s P Futbol Büyük maçtan evvel Hafta içinde en ağır başlı gazetelerin dahi spor sahifesine bir göz atan o- kuyucular Fenerbahçe - Galatasaray ma- ına ait çeşitli dedikodu ve haberlerle karşılaştılar. Bunlar içerisinde ürerinde durulmaya değer olanlar vardı. a; gene de ekserisi gazeteciler tarafından u- çurulmuş balonlardı. Bir gazetenin tama- men doğru haber vermesi imkansızdı. O- nu büyütmek, telleyip pullamak ve cazip bir hale koymak bu meslek erbabının bir nevi san'atini gösterirdi. Ama, balon- lar sıklaşır ve hakikatten gittikçe uzak- laşılırsa o zaman da cunun itimadı- nın sarsılma tehlikesi belirirdi. İşte bu, bir gazete için en korkulan şeydi. Nite- kim ekserisi muhayyeledea doğma olan a rmi: irbirini tutmayan soylentılerın mahiyeti anlaşılmıştır Balonun okuyucu tarafından bir fiske ile patlatıl- olması yazarların ifrada kaçmış ol- doklarını açıkça gosterıyordu İdarecilerin ketumiyet arkoş sisteminin gerek nazırlık maç- larında .ve ge Z. Maçın- da iyi bir imtihan vermemesi neticesinde taraftarlar, yazarlar hatta idareciler ba- badan kalma (WM) sistemine dönülmesi- ni Fenerbahçe'ye tavsiye etmekte idiler. Bu sebeple kulüp içersinde bir karışma ve kaynaşma meydana gelmişti. Her fadan bir ses çıkıyordu. Kendisine vasi selâhiyet tanınan Macar antrenör Mar- koş ne yapacağını şaşırmıştı. Oynatmak istemediği futbolculara, idarecilerin — ve hariçtekilerin baskısı ile takımda — yer vermek mecburiyetinde kalmıştı. Bu bo- calama hafta sonuna kadar devam etti. Nihayet geçen cuma akşamı yani maçtan iki gün evvel Fenerbahçe kulübünde Başkan Zeki Rıza Sporel'in de iştiraki ile toplanan idare heyeti, uzun münakaşa- lardan sonra takımın çıkacağı şekli tespit etti. Zeki Rıza Sporel bilindiği gibi ida- re heyeti 'toplantılarına pek seyrek ge- riyordu. Demokrat Parti milletvekillerinin- dendi. Kongrenin başlamasından bir gün evvel İstanbul'da bulunup idare hey'e- tine riyaset edişi Fenerbahçelilerin maça verdiği ehemmiyeti gösteriyordu. İkinci Başkan Osman Kavrakoğlu — Ankara'da hummalı bir şekilde faaliyet gösteren D. P. haysiyet divanının sekreteri olduğu i- çin idare hey'eti toplantılarına bir müd- detten-beri katılamıyordu. Bu sebeple geriye kalan diğer yedi âza ki - içlerinde hususi organizasyonlardaki yolsuzluk da- vasında davalı ve davacı vaziyette olan şahıslar vardı - bunlar her toplantıda tam bir anlaşmaya varamadan dağılmak- ta idiler. İşte nâzım rol oynayan Zeki Rıza'nın son toplantıda bulunması bu bakımdan mühimsendi. İdare heyetinin toplantısından son- ra gazeteciler bütün çalışmalarına rağ- 32 O R men, takımın tertibini — öğrenemediler. Bu arada bazı idarecilerin beyanat ver- me merakında bulundukları görüldü. İç- lerinde takımının mağlup olacağını söy- leyenler dahi vardı. a bu usule da- ha evve Ke Te . Netice ıtıbarıle bütün ketu- mıyete ra, gmen paz. nü bazı gazete- lerin takımı t şeklı ıle erdikleri hay- retle goruldu lşte bu nokta üzerinde du- rulmaya değerdi. Bazı gazetelere el al- tından kaydırma haber verilmesi gazete- ler arasında bir tefrik gozetıldıgı şeklin- h edildi. göstermedi. bir haftadan beri devam e- den Fenerbahçe - Galatasaray maçı- nın oynanacağı gun gelip çatmıştı Mit- hatpaşa Stadı t 900 da kapılarını sporseverlere açtı 10 30 da açık ve k alı tribünler tamamen dolduğu ıçın gışeler kapanmıştı. İçerde olan miktar a fazlası turnike cinlerinde bir m'ddt bekiledikten sonra stada hâkim tepelere tırmanıp evdkl renkleri uzaktan bir hayal gibi seçmeye çalıştılar. Stad dâva- sının halledıl emesi bu maçta bir kerre daha kendisini hissettirdi. Bölgenin elin- de tam dört milyon lira vardı. Vakı'a da- ha evvel Vali Gökay nga'da — 100. kişilik bir stad yaptıracağını açıklamıştı. Daha sonra bölge müdürü Sait Selâhat- tin Cihanoğlu da aynı şeyleri soyluyordu. Sanki her ikisi de ağız birliği etmişlerdi. Ama bütün bunlar netice itibarile bir söz olmaktan ileriye gidemedi. Maçın başlayacagı saat yaklaştıkça tribünlerde kaynaşma ve hareket göze çarpıyordu. Çılgınca alkışlar arasında sahaya ilk de- fa Fenerbahçeliler çıktı. »X» tribününde oturan spor otoriteleri bir İki sabah ga- zetesinde verilmiş olan takımın şeklini görünce: »Fenerbahçeli idareciler çok a- B yük maç Heyecanı yıp ettiler. Ya herkese bildirgeler veya- hutta hiç kimseye birşey söylememeliydi- ler.» dediler. Hele ıçlerınde kızgın oldu- ğu belli olan bir u hareketi «prensip kararı» sözü ile bagdaştırmak imkânsızdır, diyordu. Vakıa hakkı da yı i. Maçtan evvel tahmin yazısı ya— ranlar ve kuvvet ölçülerine göre kâğıt ü- zerinde Galatasaray'ın galip geleceğini pe- şinen ilân edenler Fenerbahçenin canlı ve düzgün oyunu karşısında yanıldıkları- nı bir kere daha anladılar. Evet, ezeli iki rakibin karşılaşmaları hiç bir olçuye sığ- mamakta, bambaşka hava taşımakta idi. Onu evvelden kestirmek ancak kehanet rdu. Ankaralıların tahminleri Bir ajans muhabiri Ankaradaki spor otoritelerine ve ismi san'at muhitin- de veya siyaset sahasında tanınan şahısla- ra müracaat ederek onların bu maç hak- kındaki duşuncelerını almıştı. Ajansın ver diği bu bülten en hemen, bütün İs- tanbul gazetelerınde rağbet gördü ve spor sahifesinde yer aldı. Tahmin yapanlar içersinde kimler yoktu ki; Orhan Şeref- ler, Ali Rana Tarhanlar, Nevin Demir- dlövenler v.s... İşin garibini bunca spor otoritesinin yaptıgı tahminlerin hilafına neticeyi tam olarak ses san'atkârı Nevin Demirdöven'in bilmesi teşkil ediyordu. Maç hakikaten 0 - 0 beraberlikle netice- lenince «L> tribünü sakinleri birbirleri ile şöyle şakalaşıyorlardı: «Bir de geçen sene Necmi Rıza, Muallâ Mukadder Ata- kan, Şükran Özer burada oturuyor diye lâf edip duruyorduk. Bak neticeyi gene bir ses san'atkârı biliverdi...» Hakikaten bu husus doğru idi. Kim bilir belki de bundan sonra teşekkül eden federasyon- lar bu hâdiseden sonra aralarına bir de ses san'atkârı alırlar... Maçın" cereyanı yuna — seri bir tempo ile başlayan Fe- nerbahçeliler, ilk dakikalardan itiba- ren hücum iİnsiyatifini ellerine alarak rakiplerini müşkül durumlarda bırakı- yorlardı. Yerden kısa paslı ye bol deplâs- manlı bir şekilde oynayan Sarı - Lâcivert- Galatasaray Fenarbehçe önünde emir afamadı AKİS, 22 EKİM 1955