YURTA OLUP BİTENLER hatâ — ettiklerini fakat doğru yolda bulunduğunu hepsini bırakıyor. kendisinin söylüyor, Olur mu, bu?"' Lâfların sonu Cuma günü Mecliste hakikaten sert oldukça tarafsız bir edayla — verdi. Bunda yeni Basın islerini tedvire alafa- sarıları derhal Meclise sevketti. U- aylardan beri — İstanbul' da örfi ıdare hapıshanelerınde tutulan binler- ce insanlardan bir kısmı, bu arada Orhan Birgit tahliye edildiler. Dünya ve Vatan zamanından evvel açıldı- lar. Demokratik yol, açılmışa benzi- yordu. Kapanmaması için bir tek çare vardır: D. P. gurubunun bu yola sa- hip çıkmakta devam etmesi, muraka- besini bir an ihmal etmemesi!. İçişleri Verdirilen beyanat Geçen haftanın sonunda cumartesı gecesi, Zafer gazetesının yazı ş- leri müdürlüğüne — "iyi gösterilmesi" kaydiyle iki beyanat gönderildi. Be- yanat, yüksek makamlardan geliyor» u. Zafer gazetesinde alâkalılar me- tinleri okudular; baktılar ki bunlar- dan biri İstanbul Valisi — Fahreddin Kerim Gökayın, diğeri ise İzmir Va- lisi Kemal Hadimimin, İnönünün Mec- listeki sözlerine karşı "Zafer gazete- sine yaptıkları beyanat" tır. Metin- ler, birinci sayfanın sayanı hürmet bir yerinde neşredildi. Ertesi sabah, Anadolu — Ajansının. Umum Muduru k makamlar- dan emir aldı; İstanbul ve İzmir Va- lilerinin Anadolu Ajansına yaptıkla- rı beyanat lard l kt Metin aynıydı; asdece "Zafer gaze- tesı yerine "Anadolu Ajansı" denil- Halbukı ısın aslında ne İstanbul alınmışt ise biraz fikirle bilhassa muvafakat idi Eğer arada Fahreddin Kerim Gö- kaym kurnazlığı olmasaydı durum belki de bazı kimselerin gözünden ka- . Ama İstanbul Valisi ihtiyatlı e kendisini — istikbalin muhtemel komplikasyonlanndan kur- tarmayı tercih etmişti. Zafer gazete- sinde malüm beyanatı çıkarken, Fah- reddin Kerim Gökayın İstanbulda Cumhuriyet gazetesinde de bir kaç cümlesi çıkıyordu. Vali onda, bir be- yanat yapmak mevkiinde bulunmadı- ğını bildiriyordu. Eğer Zafer'e haki- katen içinden gelerek beyanat yan» Kapaktaki politikacı Muhlis Ete hafta içinde D.P. nin açılan kapısından Hür. P. ne gecenler arasında bir tek isim dikkati çeki- yordu: Muhlis Ete. Geride kalan- lar gidenlere bakarken "Hükümet kurulmadan neye ayrılmadınız?" diye eğleniyorlardı ve hakikaten son gidenlerin arasında bu hitaba hak kazananlar yok değildi. Ama Muhlis Ete de D.P. den ayrılınca, iktidarın içinde hakikaten huzur- suzluk olduğu inkâr edilmez bir hal alıyordu. Muhlis Ete'nin istifası - iki satarla istifa etmişti - bakan olamamanın hayal sukutuna atfe- dilemezdi. D.P. de iyi gitmeyen bir şey vardı. Muhlis Ete D.P. iktidarının ilk İşletmeler Bakanıydı. Ondan sonra da Ekonomi ve Ticaret Bakanlığını işgal etmişti. İstanbulluydu ve 51 yaşındaydı. ilk ve orta tahsilini İs- tanbulda, lise ve yüksek tahsilini Almanyada yapmıştı. Leipzig Üni- versitesinden iktisad doktoru ola- rak mezunıyetını muteakıp 1930 Darülfünuna müd larak girmiş, 1950 ye kadar aka- demik kariyerine devam etmişti. O yıl D.P. onu Ankarada Siyasal Bil- giler Okulunda İşletme Ekonomisi ve Ekonomi kürsülerinde profesör olarak bulmuş ve Ankara adayları arasına katılması için rica etmişti. Muhlis Ete Başbakanlık Umumi Mürakabe Heyetinde de bulunmuş ve bu zaman zarfında Devlet işlet- melerini yakından tetkik etmişti. saydı, Cumhuriyet'e de aynı şeyleri elbette ki söylerdi. Buna mukabil be- yanatın yaptırılış tarzı etrafında bir fikır vermek istemeseydi, hiç olmazsa 'e telefon eder ve ilk söz- lerını ıptal ettırırdı Hayır! Fahreddin Keri öylece hakıkatın belli olmasını ıstıyordu Beyanatta söylenilenler Zaten gerek İstanbul, gerekse İz- mir Valilerinin beyanatında dişe dokunur bir taraf yoktu. Hattâ İs- tanbul Valisi Başbakana hadiseler o0- lacağını haber verdiğini ve ondan ted- bir alması emrini tebellüğ ettiğini bıl- diriyordu. Peki, bu tedbirler nede işlememişti? Fahreddin Kerim Go- kayın üzerinde bir mesuliyetin bu- lunmamasının — sırrı, iste buradaydı. Zira 6/7 eylül gecesi İstanbul Valili- inin makam odasına girenler orada İçişleri Bakam Dr. Namık Gediği bir AK İ S Bu hafta 34.520 adet basılmıştır. İkinci Menderes Kabinesinin E- konomi ve Ticaret Bakanı» hükü- metten 1951 yılında prensip İhtilâ- fından dolayı ayrılanlar arasında- dır. Daha sonra Avrupa Konseyi temsilciliğine seçilmiş ve orada İs- tişari Meclisin başkan vekilliğine getirilmiştir. 1954 seçimlerinde ise D.P. nin Ankara adayları arasında en fazla rey almıştır; zira kendisi- ne sadece demokratlar değil, pek çok tarafsız da seve seve rey ver- miştir. Muhlis Ete bu devre, D.P. nin Meclis gurubunda ihtisas encümen- lerinin faaliyete geçmesini teklif etmiş, Üçüncü Menderes Hüküme- tinin ekonomik politikasını beğen- mediğini — bildirmiştir. Gurubun meşhur 13 aralık toplantısında da Envestisman ve Koordinasyon mev- zularında tenkidlerde bulunmuş ve Menderesle Samed hiddetlerini celbetmiştir. rak Muhlis Ete 36 arkadaşiyle be- raber Gurupta Dördüncü Mende- res Kabinesine kırmızı rey vermiş ve artık D.P isi içi kalmadığını düşünerek — Hürriyet Partisinin kurucuları arasına ka- tılmıştı Mu hlıs Ete gibi bır insanın ar- tde kendisine D r kalma- dığını düşünmesi, butun aldı ba- şında D.P. lileri "ne oluyoruz, ne- reye gidiyoruz ?" diye düşündüre- cek derecede mühim bir keyfiyet- tir. maroken koltuğa bitkin halde çök- müş görmüşlerdi. O akşam her bizzat bakan idare ettiğinden, selelere temas edildiğinde Dr. Namık Gedik iki kere söz istemişti, fakat ikisinde de susmayı tercih etmişti. E- ğer bir bildiği ve hele bir aöyliyeceği varsa, hodri meydan! Zira o gece va- lilik makamında bulunanlar, ipleri bizzat Dr. Namık Gediğin elinde gör- müşlerdi. Fahreddin Kerim Gökayı kurtaran da işte buydu. Mesuliyet İçişleri Bakanına aitti. Onunla bera- ber İstanbulun iki "dinamik" millet- vekili Celal Fuad Türkgeldi ile Firu- zan Tekilin de o gece pek faal olduk- ları bilinen hakikatlerdendi. Mecliste, İstanbul valiliğinde işlerin nasıl cere- yan ettiğine mükemmelen şahitlik yapabilirlerdi! Polis niçin işlememiş, askeri kuvvetler niçin hareketsiz kal- mış Evet, hakikaten bar şeyin açık- lanmasına ihtiyaç vardı ve valilere verdirtilen beyanat bunu bir kere da- ha ispat ediyordu. AKİS, 24 ARALIK 1955