Kıbrıs Politikanın — bir karşılığı da "Vefasızlık" olmalı. Acaba hâdiseler bambaşka tarzda inkişaf etmiş — olsaydı, siyasetçilerimiz, hele Hükümet adamlarımız, "Kıbrıs Türktür Cemıyetı nin kuruluşu üzerinde bu kadar te- laşlı ve "Hayır siz kurdunuz” yollu beyanatlar / vere- Çocuklarının istedikleri şekilde, sokaga dökülmeden, vekarla gelişseeydi de, Kıbrısta Türk Bayrağının dal- galanacağı gün gelseydı o zaman şimdi çeşitli mesuli- yetlerden kaçınanların ve bir cemiyetin kuruluşunu şu veya bu organa yükleyenlerin en büyük şeref payım kendi önlerine çekmek için yapmadıkları kalmazdı. Kıbrıs Türktür Cemiyeti ki, şimdi Eminönü Birin- ci Sulh Ceza Hâkimliğinin, İstanbul Valisinin gördüğü lüzum üzerine, aldığı müstacel bir kararla muvakkaten faaliyeti tatil edılmıştır ne Hükümet, ne de her hangi bir siyast teşekkül tarafından değil, bizzat Türk gençliği tarafından ku- rulmuştur. Bugün, bu cemiyetin İs- tanbuldaki mensupları — müessif ha- diseler dolayısiyle halen Örfi İdare tahkikatına tabi olduklarından, tah- kikatın selâmetle inkişafını bir sa- nıktan çok daha fazla bir vatandaş olarak düşündüğümüz için, yazılma- ması gereken hususlara azami dik- kat gösterecek ve bu ışık altında, u- mumi efkarın kafasında bir istifham halinde duran Kıbrıs Türktür Cemi- yetinin sadece kuruluş hikâyesini an- latacağız. Hikaye, Avrupa Birliğinin Türki- ye Gençlik Kampanyası Sekre- terliği tarafından, Talebe — Federas- yonu binasında Anadolulu gazeteci- ler için tertiplediği bir seminerde or- taya atılan teklifle başlar. Seminer- de, Avrupa Birliğinin muhtelif mese- leleri görüşülürken, staja katılan Anadolulu meslektaşlardan biri, bir- liğin iki komşu ve müttefik azası o- lan Türkiye ile Yunanistan arasın- da çekişilen Kıbrıs davası hakkında bir sual sorar. Şimdi, belki de ismini gizlemek isteyen Anadolulu gazete- cinin bu sualidir ki. Hükümetin Kıb- rıs meselesinde pasif davrandığı tezini kuvvetlendirir. Buna karşı- lık Yunan propaganda makinasının işleyişi göz önüne getırılır ve nihayet tu konuşulanlar, Turkıye Milli Ta- lebe Federasyonu idarecilerine, memleketimizde Kıbrıs meselesini bir gençlik-basın ışbırlıgı idaresi ile yürüt- mek fikrini verir. Bir gün çalıştığım gazetedeki masamın üzerinde, Türkiye Milli Talebe Federasyonunun o zamanki Genel Sekreteri Gürcan Keten imzası ile gazete sahibine hi- taben yazılmış matbu bir davetiye buldum. Yüksek tah- sil gençliğinin, bir kaç hafta sonra Birleşmiş Milletler- de görüşülecek olan Kıbrıs meselesi için 24 Ağustos 1954 çarşamba günü yapacağı toplantıya çalıştığım ga- zetenin sahibi de davet ediliyordu Davetiye, gazetemi temsilen bu toplantıda bulun- mam bildirilerek istihbarat şefi tarafından bana gön- derilmişti. İşte, ilk önce bir vazifeli basın temsilcisi ola- 12 Türktür Cemiyetin arması Gürültünün — başı Cemiyeti Nasıl Kuruldu? Orhan BİRGİT rak katıldığım Federasyon binasının üst katındaki bü- yük salonda meşhur kuruluş toplantısı Ahmet Emin Yalman, merhum Ali Naci Karacan, Selim Ragıp Emeç gıbı ıktıdarın en mutemed başyazarları Kıbrıs mesele- inde o zaman geniş neşriyat yapan "Hürriyet" in sa- hıplermden Haldun Simavi, bütün gazetelerin ya yazı işleri müdürleri veyahut birer temsilcisi, Hür Fikirler Cemıyetı Milli Tesanüt Birliği, Kıbrıs Kultur Derne- ği temsilcilerinin iştiraki ile çalışmalarına böyle baş- ladı. Toplantıyı, Federasyonun Genel Sekreteri Gürcan Keten kısa bir konuşmayla açtı. Haldun Simavi otu- rum başkanlığına seçildi ve son büyük kongrede D.P. den ayrılan Türkiye Millt Talebe Federasyonunun o zamanki başkanı Ali İhsan Çelik kan "Yunanlılar sis- temli olarak iki şekilde çalışmaktadırlar. Biri milli, di- ğeri milletlerarası. Halbuki Türkiyede Kıbrıs meselesi milli bir politika olmamıştır. Talebe teşekkülleri, siyasi partiler, dini ce- maat temsilcileri, işçi birlikleri ara- sında bir koordinasyon kuralım ve sistemli olarak çalışalım" dedi. Teklif çok cazipti. Gazete tem- silcileri, Yunan Tadyosunun devlet adamlarının nutuklarım her gün yay- dığını, "Kıbrıs! Kurtuluş saatin yak- parolasiyle emisyonlarına baş- ladığını ve dünya efkârında Kibri- sin bir Yunan meselesi olduğunu bi- liyor; bir kaç hafta sonra Birleşmiş Milletlerde bu mesele görüşülürken Türk tezinin orta çıkacağını bu tezin şimdiden yayılması ve deste lenmesini istiyorlardı. Onun için bi— rer vatansever olarak toplanıp, Hü- kümetin belki de çok arzuladığı hal- de fiilen girişmek istemediği propa- ganda kampanyasını derhal açmak lazımdı. İşte bu ve buna benzer fikirler havayı sardı. Salonda sanki Kibri- sin kurtuluş müjdesi hakimdi. Şuur- lu bir heyecan, tatlı tatlı iliklerimize kadar yayılmış, tıpkı 1937 de Hatay için açılan yarı resmi kampanya gi- bi, Kıbrıs için de ilk işaret verilmiş- ti Bir komite kurulacaktı. Komiteye aday lazımdı Eller kalkıyor teklif üs eklif yapılıyordu. Rahmetli AH Naci Karacan, Mılhyet 1 hazırladığı için şimdilik özür dilediğini ve gazetesi çıkınca bütün imkanlarıyle komi- tenin emrinde olduğunu belirtti. Haldun Simavi yerini Hikmet Bil'e terk etmek istiyordu. Selim Ragıp Emeç, kendisiyle aynı miktarda rey alan ve komitede behe- mehal çalışmak arzusunu isteyen Zafer'in eski Orta Doğu temsilcisi lehine feragat edıyor "Mebus ve bir başmuharrir olarak hizmetinizdeyim" diyordu. Komite, Avukat Nevzat Karagil'in başkanlığında Ahmet Emin Yalman, Hikmet Bil, Kamil Önal, Öğret- en Dr. Ziya Somar Hüsamettin Canöztürk ve ben- den teşekkül etmıştı 25 Ağustos günü ilk toplantımızı yaptık. Adımız "T.M.T.F. Kıbrıs Komitesi" idi. rıs kelimesine, Yu- nanlıların meşhur "Enosis-ilhak," parolasını göz önüne alarak "Türktür" ibaresini ilave ettik ve böylece "T. AKİS, II ŞUBAT 1956