tek- lifi ile alâkalı haberi son derece dik- kat çekici idi. Türkiye'nin bir mü- badele teklif etmesi ıhtımalı vardı. Türkiye bir şartla Kıbrıs'ın muhta- riyetine rıza gösterecekti: Mübade- e. Yani Kıbrıs'taki bütün Türklerin Anavatana gelmeleri temin edile- cek, buna mukabil Türkiyede mev- cut Rum ekalliyeti Türkiye hudut- ları dışına çıkarılacaktı. Türkiye- deki Rumların yekunu Kıbrıstan verecek kiye ve Yunanistanda iktidar par- tilerinin bu mevzuda işin başından itibaren hatalı birer politika takip ettikleri ve bu yüzden kuvvetlerini kaybetmiş bulunmalarıdır. Türkiyede — evvela - "Komünist tahrikı" sonra da "Gençliğin gale- yanı" denilen 6-7 Eylül faciası ce- reyan etmiş ve bu hadiselerin maddi ve siyasi, tahribatının izleri henüz silinmemiştir. — Kayıplarımızın bu kadarla kalması iyimser bir temen- ni olacaktır. Zaman Kıbrıs hadıselerıne ge- bedir. Bize de beklem düşüyor. Olup bitenleri ogrenmek için bir Alman gazetecinin İngiliz makam- larından alacağı haberleri — bekle- mek! ,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: