24 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

FİLMCİLİK Sinemalar İyi filme hasretlik bır delıkanlı "Birader, r su- nun şurasında eğlence olarak, onda da İîlmlerın en bayatını seyretmek düşüyor. Geni çten delikanlının hakkı vardı. Yenişehir'deki sinemalardan biri nin kapısında, iyi giyimiş, güzel bır genç kız, eliyle saçını düzeltip, başı- nı hatîfçe arkaya doğru attıktan son- ra, kelimeleri uzata uzata, yatımdaki arkadaşına dert yanıyor! o deş, diyordu, nasıl aramaz- sın Istanbul u? Herşeyı başka. Şu si- nemalarda da doğru dürüst bir film oynamıyor ki... Hepsi eski — filmler. Hepsini daha önce görmüştüm. Ya- ni, vallahi..' Genç kızın hakkı vardı. Özen Pastahanesınde aynı günün akşamüstü, orta yaslı, efendiden bir adam, kahvesını yudumla p, elin- deki gazeteyı masanın üzerine biraz sertçe attıktan sonra karşısında otu- ran arkadaşın Efe ndım, - diyordu, mesele su: Ankara daha çok bir memur şehri- dir. m de ekseriyeti küçük memur- lar teşkıl eder. Bunların, yani hepi- mizin bir eglencesı sınemadır, bir de tiyatro... Daha çok sinema tâbii. Eh, haftada bir gün, karısıyla sinemaya giden adam da şöyle iyi film seyret- mek ister. Herkes Collete'i seyrede- mez ki! Bakın bu sene oynayanlara, hep Nuhu Nebi'den kalma, evvelce fil z E, buna Ur çâre bulmalı efendim.. Bu, orta yaşlı, efendiden adamın da hakkı vardı. Aslı aranırsa, hangi meselede, ki- min hakkı yoktu ki? Ankara sinema- larında oynatılan filmler mevzuu, ar- tık, müzminleşen — bir dert lmaya başla tı Bu mevzuya, kuçuk bir neşter atıp meseleyı gün ışığına Ççı- karmak, Ankara'da — seyircinin nasıl ARSASI istismar edildiğini belirtmek, vazife halini al ' Ankara'daki bir çoğunluğu iki mekteydi. Biri sınemacılık T. Ş. olduğu Park, Yen i, Sus, Anka Sü- mer sinemaları, öbürü de Ankara da bir sinema tröstu meydana getırme yolunda olan Kâzım Hüsnü Güven'in sinemaları... Yani, Büyük, Gölbaşı, Nur ile yakında açılacak olan Yeni Mahalle ve Samanpazarı sinemaları. Bu iki büyük grubun dışında yine bir elden idare edilen Ulus ve ci sinemaları geliyordu, Öbür sine- malar, çok mahalli ve kuçuk sinema- lardı ve asıl davayla İlgileri yoktu. Park ve Sus sinemaları ekseri- yetle yerlı filmler gösteriyorlardı. Sümer sineması ise, İstanbul'daki Al- kazar sinemasının Ankara daki boş- luğunu doldurmaktaydı. Ankara'da — oturan ve münevver sayılan kutlenın devam ettiği sine- malar ise şunlard Büyük, Ankara, Ulus, Gölbaşı, Yenı Asıl dert de bu sinemalarda oynayan filmlerden do- sinemaların büyük elden — idare edil- İş Bankası'na bağlı iş etmekte ğuyordu. Bir küçük tarihçe: 1955-1956 sinema sezonunun başın- d eri Ankara'dı gösterilen filmlerin çoğu, yıllarca Öönce oyna- mış, çoğu vasatın altında filmlerdi. Ankaralı seyirci, İstanbul'da oyna- yan filmlerin onda birini bile seyret- mek imkanından mahrum ediliyordu. Buna bir kaç misâl vermek mümkün- dü. Son iki hafta içinde oynayan film- lerden bir kaçının tarihçesi bunu a- çıkca gösterecekti. Büyük Sinema da - oynayan "A song Unutulmaz Şarkı", Cornel Wılde Paul Muni, Merle Oberon'un çevırdıklerı ve dün- ya pıyasasına 1942 - 1943 de çıkmış vasatn üstünde bir film Anka da 1946 yılında Yeni Sınemada kış sezonunda gosterılmıştı Aynı yılın yazında, yine aynı sinemada yanına bir film daha katılmak suretiyle BİZDEN Cihangir'in en iyi yerinde cadde ve köşede 18 m. cephe ve 16 m. derinliğinde arsaya alınmış asgari yedi katlı apartman, depo veya ga- raj yapmak üzere ortak aranıyor. Müracaat : Çetin EVEN Basın Reklâm Bürosu İstiklâl Cad. Mis sok. - Beyoğlu Telefonlar : 49450 - 24151 32 tekrar oynatılmıştı. Ankaralı seyir- ci, bu filmi, 1966'de tekrar görmeğe mecbur bırakılmıştı. Yine 1948-1949 da ilk def'a Yeni Sinema'da gösterilen, arap filmleri ayarında bir melodram olan Cornel Wilde, Jeanne Crain, Gene Tierney'in oynadıkları "Leave her to heaven — Kıskanç Kadın" filmini, bu yıl yine Büyük Sinema'da seyretmek bahtsız- lığından Ankaralı seyirci kurtula- mamıştı Neo Realizm anlayışıyla çevril- miş, sanat endişesi hâkim olan bir İtalyan filmi de, çok az bir aralıkla ikinci defa —seyredilmişti. Elen Rossi Drago, — Antonella Lualdı Frank Latımare, Gino Cervi'nin çe- virdikleri "Ü nı", geçen zın Rom: yıl Türkocağı Sıneması nda gösteril- mişti. Bu yıl Ulus'da tekrar oynatıl- dı. Bu iyi bir filmdi. Fakat ikinci de- fa oynatılmasına da çok haklı bir sebeb gösterilemezdi. Ava Gardner, Kathryn Grayson, Howard Keel'in oynadıkları "Show Boat Kumarbazın Karısı"nı, bu ka- bak çekirdeği misillü fılmı bundan iki yıl önce, Büyük Sinema oynatmış- tı, geçen hafta Ulus Sineması'nda aynı film tekrar oynatılmıştı. Daha arttırılması pek mkün olan şu bir kaç misâl bile, Ankaralı seyircinin sinemalardan neler çekti- ğini göstermeğe yetip artıyordu bi- le. Sebepsiz yere fazla fiyat Ankaralı seyircinin bahtsızlığı bu arla da bitmiyordu. — Bitecek gibi de değildi. Ankara'da sinemaya gidenler zaman zaman, yalnız bu şeh- rin bir hususiyeti olarak, hiç lüzumu yokken, bazı filmleri fasla fiyatla seyretmek mecburiyetinde de bırakı- Buna Belediye de elinden i kadar gayret — gösteriyordu. Smemacıların daha çok kazanmaları için, doğrusu ya, iyi çalışıyordu. Bu- nun için de, bir kaç misâl vardı. Bun- lardan bırı "Ouovadis" ti. Bu film Büyük Sınema da oynamıştı. ramik ve uzun bir film olusu dolayı- sıyle, Beledıyenın de, tasvib ve tas- di ıle, bu film fazla fiyatla seyre- . Halbuki, İstanbul sinemala- Pano- normal tarife üzerinden parasını ve- rerek, seyretmişti. "Sahne Işıkları" da Büyük Sine- ma'da fazla fiyat tathıkıyle oynatıl- mıştı. Ibuki, İstanbul'da bu filme de normal fıyat tatbik edılmıştı. Ankaralı seyircinin, — fazla fiyat tatbiki meselesinden seyredemediği filmler de vardı. Büyük Sinema'da oynatılacağı ilân edilen "Yedi Kar- dese Yedi Gelin" bunlardan biriydi. Bu bir sinemaskop filmdi. Bu film oynayacağı sırada. elediye biraz uyanmış olmalıydı ki, fazla fiyat tat- bikini kabul etmemiş ama film de oy- natılmamıştı. Buna mukabil — Yeni Sinema altı haftadan beri, normal fi- yatları üzerinden sinemaskop film oyna ıyordu. AKİS, 24 ARALIK 1955