24 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

24 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA dilik degışmez başbakanının ilk parti hüküm i kurmasından itibaren, bir takım suıstımaller olmuş, fakat bun- ların hesabı — sorulmamıştır. Hükü- met beyannamesinde mumi haya- ımızda — her türlü suistimallerle şiddette mücadele" den bahsediliyor. Şimdiye kadar ayni zatın idaresinde kurulan hükümetler zamanında bu konuda hiçbir şey yapılmamıştır. Mi- sâlleri uzatmak bu yazının kapla- dıgı miktarda bir yeri ferah ferah işgal edebilir. Bunun mühim ğümüz bazılarına işaretle yetmelım Resmi ilânlar, basma — kâğıt tevzıı, bakanın gazete sahibi olup resmi dai- relere bunları sattırması, bakan ak- rabal a haksız menfaat temin edıldıgı zaman bunları karşılıklı tet- kik ve munakaşadan kaçış, devlet radyo selesı, seçimler sırasında yapılan bazı işlerin — sonradan Yük- sek Seçim Kurulu tarafından mah- küm edilmesi, orman suçlularının se- çımler arefesı de takip ettirilme- mesi, tilerin ilçe haline getirilmesi, İspanya'ya buğday satışı hâdisesi ve taunun münakaşasından kaçış, son çü- rük lâstik ve kamyon hikâyeleri, dö- viz komitesi maceraları ve daha ni- celeri... Bütün bunlar nedir? Suiisti- mali "bir suretle haksız menfaat te- min etme" diye anlarsak her türlü sdi haksız yetki faydalanmaları kolaylıkla bu mefhum içinde topla- nabilir. Un dar manasıyla alınsa bile, meselâ haksız servet iktisa, larına, haksız zengınleşmelere karşı beş çuk yıldır ne yapılm ştır? Biç! sade- mulmuştur. Milyonlarla in- sanın her gun bıraz daha fakirleşme- lerine mukabil ördüğümüz sadece türedi zenginlerin her geçen gün mik- tarlarını arttırmaları olmuştur. Şim- diye kadar bütün olup bitenlere se- yirci olan bir hükümet — başkanının bu mevzuda fazla bir şey yapabilece- ğini beklemek her şeyden evvel akla uygun düşmez ve safdillik olur. Yabancı sermaye meselesi: Proğramda bu konuya da şöyle bir dknlyr' "..Ta ı Serma- yeyi Teşvik Kanun undan bu güne kadar alman netıcelerden daha ileri neticeler elde edilebilmesi için dur madan gay sarfedeceğiz. Petrol Kanununun tatbıkı ve neticeler elde edılmesı hususu da — samimiyetle ve bir dikkatle takip olunacak- tır." Tabancı sermaye bir memleke- te gelirken yüksek — ve devamlı kâr yanında ve belki de ondan önce em- niyet arar. Hatta bazan emnıyet un— suru o kadar önem kazanır ki, ser- maye kendi memleketınden bıle ka- çar. Son İstanbul hâdiselerinden son- ra bir çok yabancı sermayedarlar memleketimizdeki emniyet şartları- nı, kendi bakımlarından, kafi görm lerse buna şaşmamak lazımdır. hadıseler vukua gelmemış olsa idi bi- kanunların tem edebilecekleri faydalar, çok çeşıtlı faktorler yüzün- den, zaten t bahş © görünmüyor- lardı Maamaf'ıh biz yabancı serma- 14 yeyi normal yollarla değilse de, bir acaip yoldan temin yolunu da keşfet- memiş değilizdir. ödenemiyen dış ti- caret borçları ve tediye muvazenesi açıkları, nev'i şahsına münhasır bir sermaye transferı sayılabilir Hükümet programını da bir de, bir bakanlığın yerine yeniden başka bir bakanlık ile, şimdiye kadar cut olmayan diğer bir bakanlıgın ku— rulması lüzumundan bahsedilmekte- dir. Orman da e Sosyal vamız, sosyal güvenlik adalet, zıraı gelirlerin ver- gılendırılmesı ve vergi adaleti, grev hakkı, sendikacılığın gelıştırılmesı gibi ana problemlere proğramda te- mas dahi edilmemiştir. B.M.M. Tenkitlerin değerlendirilmesi "Mutlak doğruluk ve isabetin sırrı- 1 şimdiye kadar kimse keşfede- memıştır İnsanların varabilecekleri isabet ve doğruluk ancak nisbi bir i- sabet ve dogruluk olabılır , Bunun da tezahür yolu serbest nakaşadır. Ooğruyu ve ısabetlıyı bulma ve tayın etme kimsenin inhisarında olamaz. Taptıkları ve sözleriyle, hattâ pey- gamberle hükmü dışında degıldırler Böyle bir inhisarı, seçim ekseriyeti neticeleri, gurup ç ğun uk- ları gibi şeyler hele hiç kuramazlar unku akıp gıde hayat içinde her zin karşısın a bir antitez çıkagelmıştır Varlığın karşısında dev:. edip g karşısında bir zıt fikir, her meto politikanın karşısında onu reddeden, beğenmiyen bir karşı metod ve politi- ka olacaktır. Bu her şeyden evvel de- mokrasi rejiminde böyle olmak gere- kir. Demokrasi, halkın kendi kendi- sini idare etmesi' demek olduğu ka- dar, itibar kazanabilmek için eşit mü- cadele şanslarına sahıp çok çeşitli fi- kirlerin vücudunu uri kıtan, onla- rı geliştirip yaşat n bir ıklım de- mektir. Bu çeşitli fıkırler olmazsa demokra iden de eser olmaz. Bir fik- rin, bır polıtıkanın bır an en fazla itiba! azhar o a karşı lan fıkırlerın ve polıtıkaların hayat haklarına son vermez. Bilâkis, onla- ra hayat hakkı tanındığı nısbette di- fteri meşruiyetini kuvvetlendirir. Tatbikat Halbuki memleketımızın altı sene- en ye yaklaşan yeni idare zamanın- daki haline bakacak olursak, söyle- diklerimizin hemen hemen hıçbırının izlerine dahi rastlıyamayız. Seçimleri kazanmış olmak iktidar partisine ve bilhassa onun liderine, bilhassa ikti- sad gibi ilim dallarında bile doğruyu ve isabetliyi bulma ve tayin hisarım da kazandırmıştır. karşı t'ıkırlere, yanlışlar ve hatalar karşısında doğru ve isabetli ikazlara hiç kulak asılmamıştır Hattâ çeşitli tedbir ve usullerle bunlasın ifade edil- melerine, ortaya konmalarına imkân bırakmamak dahi istenmiştir. Böyle bir zihniyet ve telâkkinin tatbikattaki eserleri henüz bütün şiddetleriyle hü- kumlerını icra etmektedirler. Başba- n Meclis kürsüsünde İktisadi po- lıtıkasının tenkidine karşı verdiği ce- aplar bunun delilidir. İktidarla birlikte dogruyu ve İsa- betliyi tâyin inhisarına da sahip oldu- ğunu zanneden kurucular ve hususiy- le diler, sırf bu inhisar yüzünden işler her gün biraz daha sarpa sarıp çık- maza girince, karşı ve zıt fikirlere o- lan tahammülsüzlüklerini arttırmış- lardır. Basın, Üniversite ve hâkim- Kontrolsuz Arjantinde diktatör Peron'un yı- kılışından sonra iktidara gelen adamlar, üzerlerine gerçekten kim- senin gıpta hissini davet etmeyen bir mirasın tasfiyesile - meşguldür- ler. Peron rejimi takip ettiği enf- lâsyon polıtıkasıyla memleketin pa- rasını mahvetmiştir. 1945 yılından bu tarafa adam başına dusen tediye vasıtalarının tedavul hacm tmışken, ad 9o 3,5 tır. İktidarda bulunuşları hiç- bir şekılde itiraza uğramamış O0- lan ve fakat şuurlu bir politika tat- biki hususunda türlü çeşit güçlük- lerle karşı karşıya bulunan yeni ik- tidar sahipleri, — halledilmesi çok daha müsait siyasi şartlar altında dahi, büyük güçlüklerin yenilmesi- ni icap ettirecek bir vazife karşısın- dadırlar. Yıl sonuna kadar vâde- leri gelecek uzun vadeli dış borç- la la dış ticaret borçlannın mikta- rı, vâdeleri gelecek siparişlerle bir- likte 757 milyon dolarlık bır yük- seldiğe çıkacaktır ki, bunun ancak 450 milyon dolarlık kısmı altın ve döviz ihtiyatlarıyla karşılanabılır İhracatı da nazarı itibare almak ü zere ifade edilecek olsa bile, cari yıl ıçın tedıye bilançosu — açığının 186 m n dolardan az olmayacağı kat' ıyetle soylenebılır Ziraatın rolü Peronun iktisat politikasının fe- lâketle neticelenmesinin başlıca sebeplerınd n biri, Ziraat Politika- sında işlenen ağır hatalardır. Harp sırasında ve bilâhare bir kaç h sonrası yılında Arjantinin hububat mahsulü, devlet ihracat monopolu sayesınde, hayali denecek kadar yüksek ve diğer ihracatçı memle- ketlerin fiyatlarından çok yüksek fiyatlarla ıhraç edildi. Lâkin bu döviz bolluğundan zıraatcınııı payı- na duşen mıkt hiçbir. zaman 96 25-30 u geçmedi. Gerıy kalan mu- azzam pa hükümetin kasalarına aktı ve yabancıların ellerinde bu- lunan (Demiryolları, Gaz ve Elekti- rik tesisleri v.s. gibi) İktisadi te- sislerin ve faaliyet kollarının dev- letleştırılmesı ile, haddinden fazla e büyük mikyasta ırrasyonel bır tarzda yürütülmüş olan yeni AKİS, 24 ARALIK 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: